- Akıllı ödemeler, ulaşım deneyimimizi değiştirecek
- İnsan Faktörü Her zaman İlk Sırada!
- SabancıDx'in dijital satın alma platformu Pratis yurt dışına ihraç edildi
- Kobilere ve Çalışanlarına Özel Psikolog ve Diyetisyen Hizmeti
- Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar
- İnternetten kartlı ödemeler 1 milyar TL'ye ulaşarak rekor kırdı
- Dünyanın En Yetenekli Ülkeleri Hangileri
İnsan Değiştikçe Gelişmeli, Geliştikçe Değişmeli

İnsan Değiştikçe Gelişmeli, Geliştikçe Değişmeli
Değişim
''Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir'' der Herakleitos. İnsanoğlunun var olduğu andan şu zamana kadar neler değişmedi ki insan ilişkileri, umutlar, yaşam ve beslenme şekilleri, savaşlar ve barışlar…
Değişim hayata renk katar ve zevk verir. “Değişim hayatın yasasıdır” der John F.Kenndy. Düşünsenize hep yaz ya da hep kış mevsiminin olduğunu. Sürekli artçı değişimler yaşıyoruz ama farkında değiliz. Her gün hücrelerimden başlayan değişim damla damla vücudumuza, kişiliğimize, ailemize ve oradan da topluma akıyor. İstemesek de değişiyoruz.
Madem ki değişim kaçınılmaz o halde kendi sahip olduğumuz ilkeler ve yörünge doğrultusunda değişim rüzgarına katılmalıyız. Değişim isteyen insan önce çemberin en iç halkasından yani kendinden başlamalı. “Dünyada değişiklik yapmakta başarılı olan insanlar, değişikliğe kendinden başlayanlardır” der Bernard Shaw. Değişimden maksat biçim değişimi değil öz değişim olmalı. Gömlek değil gömleğin içindeki değişmeli. İnsanla birlikte ona ait olan her şey de değişmeli. Siz istemeseniz de bu değişim oluyor zaten. Gençliğinizde ceviz kıran dişleriniz yaşlandığınızda ekmeği koparamayacak hale geliyor.
Değiştikçe gelişmeli. Geliştikçe değişmeli insan. Değişim ileriye olumlu adımlar attırmalı insanı. Değişim hep ileriye doğru olmalı. Geriye doğru, negatif değişme çürümenin başlangıcıdır. Değişim çok yünlü olmalı. Evrensel çakalların değişim çabalarına kapımıza bağladığımız tek bir köpekle karşı duramayız. Değişim heyecan katmalı hayata. Göz kapaklarını iyice açtırmalı insana. Yenilmemek için çağın pörsümüşlüğüne hep orijinal kalmalı insanoğlu.
Kartalların hayata bilenmede ki değişimleri en motive edici örneklerdendir. “Kartalın yaşı 40'a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci yüz elli gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. Beş ay sonra kartal, kendisine yirmi veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir…’’ (*) İşte kartalların hayata tutunma yönünde ibretlik değişim mücadelesi.
Kuran-ı Kerim’de “Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardır” der. (Muminun / 21) Döndükleri cihat sonrası “küçük cihattan büyük cihada döndük’’ diyen Hz Muhammed (sav) de değişimin küçük büyük demeden durmadan süreceğini göstermiştir. “Derisini değiştirmeyi bilmeyen yılan ölür” diyen Nietzsche’de değişimin gerekliliğini vurgulamıştır.
Haydi. Bu günden başlayarak değişimin korosuna bizde katılalım. “Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun; niye bugünden başlamıyorsun” diyor Epictetos. Değişimin okyanusuna kendi sandalımızla açılalım. Kendimizle, ailemizle, arkadaşlarımızla ve tüm varlıklarla ilişkilerimizde bir restorasyon yapmaya başlayalım. Umutları bileyelim. Geçmişte kalarak değişime yenilmeyin. J.Knittel “Eğer geçmişi çok seviyorsanız yaşlanıyorsunuz demektir’’ der. Değişin ve gençleşin…
Kaynak :makalemarketi.com

Aydın Uzkan
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
DIŞ TİCARET
Nazi Almanya'sından Bugüne
Savaş kaybetmiş Almanya'nın başarı hikayesinin altında yatan ticaret anlayışını ve Almanya pazarına giriş için gerekenleri Dış Ticaret uzmanı Didem Aydoğan yazdı.
OFİS VE İNSAN
Ofis aydınlatması nasıl olmalıdır?
Ofislerde, aydınlatma ihtiyacı, mekanda yapılan işin gerekliliğine göre farklılık gösterir. İhtiyacımız olan aydınlatma, iki yol ile sağlanır: doğal ışık ve yapay ışık. Yeşil binaların arttığı ve enerji tasarrufunun çok önemli olduğu günümüzde doğal aydınlatmanın önemi büyüktür.
Çalışanlarda Performans Düşüklüğü
İş hayatında her çalışanın başarı derecesi aynı değildir. Kimisi yapması gereken işi tam zamanında ve eksiksiz tamamlarken kimisi gereken özeni göstermeyebilir.
İŞ DÜNYASI
Kurumsal ve Bireysel İletişim Kazaları
Sizlerin de çok iyi bildiği gibi “her türlü haber alışverişi ve algı yönetimi” şeklinde yorumlanan kurumsal ve bireysel iletişimin tanımları aynı olmakla birlikte, ögeleri çok farklı ve detaylıdır.
HUKUK / MUHASEBE
Yeni Türk Ticaret Kanununa Genel Bakış
1 TEMMUZ 2012 tarihi itibarı ile yürürlüğe girecek olan 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu (TTK) tasarısı 12 Ocak 2012 tarihli TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşmıtır.
Satış Ekibinin Ortak Aklının Harekete Geçirilmesi
Satış Yönetimi Değerlendirmesi
Ekonomik Durgunluk