Ekonomik Krizi Anlama ve Karşı Koyma Rehberi: Zamanla Gelişen Riskler

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook

Ekonomik Krizi Anlama ve Karşı Koyma Rehberi: Zamanla Gelişen Riskler

İçinde bulunduğumuz günlerde ülkemizde hüküm süren ekonomik krizi daha iyi anlamak ve şirketimizi dalgalı denizde limana ulaştırmak için bir rehber hazırladık. Bu adımda kriz devam ederken gelişen riskleri inceliyoruz.

Bu Rehberin Amacı ve Hedef Kitlesi

Bu rehber, Kobitek İş Portalı tarafından iş dünyasındaki işletme sahipleri ve yöneticilerine yönelik olarak hazırlanmıştır. Rehberin temel amacı, ekonomik kriz dönemlerinde şirket yönetimi konusunda farkındalık yaratmak ve okuyuculara bu zor zamanlarda başarılı bir şekilde nasıl ilerleyebileceklerini gösterebilmektir.

Hedef kitlesi, özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) sahipleri ya da yöneticileridir. Rehber, ekonomi ve işletme alanında üst düzey profesyoneller ya da akademik uzmanlara yönelik değildir. Bunun yerine, iş dünyasında krizle karşılaşan ve çözüm yolları arayan, ancak bu konuda ileri düzey teknik bilgiye sahip olmayan işletme sahipleri ve yöneticilerine hitap etmektedir.

Bu rehberde ağır teknik terminoloji ya da akademik dil kullanılmayacaktır. Ancak, önemli kavramlar anlaşılır bir şekilde açıklanarak okuyucuların konu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olması sağlanacaktır. Rehberimiz, kriz dönemlerinde alınması gereken adımları adım adım anlatarak, pratik ve uygulanabilir bilgiler sunmayı hedeflemektedir.


Kriz Döneminde Zamanla Gelişen Riskler: KOBİ’lerin Karşılaşabileceği Sorunlar ve Stratejiler

Kriz dönemleri genellikle başlangıçta yüksek belirsizlik ve finansal sıkışıklıklarla kendini gösterse de, zamanla gelişen daha derin ve karmaşık riskler de ortaya çıkabilir. Bu riskler, özellikle Türkiye gibi ekonomik krizlerin uzun sürdüğü ve kronik hale geldiği ülkelerde daha belirgin hale gelir.

Bu tür durumlar, finansmanın zorlaşması, satışların düşmesi gibi genel kriz etkilerinin ötesine geçerek işletmeleri farklı alanlarda tehdit edebilir.

Şimdi, bu tür gelişen riskleri ve KOBİ yöneticilerinin bu durumlarla nasıl başa çıkabileceğini inceleyelim.

1- Tedarik Zinciri Riskleri: Tedarikçilerin İflası veya Sıkıntıya Düşmesi

Kriz dönemlerinde şirketler sadece kendi finansal durumlarını değil, aynı zamanda çalıştıkları tedarikçilerin ve iş ortaklarının da durumunu göz önünde bulundurmalıdır. Uzun süren krizler tedarik zincirinde ciddi kırılmalara yol açabilir. Örneğin:

  • Tedarikçinin Batması: Önemli bir tedarikçi iflas edebilir veya üretimini durdurmak zorunda kalabilir. Bu durum, KOBİ’ler için hayati bir bileşen veya hizmetin kesintiye uğraması anlamına gelir.

  • Tedarikçinin Fiyat Artırması: Kriz dönemlerinde bazı tedarikçiler maliyetlerini karşılamak için fiyatlarını yükseltebilir, bu da KOBİ'ler için üretim maliyetlerini artırır ve rekabet avantajını zedeler.

Çözüm:

  • Tedarikçi Çeşitlendirmesi: KOBİ’lerin kriz dönemlerinde sadece bir tedarikçiye bağımlı kalmaktan kaçınmaları gerekir. Alternatif tedarikçilerle çalışmak, olası riskleri azaltabilir. Tedarik zinciri yönetimi daha esnek hale getirilmelidir.

  • Uzun Vadeli Sözleşmeler: Tedarikçilerle uzun vadeli sabit fiyatlı anlaşmalar yapmak, fiyat dalgalanmalarına karşı korunma sağlar. Kriz dönemlerinde tedarikçiler de iş güvencesi aradığı için bu tür anlaşmalar yapma olasılıkları artabilir.

2- Müşteri Riskleri: Büyük Müşterilerin Kapanması veya Küçülmesi

Ekonomik krizler, müşteriler üzerinde de ciddi etkiler yaratır. Özellikle büyük ve uzun süren krizlerde, önemli bir müşteri küçülme kararı alabilir ya da tamamen kapanabilir. Bu durum, KOBİ'lerin gelir akışını doğrudan tehdit eder.

  • Müşterinin Kapanması: Kriz döneminde büyük bir müşterinin kapanması, KOBİ’ler için büyük gelir kaybı anlamına gelir. Aynı zamanda yeni müşteri bulmak kriz dönemlerinde çok daha zor olabilir.

  • Müşterinin Ödemeleri Geciktirmesi: Kriz nedeniyle finansal zorluk yaşayan müşteriler, vadeli ödemelerini geciktirebilir veya ödeme yapamayabilir. Bu durum, işletmenin nakit akışını ciddi şekilde sekteye uğratır.

Çözüm:

  • Müşteri Portföyünün Çeşitlendirilmesi: Tek bir büyük müşteriye bağımlı kalmamak, KOBİ'ler için kritik bir önlemdir. Daha fazla sayıda müşteri ile çalışmak, gelir kaybı riskini dağıtabilir.

  • Ödeme Koşullarının Yeniden Düzenlenmesi: Kriz dönemlerinde müşterilerle ödeme planları konusunda esnek olunabilir. Ancak vadeli satışların daha sıkı yönetilmesi ve bazı durumlarda ön ödeme veya teminat istemek olası riskleri azaltabilir.

  • Sağlam Müşteriler ile İlişkilere daha çok önem verilmesi: Hem müşteri kaybı, hem de tahsilat problemlerinin önüne geçmek için en etklili yollardan biridir. Kabaca hiç gelir elde etmeden 1 yıldan uzun süre ödemelerini aksatmadan yapabilecek kaynaklara sahip firmalar sağlam, güvenilir olarak sınıflanabilir. Bu tür müşterileriniz varsa, başka firmaların onları kazanmak için agresif politikilar izleyebileceğini de düşünerek, onlara daha yakın durmak iyi olur. Hem göz önünde olmak, hem firmanız dışında olan bitenden erkenden haberdar olmak, hem de ilişkinin kısa süreli olmadığını, güven temelli bir ilişki kurulmuş olduğunu uygun şekilde sürekli hatırlatmak için iletişim yoğunluğu ve kalitesi daha da artırılabilir.

3- Politika Değişiklikleri: Anlık Vergi ve Yasal Düzenlemeler

Kriz dönemlerinde hükümetler, ekonomiyi dengelemek amacıyla ani politika değişikliklerine başvurabilir. Vergi oranlarının artırılması, yeni vergilerin getirilmesi veya devletin başka alanlardaki müdahaleleri KOBİ’leri zorlayabilir.

  • Ek Vergiler: Kriz nedeniyle kamu gelirlerinin düşmesi, hükümetlerin KDV, gelir vergisi, stopaj gibi kalemlerde ani artışlar yapmasına neden olabilir.

  • Yasal Düzenlemeler: Devletin kriz döneminde getirdiği yeni düzenlemeler (örneğin kredi sınırlamaları, ihracat kotaları, fiyat kontrolleri) işletmelerin faaliyetlerini doğrudan etkileyebilir.

Çözüm:

  • Politika Risk Yönetimi: KOBİ yöneticileri, sektörle ilgili mevzuat değişikliklerini ve hükümet politikalarını yakından takip etmelidir. Bunun için sektör dernekleriyle işbirliği yapılabilir ve profesyonel danışmanlık hizmetleri alınabilir.

  • Vergi Stratejisi: Vergi yüklerinin artırılmasına karşı etkili vergi planlaması yapmak ve gerekirse profesyonel vergi danışmanlarından destek almak, olası yükleri hafifletebilir.

4- Rekabet Riskleri: Pazarda Daralma ve Büyük Firmaların Güçlenmesi

Kriz dönemlerinde pazarın genel olarak daralması, tüm sektörlerdeki oyuncuların satışlarında düşüş yaşanmasına neden olabilir. Ancak daralan pazarda tüm şirketler eşit oranda küçülmez. Büyük firmalar, agresif fiyatlandırma ve pazarlama stratejileriyle pazarda daha fazla pay kazanabilir ve daha küçük firmaların işlerini zorlaştırabilir.

  • Agresif Fiyat Rekabeti: Kriz döneminde büyük firmalar, pazarda paylarını artırmak için fiyatlarını düşürebilir veya maliyetlerine yakın fiyatlarla satış yapabilir. Bu durumda daha küçük işletmeler fiyat rekabetinde zorlanabilir.

