Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook
Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar

Uluslararası Suistimal Farkındalık Haftası kapsamında Etik ve İtibar Derneği TEİD, iş çevrelerine “Para Kazanmanın En Etik Yolu: Suistimal Farkındalığınızı Arttırın“ başlıklı bir seminer düzenledi.

TEİD kurumsal üyelerinden Esin Avukatlık Ortaklığı‘nın ev sahipliğinde düzenlenen seminerde TEİD Yönetim Kurulu Üyesi ve Cerebra Muhasebe ve Danışmanlık Yönetici Ortağı Fikret Sebilcioğlu, Esin Avukatlık Ortaklığı’ndan Av. Birtürk Aydın ve Av. Gökçe Serez, suistimal farkındalığının önemi hakkındaki görüşlerini katılımcılarla paylaştı.

Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar

Sunumunda ACFE‘nin 2018 yılında gerçekleştirdiği “İş Suistimali ve İstismar Üzerine Uluslararası Rapor“una değinen Fikret Sebilcioğlu, suistimallerin küresel maliyetine bakıldığında inceleme uzmanlarının tahminlerine göre firmaların her yıl cirolarının %5'ini kaybettiğini belirtti. Dünya GDP‘sinin halihazırda 74,160 trilyon dolar olduğunu ifade eden Sebilcioğlu, suistimallerin kaybının 3,708 trilyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini vurguladı. Sebilcioğlu, Türkiye‘nin 800 milyar dolarlık GSMH‘sı göz önüne alındığında suistimallerin firmalara her yıl 40 milyar dolara mal olduğunu, her bir vatandaşın suistimal kayıplarını yılda 500 dolar düzeyinde fonlamak durumunda kaldığının altını çizdi.

Çalışan suistimallerinin yolsuzluk, varlıkların kötüye kullanımı ve mali tablo suistimali olmak üzere üç grupta toplandığını söyleyen Sebilcioğlu, bu gruplamada yolsuzluğun farkının örgütlü olması ve firma dışı işbirliği ile gerçekleşmesi anlamına geldiğini ifade etti. Suistimallerin sıklığına ve maddi kayıp oranına bakıldığında ilginç bir tablonun ortaya çıktığını belirten Sebilcioğlu, mali tablo suistimali oranının %10, maddi kaybın 800.000 dolar, yolsuzluğun %38, kaybın 250.000 dolar, varlıkların kötüye kullanımının %89, maddi kaybın ise 114.000 dolar olduğuna dikkat çekti.

Suistimal sürdükçe maddi kayıp katlanıyor

Suistimalin devam süresi, sıklığı ile kayıp tutarının giderek daha yüksek meblağlara ulaştığının da belirlendiğini söyleyen Sebilcioğlu, artışın geometrik bir nitelik kazandığını, 6 ay ve daha az yapılan suistimallerde maddi kayıp 30.000 dolar seviyesinde iken, 60 ay ve sonrasında kaybın 715.000 dolara ulaştığını belirtti. Sebilcioğlu, suistimallerin gizlenmesinde kullanılan yöntemlere bakıldığında ise ilk 4 sırada %55 ile sahte evrak hazırlama, %48 ile fiziksel belgelerin değiştirilmesi , %42 ile muhasebe sisteminde hileli işlemlerin oluşturulması ve %34 ile muhasebe sisteminde işlemlerin değiştirilmesinin yer aldığını ifade etti.

Suistimal tespitinde ihbarlar başı çekiyor

Suistimallerin tespit edilmesinde açık arayla öne çıkan yöntemlerin %40 ile ihbarlar, %15 ile iç denetim ve %13 ile yönetim kontrolü olduğunu belirten Sebilcioğlu, suistimalleri ihbar edenlere bakıldığında ise %53 ile çalışanlar, %21 ile müşteri, %14 ile anonim, %8 ile tedarikçi, %5 ile diğer ihbarlar, %3 ile rakipler, %2 ile hisse sahibi ve ortakların görüldüğünü söyledi. Ancak ihbarların tamamının ihbar mekanizması ile gelmediğini kaydeden Sebilcioğlu, bu mekanizmalar kullanılmadığında %32 ile bağlı olunan yönetici, %15 ile üst düzey yönetici, %13 ile suistimal inceleme ekibi, %12 ile iş arkadaş ve %10 ile iç denetime ihbar yapıldığını belirtti. Suistimal yapma bakımından en riskli departmanların ise üst yönetim, muhasebe, satış ve operasyonlar olduğunu vurgulayan Sebilcioğlu, şirketlerde suistimalle etkin mücadelede etik ve uyum departmanının etkin çalışmasının yanı sıra proaktif veri izleme/analiz ve sürpriz denetimlerin de vakaları ciddi oranlarda düşürdüğünün altını çizdi.

Hukuka uymamak firmalara pahalıya patlıyor

Av. Birtürk Aydın ve Av. Gökçe Serez ise sunumlarında Türkiye‘nin Yolsuzluk Algı Endeksi‘ndeki yerinin son yıllarda giderek irtifa kaybettiğine, 2010 yılından önce 54. sırada olan Türkiye‘nin 2017 yılında 81. sıraya düştüğüne dikkat çekti. Hukuka uyumsuzluğun dünyada firmalara artık çok pahalıya mal olduğunu ifade eden Aydın, firmalara milyarlarca dolarlık cezaların verildiğini belirtti. Hukuka uyum için risk bölgelerinin belirlenmesi gerektiğini kaydeden Birtürk Aydın, 5 temel risk faktörü olduğunu, bunların ülke riski, sektörel risk, iş ortaklarından doğan risk, yaptırıma bağlı mevzuat ve devlet organlarından doğan riskler ve işlemlerden doğan hediye, ağırlama gibi riskler olduğunu söyledi.

Risk alanları belirlenmeli

Risk alanlarının her şirket ve her sektör için farklılık gösterdiğine değinen Aydın, uyum risklerinin veri, tasarım ve üretim, dağıtım, finans, yönetim ve yapı, insan, satış ve pazarlama gibi süreç ve faktörlerin dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti. Uyum sistemi için uluslararası standart ve iyi uygulamaların 5 aşamada özetlenebileceğini ifade eden Aydın, bunların liderlik; risk değerlendirmesi; standartlar ve kontroller; eğitim ve iletişim; inceleme ve denetim olduğunu belirtti.

Av. Gökçe Serez uyum sisteminin en önemli parçalarının iş ahlakı kuralları, proaktif veri inceleme, habersiz denetimler, finansal raporlamalara ilişkin şirket içi kontrollerin dış denetimce incelenmesi, yönetim denetimi, ihbar hattı, suistimale karşı şirket politikası, çalışanlar ve yöneticiler için suistimale karşı eğitim, ihbarcılar için koruma ve ödüllendirme olduğunu kaydetti. Serez, uyum sisteminin suistimal kayıplarını ciddi ölçeklerde düşürdüğünü, aynı zamanda suistimallerin tespit sürelerini de büyük oranlarda azalttığının altını çizdi.

Diğer Haberler

KOBİTEK - KOBİLERİN İŞ PORTALI
© 2001-2024

Facebook LinkedIn

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz