Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Bunları yapabilmek için ise milyon tane disiplin, öğreti ve sanata vakıf olunmalı. Belli bir tecrübeye ulaşmadan da, sahip olabileceğimiz özellikler değil aslına bakarsanız.
Bu zorlu yolda, gerek başlangıç aşamasında gerekse de ilerleyen süreçlerde çok çeşitli ihtiyaçlarımız olacaktır. Ancak yapıyı başlatmak ve üstüne fizibilite çalışmaları gerçekleştirmek için gerçek ve kökenden değişmeyecek tek bir şeye ihtiyacımız var. O da bir “İŞ FİKRİ” …
Çoğu zaman içsel dürtülerimiz ile “Artık zamanı geldi. Bir iş kurmam gerekiyor.” ifadelerini sesli söylediğimiz noktada buluruz kendimizi. İlk başlarda, başkalarının girişimlerinden, başarı öykülerinden veya girişim düşüncelerini açıklamalarından esinleniriz, motive oluruz. Bunların dışında mevcut durumumuzla ilgili olarak bazı gelişmeler de, bu tip noktalara bizi iter. Çalıştığımız firmada bulunduğumuz pozisyonla ilgili manevi tatminsizlik, patronla ve/veya yöneticilerimizle olan kötü iletişimimiz, yeteri kadar maddi kazanç sağlamadığımız hissi ve kendi zamanımızın kontrolünün kendimizde olmasını istememiz bunlardan birkaçı olarak düşünülebilir.
Olay da tam bu noktada cereyan eder. Mevcut durumla ilgili soru işaretleri bulunan, gelecekten daha pozitif şeyler bekleyen, motive olmuş ve başlangıç için gerekli özgüveni kendinde bulan bir kişinin bulunduğu nokta. “Evet, bir şeyler yapmalıyım ama ne?” noktası.
Bu aşamada algımız ve ilgili seçiciliklerimiz artar. Okuduğumuz dergilerde, izlediğimiz programlarda ya da günlük hayatın herhangi bir yerinde; olmadık esinlenmeler üretmeye başlarız. Etrafımızdaki insanlar ile sadece iş konuşmaya, yeni iş fikirleri üzerine tartışmaya başlarız. Bu durum, kısmi obsesifliğin yanında yüklediği stres ile beraber; sağlıklı bir şekilde düşünmemizi, doğru yerleri araştırmamızı ve doğru kararlar vermemizi engeller. Geldiğimiz nokta düşünüldüğünde, bir süre daha yorgunluk, karışıklık ve sonuçsuzluk durumları ile karşılaşacağımız açıkça görülebilir. Ki çevremizde bu tip örnekleri görmek mümkündür.
Oysa yapılması gereken, masadaki tüm dosyaları fırlatıp atmak ve belirli bir süre zihnimizi boşaltmak olacaktır. Bunu sağladığımız anda, daha sağlıklı düşünmeye ve yeni fırsatları görmeye hazır oluruz. Sonrasında ise bazı bilimsel iş fikri geliştirme (business ideation) yöntemlerini kullanmak faydalı olacaktır. Bu süreçten, en yüksek faydayı sağlamak için ise; önyargılardan ve tabulardan arınmak, başkalarının fikirlerinden etkilenme(yararlanma değil, körü körüne etkisi altında kalma) katsayısını asgariye indirmek ve müşteri odaklı düşünme mekanizmasını sonuna kadar açmak gerekmektedir. Bu konuda koçluk niteliğinde bir dış destek almak da mümkün olabilir.
İş fikri geliştirme çalışmalarının en yaygın olarak kullanılanı “beyin fırtınası” tekniğidir. Bu çalışma, hangi modeli ya da metodu benimsersek benimseyelim; fikir üretimi sürecinin herhangi bir bölümünde ya da destek niteliğinde yer almalıdır. Ayrıca, uzun vadede bu tekniğin doğru bir uygulayıcısı olmak farklı avantajlar sağlayacaktır.
1930 yıllardan bu yana kullanılan beyin fırtınası, konuyla ilişkisi olabilecek yapıcı ve düşünür konumdaki bireylerin hiçbir etki ya da baskı altında kalmadan fikir üretmesine dayanmaktadır. En önemli özelliği ise serbest atışa dayalı olmasıdır. Alakalı ya da alakasız, yararlı ya da değil birçok fikir üretimi sağlanmalıdır ki, bir sonraki toplantıda belli bir sistem içerisinde gruplanabilsin ve sonrası için kullanılabilir hale gelsin. Burada toplantı yöneticisi olarak, potansiyel girişimci konumundaki kişiye büyük bir görev düşmektedir. Sağlıklı bir yönetim gerçekleştirilmez ise, sadece gürültünün hüküm sürdüğü, sonuçsuz bir toplantı da yaşanabilir. Ki hem sektör içinde hem de bireysel çalışmalarımızda bu tür durumlarla çokça karşılaşırız.
Bize bir başlangıç yolu gösteren bir takım noktalara ulaşıldıktan hemen sonra “ters beyin fırtınası” tekniğini uygulamak yerinde olacaktır. Bu aşamada ise bizi başarıya götürebilecek düşüncelerini üretmenin tam aksine, bizi başarısızlığa uğratabilecek noktaları bulmaya çalışmalıyız. Bu sayede olası hatalar ve eksikler belirlenebilir. Bir tür risk analizi için taban çalışması gerçekleştirilmiş olur.
Fikir üretimine dayanan bu tekniklerin bir diğeri de “Gordon Yöntemi” dir. Klasik beyin fırtınasından tek farkı ise toplantı katılımcılarının hedefi tam olarak bilmemeleridir. Burada bahsedilmesi gereken iki önemli ayrıntı bulunmaktadır. Birincisi, katılımcıların hedefi ya da amacı tam olarak bilmemeleri durumu ile yaratıcılık konusunda önyargı ve alışkanlıklardan tamamen arınmış bir fikir üretimi olacağıdır ki, konvansiyonel tekniklere göre büyük bir avantaj sağlamaktadır. İkinci ayrıntı ise tam burada önem kazanmaktadır. Katılımcıların önyargısız bir şekilde düşünce geliştirmelerini sağlamak için çok tecrübeli bir toplantı yöneticisi gerekmektedir. Uygulama ve yönetim açısından gayet zor bir toplantıdır.
Düşünce fırtınalarını sürecin herhangi bir yerinde kullanmak ya da tekrar etmek mümkündür. Bunun dışında klasik diğer bir yöntem ise “Kontrol Listesi” tekniğidir. Beyin fırtınası sonucu elde ettiğimiz odak noktaları, yenilikçilik adına derin bir şekilde ele almaktan(deep dive) ibarettir. Odak noktasındaki ürüne, hizmete, sektöre ya da uygulamaya bazı soruların sorulması ve cevaplarının alınması gerekmektedir. Başka kullanım alanları olabilir mi?, Yerine ne konabilir?, Nerelerde hangi değişiklikleri yapmak mümkün olabilir?, Boyutunu değiştirsek? ve Tersine çevirsek nasıl olur? gibi sorular tüm kontrol listelerinde yer alan bazı klasik sorulardandır. İyi bir kontrol listesi için, doğru yönleri işaret eden çarpıcı sorular hazırlamak gerekmektedir. Bu da girişimcinin sorumluluğundadır.
Yukarıda bahsedilen teknikler çoğunlukla ilgili yayınlarda karşılaşabileceğimiz, konvansiyonel metotlar olarak kabul edilmektedir. Bir sonraki yazımızda ise yeni nesil iş fikri geliştirme teknikleri üzerinde duracağız.
Şimdilik bilmemiz gereken; her nasıl olursa olsun, doğru ve yapılabilir bir iş fikri üretimi gerçekleştirmek olduğudur. Doğru olmayan bir iş fikrinde uzun süre motivasyon sağlamak da zor olacaktır. Motivasyonu kaybettiğimiz andan itibaren, başarma şansımızı kaybederiz. Kaybetmemeliyiz…
1982 Amasya doğumlu olan Tuğberk Seçkin, lisans eğitimini 2005 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği programı ile tamamlamıştır. Eğitiminin ardından profesyonel kariyerine başlamış, İzmir ve Manisa illerindeki çeşitli firmalarda sırasıyla “Üretim Planlama ve Lojistik” ile “Stratejik Planlama” servislerinde orta düzey yöneticilik pozisyonlarında görev almıştır.
2008 yılında İstanbul’ a gelerek özel bir danışmanlık firmasında Girişimcilik Projeleri Yöneticisi olarak çalışmaya devam etmiştir. Bu görevi süresince; toplamda 38 ayrı ilde KOBİ’ ler için yönetim danışmanlığı yapmış, birçok yerel ve ulusal çapta girişimcilik projeleri yönetmiş, girişimcilik eğitimleri vermiş, bireysel girişimci adaylarına iş planı ve fizibilite danışmanlığı yapmıştır. Ayrıca bir uluslararası konferansta bildiri yayınlamış; Hatay, Tekirdağ, Bartın, Eskişehir, Bayburt, Trabzon ve Denizli illerinde Yerel Kalkınma ve İşgücü Piyasası Analizi Çalışması; Kütahya ve İstanbul’ da Kadın İşletme Geliştirme Merkezi Projesi; 17 ilde Genç Girişimcilik Projesi, 2 adet Franchising Deployment Projesi ve AVEA ile “Memleketim Anadolu İşim Teknoloji” TeknoGirişimci projesi yönetmiş; AVEA ve TOG ile 10 ilde düzenlenen “Hayatımın Fikri” projesinde eğitmen ve danışmanlık yapmış, “İşsizliğe Çözüm Girişimcilik: İstanbul ili İşsizlerin Girişimcilik Potansiyellerinin Analizi” konulu projede yer almıştır. Kariyeri boyunca sektörel çalışmalar dahil toplam 9 kitap yazmış, “Girişimcilik İklimi” dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğünü yapmış ve 2011 yılında “Best European Study Award” ödülünü almıştır.
2012 yılında ise “danışmanlığın yeni versiyonu” olarak nitelendirdiği Çizgi Dışı Girişim’i Eskişehir Anadolu Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ nde kurmuş ve geçmişten beri inandığı ve üzerine çalıştığı “Çocuk Girişimciliği”ni gerçekleştirmek için çalışmalarına başlamıştır. Sonunda Tübitak Popüler Bilim Yayınlarından çıkan “Bir Girişimcilik Yolculuğu” adıyla Türkiye’nin ilk çocuk girişimcilik kitabını okurlarıyla buluşturmuştur.
Kariyeri boyunca finansal teknolojiler alanında Paytolia, GPay, Paybrothers, Payogi, Paraturca, Payburger ve e-ticaret alanında Pharmatolia gibi markalar yaratmış ve birçoğundan milyon dolar değerlemeler ile çıkış yapmıştır.
Tuğberk Seçkin halen Payburger markası ile fintech, Agroturca ile tarım, Interzoon ile dış ticaret, Podkids ile çocuk medyası ve Hmmm ile edtech alanında faaliyetlerine devam etmektedir.
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz