Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Sağlık kuruluşlarının günlük dilde ve hizmetlerinde sıkça kullandığı "hasta" terimi, hizmet verdikleri kişilere yönelik incelikli bir aşağılama içerir. Bu terim, bireylerin sağlığını iyileştirmek için başvurdukları kuruluşlar tarafından kendi müşterilerini küçümsemek ve üzerlerinde bir üstünlük kurmak amacıyla bilinçli olarak tercih edilmemiştir muhtemelen ama bu üstünlüğü sonuna kadar sömürmekte ustadırlar. Peki, bu durumun arkasında yatan sebepler nelerdir?
"Sağlık kuruluşları müşterilerine neden 'hasta' demeyi tercih eder?" sorusuna vereceğimiz cevap, bu kuruluşların kendi konumlarını nasıl koruduklarını ve güçlendirdiklerini anlamamıza yardımcı olur. "Hasta" kelimesi, bireyin sağlık durumundaki eksikliğe vurgu yapar ve bu eksiklik üzerinden bir güç dengesi oluşturur. Bu kelime, bireylerin kendilerini zayıf, güçsüz ve bağımlı hissetmelerine neden olurken, sağlık profesyonellerini de birer "tanrı" konumuna yükseltir.
Sağlık kuruluşlarında yaşanan deneyimler, bu güç dengesinin nasıl pekiştirildiğini gösterir. Randevu aldığınız halde saatlerce bekletilmek, sağlık kuruluşlarının sizin zamanınıza ve ihtiyaçlarınıza ne kadar az değer verdiğini açıkça ortaya koyar. Bu bekletme süreci, bireyleri daha da çaresiz hissettirir ve sağlık kuruluşlarının üstünlük konumunu pekiştirir. Bekleme odaları, adeta bu gücün birer sahnesidir; burada hasta, sadece sabırla bekleyen ve çaresizce tedavi olmayı bekleyen bir figür haline gelir.
Fiyat konusundaki şeffaflık eksikliği ve pazarlığa kapalı olmaları da sağlık kuruluşlarının tanrılıklarını koruma araçlarından biridir. Sağlık hizmetlerinin fiyatları genellikle belirsiz ve yüksek olup, bu hizmetlere erişim sadece maddi gücü olanlar için mümkündür. Pazarlık yapma imkânı olmaması, bireyleri çaresiz bırakır ve sağlık kuruluşlarının hizmetlerinin ulaşılmaz ve üstün olduğu algısını güçlendirir. Bu durum, müşterilerin kendilerini daha da güçsüz ve çaresiz hissetmelerine yol açar.
Sağlık kuruluşlarındaki çalışanlarla olan iletişimde de bu üstünlük algısı kendini gösterir. Çoğu zaman siz, sağlık çalışanlarına "siz" diye hitap ederken onlar size "sen" diye hitap eder. Bu asimetri, sağlık çalışanlarının bilinçaltında kendilerini daha üstün görmelerinden kaynaklanır. Bu hitap biçimi, dilin gücünü kullanarak bir üstünlük ve aşağılamayı devam ettirir. Hasta, sadece sağlık durumuyla değil, aynı zamanda dil yoluyla da küçümsenir.
Sağlık profesyonelleri, sahip oldukları bilgi ve yeteneklerle hastaların hayatlarını doğrudan etkilerler. Ancak bu bilgi ve yetenek, bir üstünlük aracı olarak kullanılmaya başladığında, sağlık hizmeti alan bireyler üzerinde baskı oluşturur. "Hasta" terimi, bu baskının dildeki yansımasıdır. Sağlık profesyonelleri, hastalarını birer müşteri olarak değil, eksiklikleri ve hastalıkları üzerinden tanımladıkları bireyler olarak görmeye devam ettikçe, bu tanrılık konumu korunur ve güçlenir.
Sonuç olarak, sağlık kuruluşlarının kullandığı dil ve davranışlar bireyler üzerinde derin bir psikolojik etki bırakır. "Hasta" terimi, sağlık kuruluşlarının kendi üstünlüklerini koruma ve güçlendirme aracı olarak kullanılır. Bekleme odalarında saatlerce bekletilmek, fiyatların belirsiz ve pazarlığa kapalı olması ve hitap biçimlerindeki asimetri gibi deneyimler, bu üstünlük algısını daha da pekiştirir. Sağlık kuruluşlarının bu tutumu, müşterilerini küçümser ve onların çaresizliğini artırır. Bu eleştirel bakış açısıyla sağlık sektöründe dil ve davranışların bireyler üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak ve sorgulamak mümkündür.
Aynı beceri özellikle “öğrenci” tanımlaması ile özel okullar tarafından sömürülür.
"Aslında İLETİŞİM hem insanlar arasında hem kurumlar arasındaki ilişkinin temelidir. Bu temeli kullanma becerileri neredeyse her şeye yön verir."
1954 doğumlu olan Tufan Karaca, Kadıköy Maarif Koleji’nden mezun olduktan sonra eğitimini Virginia Polytechnic Institute and State University’de tamamlamıştır. 45yıllık profesyonel yaşamının 20 yılını dokuz farklı ülkede, uluslararası şirketlerde üst düzey yöneticilik yaparak geçirmiştir.
İş dünyasında edindiği deneyimleri eğitim alanına da taşıyarak, Yeditepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerde dersler vermiştir. Halen yönetim danışmanı olarak kariyerini sürdüren Karaca, yönetim eğitimleri ve stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak, modern iş yönetimi ilkelerini ve trendlerini kurumlara aktarmaktadır.
Yönetim alanındaki uzmanlığını kaleme aldığı “Girişimciler için Kolay ve Hızlı İş Planı Hazırlama”, “Career Management In a Disrupted World “, “Yeni Dünya Düzeninde Kariyer Yönetimi”, “Arts Entrepreneurship: How to Craft Your Creative Business Model”, “Sanatta Girişimcilik - YARATICI İŞ MODELİNİZİ NASIL GELİŞTİRİRSİNİZ? “gibi kitaplarıyla geniş bir kitleyle buluşturan Karaca, girişimcilik, stratejik esneklik ve VUCA gibi güncel yönetim konularında çalışmalarını sürdürmektedir.
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz