İşbirliği, Ortaklık, Hissedarlık ve Büyüme

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook

İşbirliği, Ortaklık, Hissedarlık ve Büyüme

Şirketlerin en sancılı dönemleridir büyüme dönemleri. Sermaye arttırımı mi lazım? Know –how mı? Veya sadece vizyon ?…İşte dikkat edilmesi gereken noktalar.

Büyüme

Büyüme ticari anlamda, yatırım olarak veya örgütsel olabilir. Her şirket büyümeyi hedefleyebilir, ancak işlerin tıkandığı bir nokta olabilir. Ya pazarda ön açılmalı, ya yeni yatırım yapmalı, ya da işlerin nasıl yapacağını bilen kadrolar bulunmalıdır.

kurumsal büyümeyi engelleyen etkenler


Bazen şirketler finansal olarak yeterlidir, bazı işlerin üstesinden gelecek maddi ve nakdi gücü vardır, ancak nasıl yol alacağını bilemeyebilir. Ya da o sektörde ona fırsat sağlayacak bir yardıma ihtiyaç duyabilir. Mesela yerel olarak pazar lideri olan bir firma yurtdışında bir bölgede veya ülkede pazara girip tutunmak için ona ön açacak bir ortağa, işbirliğine ihtiyaç duyabilir.

İşbirliği ve Ortaklık

Bu iki olgu da büyümek isteyen şirketin içine çok nüfuz etmeyen, belki karşılıklı kazan-kazan stratejisi ile hareket edilebilecek, karşı taraf ile hukuki zemini net çizildiği takdirde fayda sağlayabilecek yapılardır.

İşbirlikleri veya ortaklıklar her bir tarafın kendi bünyeleri haricinde ayrıca oluşturacakları üçüncü bir taraf olacaksa tehlikesizdir. Bu yeni “konsorsiyum” un ihtiyaçları taraflardan karşılanıp, ortak ülkü ve hedeflere ulaşılması ile son bulabilir.

Hatta ve hatta, bu yapı aktifken tarafların kendini geliştirip, eksik olan yetkinlikleri karşı taraftan kazanıp hareket kabiliyetlerini arttırmaları olağandır.

Başta bahsettiğim üzere, hukuki çerçevede değerlendirildiğinde bu iki olgu çok fayda sağlayabilir. Peki taraflardan biri diğerinden hisse alarak veya diğerinin çoğunluk hisselerini alarak büyüme yoluna giderse? Veya hisse satan, karşı tarafın iş görüşüne güvenerek büyümeyi bekliyorsa?

Hissedarlık

Genellikle bu, taraflardan birinin diğeri üzerine “tahakküm” üstünlük kurması anlamına gelebilir. Borsaya kote olmak, günümüzde maalesef şirketlerin denkleştiremediği bütçeler için riskini küçük yatırımcı üzerine atması gibi algılanmaya başlandı.

Malum finansal yetersizlikleri kısa vadede kapatmak için ,şu aralar şirketlerin yüksek faizli krediler harici iki seçeneği var: İlki borsaya kağıt ihracı (ki beyan edilmiş itfa edilmiş sermayenin %50’si altında kalıp, kontrolü kaybetmek istemiyorlar) veya uygun bir fon, varlık yönetimi veya yatırımcı ile hisse devri üzerinden düze çıkmak… Oldukça risk içeren ikinci seçenekte, finansal güç sahibi fonun... vb şirkete baskı uygulayarak, sentetik negatif durum yaratarak şirketin %51 hissesini ele geçirmesi olası. Ancak bu olur demiyorum, fon yönetimi şayet sektörde uzun soluklu var olmak istiyor ise, yatırımı çok karlı görüyor ise buna yeltenebilir. Genel olarak KAP’a ve SPK ‘ya beyan sistemi nasıl işler, bu önlenebilir mi bunu bilemiyorum, çok detaylı incelemek, hukuki prosedüre ve mevzuata bakmak lazım.

Aynı hissedarlık, sektördeki bir büyük kurumun nispeten zor durumdaki küçük şirkete el koyması olarak ta cereyan edebilir.

Mesela düşünelim: Şekerleme çikolata vb üzerine yoğunlaşmış bir holding firması. Tedarik zinciri gelişmiş, çok detaylı bir dağıtım ve bayilik sistemi var. Amaçları konserve ve donuk gıda işine girmek. Gelecek görüyorlar, ancak bu konuda know-how ları(bilgileri) yok.

Finans problemi yaşayan, dağıtım ve tedarik zinciri gelişmemiş bir konserve-donuk gıda firmasına hisse alımı ve yönetim kurulunda temsil teklif edebilir. Firma da düze çıkmak ve karşı tarafın gücünü, avantajını kullanarak büyümek, rakiplerine fark atmak peşinde olabilir ve kabul edebilir.

Şayet holding firmasının niyeti kötü ise veya gizli bir ajandası var ise, kendisi hissedar olsa da, şirketi sentetik olarak daha da zayıflatıp karşı tarafın çoğunluk hisselerini satın almayı teklif etme yoluna gidebilir. Holding firması böylece kısa zamanda hazır kurulu bir düzene sahip sektör içi, farklı kolda bir işletme/şirket kazanır. Sıfırdan yatırım yapma yoluna gitse idi çok fazla zaman ve nakit harcayacak, yeni marka ve yatırımı tutundurma çabası sarf edecekti.

Şimdi ise yapması gereken, sadece ele geçirdiği hazır kuruluşu ihya edecek uygulama ve tedbirleri devreye almak olacaktır.

Büyümek , ilerlemek, nefes almak isteyen kurumların bekası için kendi adlarına, hisse devri ve iç operasyonlarda karşı tarafa söz hakkı tanımak yerine, güç birliği oluşturarak, ortaklık veya işbirliklerini tercih etmekte fayda olacaktır.

Fon veya varlık yönetimlerine hisse verip büyüme düşünülüyorsa da, fon/varlıkyönetimi şirketi hakkında referans toplanması ve detaylı bir araştırma hayati önem taşımaktadır.

Reklam
Kobitek'e ücretsiz üye olun

71 kere okundu


Etiketler:

Mengü Evrensel
Mengü Evrensel

Hacettepe Üniversitesi İİBF İngilizce işletme mezunudur. Kariyerinde satış, pazarlama, dış ticaret uzmanlık alanlarında olmak üzere, farklı sektör şirketlerinde, muhtelif pozisyon ve görevlerde bulunmuş, bir çok kuruluşun büyüme ve atılım yapmasında rol oynamıştır.

Elektronik, beyaz ve kahverengi eşya, gıda, FMCG, gastronomi, medikal, kimya, ambalaj, metal ve mobilya sektörlerinde çalışmıştır. Bir dönem özel bir eğitim kurumunda dış ticarete yönelik dersler vermiş olup, zaman zaman da yönetim ve yapılanma konuları başta olmak üzere kuruluşlara :

Finansal ve Mali Disiplin, ERP altyapısı, Üretim ve Satın Alma Süreç İyileştirme, Seçme ve Yerleştirme, Verim Arttırma, Maliyet Azaltma, Performans Ölçüm (APG), Personel Gelişim Eğitimi ve Koçluk, Yurtiçi ve Yurtdışı Sektör Pazar Stratejisi Oluşturma, Ciro ve Pazar Payı Arttırıcı Faaliyet İyileştirmeleri, Tasarım, İnnovasyon, Yatırım Projelendirme konularında danışmanlık hizmeti vermektedir.

“Start in İzmir “ portalında yeni yatırımcı ve girişimcilere mentörlük yapmaktadır.

“Kurumsal Strateji Oluşturmanın Esasları-Stratejik Yönetimin Analizi” kitabının yazarıdır.

Reklam

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz