- Akıllı ödemeler, ulaşım deneyimimizi değiştirecek
- İnsan Faktörü Her zaman İlk Sırada!
- SabancıDx'in dijital satın alma platformu Pratis yurt dışına ihraç edildi
- Kobilere ve Çalışanlarına Özel Psikolog ve Diyetisyen Hizmeti
- Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar
- İnternetten kartlı ödemeler 1 milyar TL'ye ulaşarak rekor kırdı
- Dünyanın En Yetenekli Ülkeleri Hangileri
İş Fikri Nasıl Bulunur? -1
Girişimcilik zorlu ve dikenli bir yol. Mutlak başarı için; çok iyi bir planlamacı, detaycı bir araştırmacı, cesur bir karar verici, hızlı ve dinamik bir operasyoncu, olumlu-otoriter bir yönetici ve yenilikçi bir düşünür olmak gerekiyor.
Bunları yapabilmek için ise milyon tane disiplin, öğreti ve sanata vakıf olunmalı. Belli bir tecrübeye ulaşmadan da, sahip olabileceğimiz özellikler değil aslına bakarsanız.
Bu zorlu yolda, gerek başlangıç aşamasında gerekse de ilerleyen süreçlerde çok çeşitli ihtiyaçlarımız olacaktır. Ancak yapıyı başlatmak ve üstüne fizibilite çalışmaları gerçekleştirmek için gerçek ve kökenden değişmeyecek tek bir şeye ihtiyacımız var. O da bir “İŞ FİKRİ” …
Bir şeyler Yapmalıyım, ama NE?
Çoğu zaman içsel dürtülerimiz ile “Artık zamanı geldi. Bir iş kurmam gerekiyor.” ifadelerini sesli söylediğimiz noktada buluruz kendimizi. İlk başlarda, başkalarının girişimlerinden, başarı öykülerinden veya girişim düşüncelerini açıklamalarından esinleniriz, motive oluruz. Bunların dışında mevcut durumumuzla ilgili olarak bazı gelişmeler de, bu tip noktalara bizi iter. Çalıştığımız firmada bulunduğumuz pozisyonla ilgili manevi tatminsizlik, patronla ve/veya yöneticilerimizle olan kötü iletişimimiz, yeteri kadar maddi kazanç sağlamadığımız hissi ve kendi zamanımızın kontrolünün kendimizde olmasını istememiz bunlardan birkaçı olarak düşünülebilir.
Olay da tam bu noktada cereyan eder. Mevcut durumla ilgili soru işaretleri bulunan, gelecekten daha pozitif şeyler bekleyen, motive olmuş ve başlangıç için gerekli özgüveni kendinde bulan bir kişinin bulunduğu nokta. “Evet, bir şeyler yapmalıyım ama ne?” noktası.
Bu aşamada algımız ve ilgili seçiciliklerimiz artar. Okuduğumuz dergilerde, izlediğimiz programlarda ya da günlük hayatın herhangi bir yerinde; olmadık esinlenmeler üretmeye başlarız. Etrafımızdaki insanlar ile sadece iş konuşmaya, yeni iş fikirleri üzerine tartışmaya başlarız. Bu durum, kısmi obsesifliğin yanında yüklediği stres ile beraber; sağlıklı bir şekilde düşünmemizi, doğru yerleri araştırmamızı ve doğru kararlar vermemizi engeller. Geldiğimiz nokta düşünüldüğünde, bir süre daha yorgunluk, karışıklık ve sonuçsuzluk durumları ile karşılaşacağımız açıkça görülebilir. Ki çevremizde bu tip örnekleri görmek mümkündür.
Oysa yapılması gereken, masadaki tüm dosyaları fırlatıp atmak ve belirli bir süre zihnimizi boşaltmak olacaktır. Bunu sağladığımız anda, daha sağlıklı düşünmeye ve yeni fırsatları görmeye hazır oluruz. Sonrasında ise bazı bilimsel iş fikri geliştirme (business ideation) yöntemlerini kullanmak faydalı olacaktır. Bu süreçten, en yüksek faydayı sağlamak için ise; önyargılardan ve tabulardan arınmak, başkalarının fikirlerinden etkilenme(yararlanma değil, körü körüne etkisi altında kalma) katsayısını asgariye indirmek ve müşteri odaklı düşünme mekanizmasını sonuna kadar açmak gerekmektedir. Bu konuda koçluk niteliğinde bir dış destek almak da mümkün olabilir.
İş Fikri Geliştirme Teknikleri
İş fikri geliştirme çalışmalarının en yaygın olarak kullanılanı “beyin fırtınası” tekniğidir. Bu çalışma, hangi modeli ya da metodu benimsersek benimseyelim; fikir üretimi sürecinin herhangi bir bölümünde ya da destek niteliğinde yer almalıdır. Ayrıca, uzun vadede bu tekniğin doğru bir uygulayıcısı olmak farklı avantajlar sağlayacaktır.
1930 yıllardan bu yana kullanılan beyin fırtınası, konuyla ilişkisi olabilecek yapıcı ve düşünür konumdaki bireylerin hiçbir etki ya da baskı altında kalmadan fikir üretmesine dayanmaktadır. En önemli özelliği ise serbest atışa dayalı olmasıdır. Alakalı ya da alakasız, yararlı ya da değil birçok fikir üretimi sağlanmalıdır ki, bir sonraki toplantıda belli bir sistem içerisinde gruplanabilsin ve sonrası için kullanılabilir hale gelsin. Burada toplantı yöneticisi olarak, potansiyel girişimci konumundaki kişiye büyük bir görev düşmektedir. Sağlıklı bir yönetim gerçekleştirilmez ise, sadece gürültünün hüküm sürdüğü, sonuçsuz bir toplantı da yaşanabilir. Ki hem sektör içinde hem de bireysel çalışmalarımızda bu tür durumlarla çokça karşılaşırız.
Bize bir başlangıç yolu gösteren bir takım noktalara ulaşıldıktan hemen sonra “ters beyin fırtınası” tekniğini uygulamak yerinde olacaktır. Bu aşamada ise bizi başarıya götürebilecek düşüncelerini üretmenin tam aksine, bizi başarısızlığa uğratabilecek noktaları bulmaya çalışmalıyız. Bu sayede olası hatalar ve eksikler belirlenebilir. Bir tür risk analizi için taban çalışması gerçekleştirilmiş olur.
Fikir üretimine dayanan bu tekniklerin bir diğeri de “Gordon Yöntemi” dir. Klasik beyin fırtınasından tek farkı ise toplantı katılımcılarının hedefi tam olarak bilmemeleridir. Burada bahsedilmesi gereken iki önemli ayrıntı bulunmaktadır. Birincisi, katılımcıların hedefi ya da amacı tam olarak bilmemeleri durumu ile yaratıcılık konusunda önyargı ve alışkanlıklardan tamamen arınmış bir fikir üretimi olacağıdır ki, konvansiyonel tekniklere göre büyük bir avantaj sağlamaktadır. İkinci ayrıntı ise tam burada önem kazanmaktadır. Katılımcıların önyargısız bir şekilde düşünce geliştirmelerini sağlamak için çok tecrübeli bir toplantı yöneticisi gerekmektedir. Uygulama ve yönetim açısından gayet zor bir toplantıdır.
Düşünce fırtınalarını sürecin herhangi bir yerinde kullanmak ya da tekrar etmek mümkündür. Bunun dışında klasik diğer bir yöntem ise “Kontrol Listesi” tekniğidir. Beyin fırtınası sonucu elde ettiğimiz odak noktaları, yenilikçilik adına derin bir şekilde ele almaktan(deep dive) ibarettir. Odak noktasındaki ürüne, hizmete, sektöre ya da uygulamaya bazı soruların sorulması ve cevaplarının alınması gerekmektedir. Başka kullanım alanları olabilir mi?, Yerine ne konabilir?, Nerelerde hangi değişiklikleri yapmak mümkün olabilir?, Boyutunu değiştirsek? ve Tersine çevirsek nasıl olur? gibi sorular tüm kontrol listelerinde yer alan bazı klasik sorulardandır. İyi bir kontrol listesi için, doğru yönleri işaret eden çarpıcı sorular hazırlamak gerekmektedir. Bu da girişimcinin sorumluluğundadır.
Yukarıda bahsedilen teknikler çoğunlukla ilgili yayınlarda karşılaşabileceğimiz, konvansiyonel metotlar olarak kabul edilmektedir. Bir sonraki yazımızda ise yeni nesil iş fikri geliştirme teknikleri üzerinde duracağız.
Şimdilik bilmemiz gereken; her nasıl olursa olsun, doğru ve yapılabilir bir iş fikri üretimi gerçekleştirmek olduğudur. Doğru olmayan bir iş fikrinde uzun süre motivasyon sağlamak da zor olacaktır. Motivasyonu kaybettiğimiz andan itibaren, başarma şansımızı kaybederiz. Kaybetmemeliyiz…
Etiketler: girişimcilik
Tuğberk Seçkin
1982 Amasya doğumlu olan Tuğberk Seçkin, lisans eğitimini 2005 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği programı ile tamamlamıştır. Eğitiminin ardından profesyonel kariyerine başlamış, İzmir ve Manisa illerindeki çeşitli firmalarda sırasıyla “Üretim Planlama ve Lojistik” ile “Stratejik Planlama” servislerinde orta düzey yöneticilik pozisyonlarında görev almıştır.
2008 yılında İstanbul’ a gelerek özel bir danışmanlık firmasında Girişimcilik Projeleri Yöneticisi olarak çalışmaya devam etmiştir. Bu görevi süresince; toplamda 38 ayrı ilde KOBİ’ ler için yönetim danışmanlığı yapmış, birçok yerel ve ulusal çapta girişimcilik projeleri yönetmiş, girişimcilik eğitimleri vermiş, bireysel girişimci adaylarına iş planı ve fizibilite danışmanlığı yapmıştır. Ayrıca bir uluslararası konferansta bildiri yayınlamış; Hatay, Tekirdağ, Bartın, Eskişehir, Bayburt, Trabzon ve Denizli illerinde Yerel Kalkınma ve İşgücü Piyasası Analizi Çalışması;Kütahya ve İstanbul’ da Kadın İşletme Geliştirme Merkezi Projesi; 17 ilde Genç Girişimcilik Projesi, 2 adet Franchising Deployment Projesi ve AVEA ile “Memleketim Anadolu İşim Teknoloji” TeknoGirişimci projesi yönetmiş; AVEA ve TOG ile 10 ilde düzenlenen “Hayatımın Fikri” projesinde eğitmen ve danışmanlık yapmış, “İşsizliğe Çözüm Girişimcilik: İstanbul ili İşsizlerin Girişimcilik Potansiyellerinin Analizi” konulu projede yer almıştır. Kariyeri boyunca sektörel çalışmalar dahil toplam 9 kitap yazmış ve 2011 yılında “Best European Study Award” ödülünü almıştır.
2012 yılında ise “danışmanlığın yeni versiyonu” olarak nitelendirdiği Çizgi Dışı Girişim’i Eskişehir Anadolu Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ nde kurmuş ve geçmişten beri inandığı ve üzerine çalıştığı “Çocuk Girişimciliği”ni gerçekleştirmek için çalışmalarına başlamıştır. Halen burada; hem girişimcilik ekosisteminde yer alan paydaş gruplarının ve girişimcilik ikliminin gelişimine destek olacak projeleri yürütmeye hem de KOBİ’ lere eğitim ve danışmanlık hizmeti vermeye devam etmektedir.
Bunların yanında "Girişimcilik İklimi" dergisi yazı işleri müdürlüğü görevini de halen yürütmektedir.
tugberk.seckin@cizgidisigirisim.com.tr
www.cizgidisigirisim.com.tr
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
DIŞ TİCARET
Nasıl ihracat yapabiliriz ?
6.1.1996 tarih ve 22515 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracat Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin (e) bendine göre, ihraç edeceği mala göre ilgili ihracatçı birliğine üye olan, gerçek usulde vergiye tabi (tek vergi numarası sahibi) gerçek ve tüzel kişi tacirler, esnaf ve sanatkar odalarına kayıtlı olup üretim faaliyetiyle iştigal eden esnaf ve sanatkarlar ile joint-venture ve konsorsiyumlar ihracatçı olarak tanımlanmıştır.
OFİS VE İNSAN
Sanal Ofis Nedir, Ne İşe Yarar?
Sanal ofis hizmetinden faydalanmak için her gün gidip çalışabileceğiniz bir mekânı gerekli kılan işinizin olmaması gerekmektedir.
Hayal Kurmanın Önemi, Hayal Etmenin Gücü ve Motivasyonu
Hayal Kurmanın Önemi, Hayal Etmenin Gücü ve Motivasyonu
İŞ DÜNYASI
Dijital uçurumu kapamak: Perakendenin dönüşümünde Nesnelerin İnterneti
Nesnelerin İnterneti, seçenek sunumu-kişiselleştirme arasında verilmesi gereken kararı ortadan kaldırarak ve rekabet avantajı noktalarını yeniden tanımlayarak perakende sektörünü dönüştürmeye hazır. Bu alana yatırımın geri dönüşü bazı perakendecilerin beklediğinden çok daha fazla olabilir.
HUKUK / MUHASEBE
“Eser” Niteliği Taşıyan Ürünleri Nasıl Satın Alırsınız?
Eser denildiğinde birçoğumuzun aklına resim, fotoğraf, heykel gibi güzel sanat eserleri gelse de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (FSEK) tanımlanan eser tanımına bakıldığında güzel sanat eserleri yanında ilim ve edebiyat eserleri, bilgisayar programları, mimari maketler vb şartları taşıyan birçok ürünün eser olarak tanımlanmiş olduğunu görürsünüz.
Pazarlama ve Satış Süreçlerinin Detaylı İncelenmesi
Pazarlama ve Satış Süreçlerinin Kontrol Edilmesi
KOBİ’ler İçin Dokuz Adımda Büyüme Planı