Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Kaza önleme sistemleri, modern otomobillerde yer alan ve kazaların önlenmesine veya etkilerinin azaltılmasına yardımcı olan teknolojik çözümlerdir.
Bu sistemler, aracın çevresini algılamak için sensörler, radarlar ve kameralar kullanır. Genellikle otomatik frenleme (AEB), çarpışma uyarısı (FCW), adaptif hız sabitleyici (ACC) ve şerit takip yardımı (LKA) gibi fonksiyonları kapsar.
Tarihçesi 1990’larda şerit takip ve ABS gibi sistemlerle başlasa da, özellikle 2010 sonrasında ileri teknoloji entegrasyonuyla ivme kazandı. 1995 yılında Mercedes-Benz’in radara dayalı ilk adaptif hız sabitleyici sistemini tanıtması, bu alandaki ilk büyük adım olarak kaydedildi.
Otomatik frenleme sistemleri (AEB), aracın önünde meydana gelebilecek potansiyel çarpışmaları önceden algılayarak sürücüyü uyarır ve gerekli durumlarda otomatik olarak fren uygular. Bu sistemin temel çalışma prensibi, radar, lidar ve kameralar gibi sensörlerin aracın önündeki nesneleri ve mesafelerini sürekli olarak taramasıdır.
Eğer sistem, yaklaşan bir çarpışma riski algılarsa önce görsel ve sesli uyarılar gönderir. Sürücünün tepki vermemesi halinde ise fren sistemini devreye alarak aracı tamamen durdurabilir veya hızını düşürerek çarpışmanın şiddetini azaltır.
Mercedes-Benz’in "Pre-Safe Brake" sistemi, 2006 yılında bu alanda dikkat çeken bir yenilik getirmiştir. Bu sistem, radar teknolojisini kullanarak yaklaşık 200 metre mesafedeki nesneleri algılar ve gerektiğinde otomatik fren uygular. Örneğin, önündeki bir aracın ani fren yapması durumunda, bu sistem hem sürücü reaksiyon süresini telafi eder hem de olası çarpışma riskini en aza indirir. Özellikle şehir içi trafikte etkili olan bu sistem, araç hızına bağlı olarak çarpışmaları tamamen önleyebilir veya ciddi yaralanmaları engelleyebilir.
Buna ek olarak, Mercedes’in daha yeni sürümleri, yayalar gibi daha küçük nesneleri de algılayarak şehir içi güvenliğini artırmayı hedeflemektedir.
Avrupa’da euroFOT adlı çalışma, bu sistemlerin otoyollarda %32 ila %82 oranında arkadan çarpma kazalarını azalttığını belirtti (2012, [5]). Şehir içinde ise etkiler daha düşüktü: %6’ya kadar kaza azaltımı gözlemlendi. ABD’de benzer çalışmalar, adaptif hız sabitleme ve otomatik frenleme sistemlerinin tır kazalarını %21 oranında düşürdüğünü gösteriyor (2024, [6]).
Yapılan araştırmalar, lüks segmentte yer alan otomobillerin bu sistemleri daha etkin kullandığını ve kazaları %30-40 oranında azaltabileceğini göstermiştir. Ancak kompakt araçlarda bu oran %10-15 aralığındadır (2023).
Otoyol: Sistemler, takip mesafesinin korunmasında büyük fayda sağlıyor. Kritik takip mesafesi için zaman aralığı %16 arttı, ani frenlemeler ise %67 azaldı (2012, [5]).
Karayolu ve Şehir İçi: Karayollarında %10-14 oranında kaza azalımı kaydedilirken, şehir içi dar manevra alanlarında bu oran %6’da kaldı.
Genç ve Yaşlı Sürücüler: Genç sürücülerde reaksiyon sürelerini iyileştirerek %25 oranında kazaları azalttı.
Kadın ve Erkek Sürücüler: Kadın sürücülerde sistemlere uyum hızı daha yüksekken, erkeklerde daha dikkatli frenleme alışkanlığı geliştirildi.
Kaza önleme sistemlerinin etkinliği, hava koşullarına göre değişiklik göstermektedir. Islak zeminde, otomatik frenleme sistemlerinin etkinliği yaklaşık %20-25 daha azdır. Sensörlerin kaygan yüzeylerde daha yavaş tepki vermesi ve fren mesafesinin uzaması bunun başlıca nedenlerindendir. Ancak kuru zeminde bu sistemler, tam kapasite ile çalışarak kazaların %50’den fazla azalmasını sağlayabilir (2023, [7]).
Ayrıca, kar ve buz gibi daha ekstrem koşullarda, radar tabanlı sistemlerin performansı daha iyi olduğu gözlemlenirken, optik kamera sistemleri yoğun yağış veya sis nedeniyle sınırlı kalabilir. Bu durum, sistemlerin kombine kullanımını gerekli kılmaktadır.
Bu sistemler, kompakt sınıf bir otomobile %5-7 oranında maliyet eklerken, lüks segmentte bu oran %3’e kadar düşüyor. İşletme maliyetleri de düşüktür; genellikle yıllık bakım masrafına %2 ek katkı sağlar.
Yüksek vergi oranları nedeniyle sistemlerin maliyeti daha fazla hissediliyor. Orta sınıf bir otomobilde fiyat artışı %10’a kadar çıkabilir. Örneğin, 1.2 milyon TL’lik bir SUV’da sistem maliyeti 120.000 TL’yi bulabilir.
Yeni teknolojiler, yapay zeka ve daha sofistike sensörlerle geliştiriliyor. Avrupa’da 2024 itibariyle, tüm yeni otomobillerde bu sistemlerin zorunlu hale getirilmesi planlanıyor.
Türkiye’de de bu tip teknolojilere olan talep artıyor, özellikle büyük şehirlerdeki trafik yoğunluğu dikkate alındığında. Otonom sürüş teknolojileriyle entegre çalışan sistemlerin, gelecekte daha da etkili olacağı tahmin ediliyor.
Kaynaklar:
euroFOT Araştırması, 2012 ([5])
Avrupa Komisyonu Yol Güvenliği Raporları, 2024 ([6])
ITS Deployment Evaluation, ABD, 2024 ([6])
Islak ve Kuru Zeminlerde Frenleme Sistemleri Araştırması, 2023 ([7])
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz