Sermaye, Sadece Nakit Para Değildir!

Bu yazıyı paylaş

Tweet It! Facebook
Kobitek Takip Servisi
Sermaye, Sadece Nakit Para Değildir!

Sermaye, Sadece Nakit Para Değildir! Sermaye demek sadece şirketin nakit malvarlığı değildir. Sermaye sadece şirketin sahibi olduğu, binalar, fabrikalar da değildir.

Şirketler kurulurken ortaklar şirkete sermaye olarak genelde kanunda yer alan miktardan az olmamak kaydıyla para koyarlar. Ve şirketlerin sermayesi 100.000 TL. 1.000.000 TL. gibi nakitlerle ifade edilir. Oysa gerçek bu değildir. Sermaye demek sadece şirketin nakit malvarlığı değildir. Sermaye sadece şirketin sahibi olduğu, binalar, fabrikalar da değildir. Şimdi bir şirketin nakit ve gayrimenkullerden başka nelerin sermaye olarak gösterilebileceğini inceleyeceğiz.

Yeni kabul edilen Ticaret Kanunumuza göre ticaret şirketlerine sermaye olarak şu değerler konulabilir;

  1. Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,
  2. Fikri Mülkiyet Hakları (Tescilli patentler, faydalı modeller, markalar, endüstriyel tasarımlar, Telif hakları, Coğrafi işaret hakları gibi fikri mülkiyet hakları şirketlere sermaye olarak konulabilir.)
  3. Taşınırlar ve her çeşit taşınmazlar ( Makinalar, Gayrimenkuller, araçlar gibi)
  4. Kişisel emek (Bir ressamın kişisel emeği gibi)
  5. Ticari İtibar
  6. Ticari işletmeler
  7. Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler(Şirket ortakları tarafından gerçek hak sahipliğiyle tescil edilmiş “com”, “com.tr” vb. internet alan adları, işletilmekte olan ve değer biçilebilen bir web sitesi, gibi)
  8. Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,
  9. Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer.

Bu hükümlerden bazıları eski “Ticaret Kanunu”muzda da mevcut idi. Bunlardan fikri mülkiyet hakları kısmen daha önce vardı. Yeni kanunda “Fikri Mülkiyet Hakları” ibaresiyle her türlü fikri ve sınai hakkın buraya dahil olacağı belirtilmektedir.

Yeni kanunda eklenmiş olan “Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler” ise çağımızın en önemli araçlarından olan internet üzerindeki haklara ve değerlenebilir haklara yer verilmiştir. Yani alan adı deyip küçümsemek gerekir. Bazen çok küçük harcamalar yapılarak tescillenen bir alan adı bir şirkete sermaye olarak konulabilir ve konulan nakitten bile değerli hale gelebilir.

Yine aynı şekilde tescil ettirilen bir marka bir şirkete sermaye olarak konulabilir ve bazen konulan nakit paradan bile kıymetli olabilir. Önceden marka tescil almak için mutlaka ticari bir faaliyet gösterme şartı aranmaktaydı. Ancak 2005 yılından beri hiçbir ticari faaliyeti olmayan bir şahıs da kendi adına marka tescili alabilmektedir. Ve bu tescillemiş olduğu markayı ileride kuracağı şirkete sermaye olarak koyabilecektir. Bu husus şirket kuracaklar için büyük kolaylıklar ihtiva etmektedir.

Herhangi bir bireysel mucit de tescillemiş olduğu bir patenti veya faydalı modeli kurulacak bir şirkete sermaye olarak koyabilecektir. Bu husus bireysel mucitlere ticari faaliyetin yolunu açması bakımından ve bireysel mucitlerin buluşlarını ticarileştirirken kurulacak şirketlere ortak olmalarını kolaylaştırması bakımından önemlidir.

Kısacası sermaye demek sadece nakit para demek değildir diyoruz ve ekliyoruz ; “Markanız sermayenizdir, onu tescille koruyunuz” Kaynakça :makalemarketi.com

ücretsiz hizmetlerimizden faydalanmak için üye olun
12845 kere okundu

Etiketler: sermaye nakit

Ali Çavuşoğlu

Profesyonel Tecrübe: 
Birçok gazete ve dergide yayımlanmış makale ve inceleme yazıları bulunan Ali Çavuşoğlu; yerli ve yabancı müvekkillere Marka, Patent, Endüstriyel Tasarım ve Coğrafi İşaretler konularında tescil ve takip işlemlerinin yanı sıra hukuki danışmanlık yapmaktadır. Halen Adres Patent şirketinin Genel Müdürü olarak çalışmalarını sürdürmektedir. 

Uzmanlık: 
1997 yılında Türk Patent Enstitüsü'nün düzenlediği Marka ve Patent Vekilliği sınavını kazanarak; 'Marka ve Patent Vekilliği' Unvanını almıştır. 2000 yılından itibaren de 'Avrupa Patent Vekilliği' unvanını almaya hak kazanmıştır. 

Eğitim: 
1995 yılında İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Çavuşoğlu, 1996 yılında Türkiye Barolar Birliği'nce verilen Avukatlık Ruhsatnamesini almıştır.

yazarın diğer yazıları için tıklayın

Bu Kategorideki Diğer Yazılar

Ölçek Ekonomisi ve Kapsam Ekonomisi
İnsan Kaynakları Yönetimi ve Değişim Zamanı
Artık Büyük Balık Küçük Balığı değil, Hızlı Balık Yavaş Balığı yutuyor
KGF (Kredi Garanti Fonu) A.Ş.
Etkili İletişim Teknikleri: İletişim Becerileri ve Yapılan Hatalar
İşletmelerde Doğru Çalışanlar
Krizde en büyük silahınız: Entelektüel sermayeniz
Yatırım Teşvik Belgesi kapatma işlemleri için istenen belgeler
İç müşteri memnun mu?
Uygun Başlıklarla Yazıların Etkisini Artırma
Taktik, Strateji ve Karar Almada Kurmay Kadronun Yetiştirilmesi
Şirketinizin Yansıması ve Çalışanlarınız İçin İç ve Dış Destekler
21.Yüzyılın Rekabet Silahı; Müşteri İlişkileri Yönetimi
Yeni KOBİ Tanımı: KOBİ Nedir?
Patent Kavramının Önemi

DIŞ TİCARET

İhracat Şekline Göre KDV İstisna ve İade Uygulamaları

İhracat Şekline Göre KDV İstisna ve İade Uygulamaları

İhracat Şekilleri, Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayınlanmış olan İhracat Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Yönetmelik, 22.12.1995 tarih ve 95/7623 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan İhracat Rejimi Kararına dayanılarak hazırlanmaktadır.

OFİS VE İNSAN

İnsan Değiştikçe Gelişmeli, Geliştikçe Değişmeli

İnsan Değiştikçe Gelişmeli, Geliştikçe Değişmeli

İnsan Değiştikçe Gelişmeli, Geliştikçe Değişmeli

Ofiste Ergonomi

Ofiste Ergonomi

Günümüzde ergonomi kavramı yapılan iş ve insanın çalışma gücünün maximum düzeyde dengelenmesi ve bir yandan çalışanın sağlığını korurken, bir yandan da verimliliğin artmasını da içermektedir.

İŞ DÜNYASI

Kurumlaşma Yolunda Yolsuzlukla Mücadele ve Hile Denetimi

Kurumlaşma Yolunda Yolsuzlukla Mücadele ve Hile Denetimi

İnsanlık tarihinde rüşvetin ilk yazılı belgesinin M.Ö.4000 yılına ait olduğunu biliyor musunuz? Peki şirketlerimizi hileden ve yolsuzluktan nasıl arındırabiliriz? Yasal düzenlemeler ile ne tür riskler bizi bekliyor? Ali Rıza Değer'in, her işletmecinin okuması gereken makalesi..

HUKUK / MUHASEBE

Doğum İznindeki İşçi İçin İzin Süresince Sigorta Primi Ödenmesi Gerekir mi?

Doğum İznindeki İşçi İçin İzin Süresince Sigorta Primi Ödenmesi Gerekir mi?

4857 sayılı İş Kanunu gereğince kadın işçilere doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta izin verilmesi esastır.