KOBİ'ler Sosyal Medyada Ne Yapabilir?

Sosyal medya özellikle son 10 yılda dijital pazarlamanın parlayan yıldızı haline geldi… 1999 yılında Blogger’ların doğması ve blog kavramının gelişmesi ile beraber, tek taraflı bilgi üretiminin yavaş yavaş değiştiğini ve sosyal medyanın temellerinin atıldığını söyleyebiliriz. Akabinde 2004 yılında Facebook, 2005 yılında Youtube ve Flickr, 2006 yılında Twitter, 2009 yılında Foursquare gibi platformlar kurularak hızla “User Generated Content” (kullanıcıların oluşturduğu içerikler) kavramı hızla büyümeye başladı. Bu içerik üretme biçimi seviliyor ve her yıl katlanarak büyüyordu.

Son 10 yılda bu büyüme gerek dünyada gerekse ülkemizde inanılmaz boyutlara yükseldi. Ülkemiz bir çok metrikte, dünya ortalamasının üstünde yer alıyor. Bunlardan bir kaçını sıralarsak :

Türkiye sosyal medya penetrasyonu açısından (Sosyal medya kullananların, toplam internet kullanıcılarına oranı) 40 milyon kullanıcı ve %52 penetrasyon ile dünya ortalamasının üzerinde...

Sosyal medyada geçirilen vakit olarak günde 2,9 saat ile yine dünya ortalamasının üzerinde…

Bu ve buna benzer istatistikler ülkemizde sosyal medyanın çok yoğun ve dünya ortalamasının üzerinde bir ilgi gördüğünü gösteriyor. Bu sebeple son yıllarda markaların bu platformlarda var olma ve tanıtım ile ilgili doğru hamleler yapma ile ilgili çalışmaları oluyor…

Ulusal markaların bu konuda uzun süredir bir şeyler yaptığını biliyoruz, peki ya KOBİ'ler kısıtlı bütçeleri ile sosyal medyada bir şeyler yapabilirler mi? Yapılacak neler var? Ve doğru hamleler neler olmalı…

Konunun uzmanı Klinik Sosyal Medya Ajansı ’ndan Volkan İnanç’a sorduk :

Önce sizi ve Klinik Ajans’ı tanıyabilir miyiz?

Ben 2002 yılından bugüne dek dijital pazarlama ile firmalara hizmetler sunuyorum. Bu dönem içinde arama motoru pazaralama, SEO, sosyal medya ve diğer birçok alanda irili ufaklı binlerce şirkete dijital pazarlama danışmanlığı sundum. Klinik ise şirketimizin sosyal medya markası. Türkiye’de sosyal medya ilk filizlenmeye başladığı dönemde, yani 2009 yılında kuruldu. Bu anlamda Klinik, Türkiye’nin ilk sosyal medya ajanslarından biridir.

Sosyal medyayı ne tip firmalar kullanıyor. Hangi sektör ve hangi büyüklükte olan şirketle bunlar?

İlk başta böyle bir ayrım vardı. Ancak şimdilerde böyle bir ayrım yapmak mümkün değil. Bir şahsın, bir ünlünün, bir büyük şirketin veya KOBİ ölçeğindeki bir firmanın da, sosyal medyada yapacağı bir şeyler var. Her şeyden önce sosyal mecralar bir iletişim kanalı. Telefon ve faks gibi… Ancak bunların daha form değiştirmiş hali ve kendine göre dinamikleri var. Siz burada yoksanız çalan telefonlarınız açılmıyor demektir. Bu yönü ile bir zorunluluk diyebilirim. Bu açıdan bakıldığında her şirket orada var olmak zorunda. Tabii iş sadece var olmak ile bitmiyor. Bir de işin pazarlama yönü var ki, bence önemli olan taraf burası. Çünkü var olmak bir hesap açmak kadar kolay… Zor olan ve üzerinde çalışılması gereken konu, bu mecralarda nasıl hareket edileceği…

Dolayısı ile sorunuzun cevabına dönersek, her ölçekte kişi veya kurumun, burada temsil edilmesi lazım. Ancak pazarlama olarak farklı bir planları olmalı. Mecraya, ürüne, hizmete ve şirketin boyutuna göre değişik stratejileri olmalı. Ülkemizde zaten belli büyüklükte olan şirketler bir süredir burada temsil ediliyor. Ancak kobilerle ilgili de son yıllarda ciddi bir talep var diyebilirim.

Peki sizce KOBİ ölçeğindeki firmalar sosyal medyada cidden bir şeyler yapabilirler mi?

Her ölçekteki firmanın burada yapabileceği bir şeyler var. Ancak, her firma için ve her mecra için standart bir reçete yok. Bu sebeple birçok firma için sosyal medya serüveni üzüntüyle bitiyor. Bilhassa kobi ölçeğindeki firmalar, tüm dijital pazarlama planları içerisinde sosyal medyayı ürün ve hizmetlerine göre bir sıraya koymaları gerekiyor. Bu başlarda da olabilir gerilerde de… Mesela bir e-ticaret sitesi iseniz, sosyal medyadan çok önce, arama motorları ile ilgili bir çalışma yapmalısınız. Arama motorlarında hiç bir şey yapmayan bir e-ticaret girişiminin sosyal medyaya bütçe ayırarak satış beklemesi genellikle doğru olamıyor. Bunun yanında, ilginç ürünler veya bilinmeyen ürünler satan bir e-ticaret girişimi için ise, sosyal kanallar daha öncelikli olabiliyor. Dolayısı ile daha önce söylediğim gibi, sabit bir reçete yok. Ancak KOBİ'ler için de, doğru bir reçete ile sosyal medyada fırsatlar var.

Bu doğru reçeteyi kobiler nasıl yazacak peki ?

Elbetteki bu kolay bir şey değil. Bu yetkinlikteki dijital pazarlama uzmanları da çok var diyemem. Bu sebeple ajanslar var zaten. Mutlaka en azından belirli bir seviyeye gelinceye kadar destek almalarını öneririm. Örneğin bir Klinik Sosyal Medya Ajansı olarak müşterilerimiz için böyle bir analiz yapıyor ve doğru mecra seçimi konusunda rehberlik ediyoruz.

Klinik ne tip hizmetler veriyor KOBİ'ler için ?

Kliniki bir sosyal medya ajansı ve sosyal medya ajansları içerinde en eski olanlardan… Ancak aslında dijital pazarlama hizmeti veren büyük bir ailenin bir üyesi. Kapımızdan içeri giren bir müşteri için, önce bir analiz yapıyoruz. Eğer gerçekten sosyal mecraların marka için faydası olacağına inanırsak, bu alanda neler yapacağımızı konuşuyoruz. Yapılacak şeyler arasında hangi kanallarda markanın bulunacağı, bu kanallara ait tasarımlar, iletişim dili ve tonunun tespit edilmesi, bu dile ait içeriklerin düzenli olarak oluşturulması hizmetleri var temelde. Bu iletişim oturduktan sonra, reklam, topluluk yönetimi, kampanya ve yarışmaların düzenlenmesi işleri yapılıyor...