  • Pazar Payı Kaybı: Küçük firmalar, büyük oyuncuların agresif stratejilerine karşı koyamayabilir ve müşteri tabanlarının daralmasıyla karşı karşıya kalabilirler.

Çözüm:

  • Fiyat Rekabetine Girmemek: Küçük işletmeler, büyük firmaların agresif fiyat stratejilerine karşı doğrudan fiyat rekabetine girmemelidir. Bunun yerine, müşteri ilişkilerini güçlendirmek, farklılaşma stratejilerine (hizmet kalitesi, müşteri deneyimi gibi) odaklanmak daha sürdürülebilir olabilir.

  • Niş Pazarlara Yönelmek: Büyük firmaların daha az odaklandığı niş pazarları keşfetmek ve bu alanlarda uzmanlaşmak, küçük firmaların kriz döneminde rekabet avantajı elde etmesini sağlayabilir.

5- İç Pazarın Bozulması: İhracatçıların İç Pazar Yönelimi ve Arz Fazlası

Türkiye gibi ülkelerde kriz dönemlerinde döviz kuru dalgalanmaları ihracatçıların yurtdışındaki pazarlarını kaybetmelerine neden olabilir. Bunun sonucunda, bu firmalar iç pazara yönelir ve arz fazlası yaratarak KOBİ’lerin pazardaki rekabet koşullarını daha da zorlaştırır.

  • İç Pazarda Arz Fazlası: İhracat yapamayan firmalar, ürünlerini iç pazara sunarak zaten daralan bir piyasada arz fazlası yaratabilir. Bu durum fiyatları baskılayabilir ve iç pazarda rekabeti artırabilir.

  • Yeni Rakipler: İç pazara yönelen bu firmalar, KOBİ'lerin pazar paylarını ciddi şekilde tehdit edebilir.

Çözüm:

  • Ürün Çeşitlendirme ve İnovasyon: İhracatçılar iç pazara girdiğinde rekabet avantajını koruyabilmek için ürün ve hizmetlerde farklılaşmaya gitmek önemli bir strateji olabilir. Yeni ve inovatif ürünler sunarak, kriz döneminde bile müşteri sadakati kazanılabilir.

  • İç ve Dış Pazar Dengesi: Kriz döneminde sadece iç pazara odaklanmak yerine, dış pazarlarda da yeni fırsatlar aramak önemlidir. Yeni pazar araştırmaları ve ürünleri farklı ülkelerde satışa sunma stratejisi, arz fazlasının yaratacağı baskıyı hafifletebilir.

6- Nakit Akışı Sorunları: Finansman Erişimindeki Zorluklar

Kriz dönemlerinde en yaygın risklerden biri de finansmana erişimin zorlaşmasıdır. Bankaların kredi musluklarını kısmaları, yüksek faiz oranları ve vadeli alacakların gecikmesi, işletmelerin nakit akışını sıkıntıya sokabilir. Nakit akışı sorunu, KOBİ'lerin operasyonlarını sürdürmelerini zorlaştırır.

  • Finansman Maliyetlerinin Artması: Faiz oranlarının yükselmesi ve bankaların kredi verme koşullarını sıkılaştırması, işletmelerin ek finansman sağlamasını zorlaştırabilir.

Çözüm:

  • Nakit Akışı Yönetimi: KOBİ'lerin kriz dönemlerinde nakit akışını etkin bir şekilde yönetmeleri önemlidir. Alacak yönetimi sıkı tutulmalı, gereksiz giderler azaltılmalı ve mümkünse kısa vadeli borçlar azaltılmalıdır.

  • Alternatif Finansman Yolları: Klasik banka kredilerine erişim zorlaştığında, KOBİ'ler alternatif finansman yollarını (melek yatırımcılar, faktoring, kitle fonlaması gibi) değerlendirebilir.

Krizde Ayakta Kalmak için Proaktif Risk Yönetimi

Kriz dönemlerinde zamanla gelişen riskler, KOBİ'lerin sürdürülebilirliğini tehdit eden ciddi tehlikeler yaratabilir. Tedarik zinciri kırılmaları, müşteri kayıpları, politika değişiklikleri ve nakit akışı sorunları gibi riskler, proaktif bir yaklaşımla yönetilmelidir.

KOBİ yöneticileri, her bir riske karşı stratejik adımlar atarak, kriz döneminde de rekabet avantajını koruyabilir ve kriz sonrası için güçlü bir pozisyon alabilirler.

Reklam
Kobitek'e ücretsiz üye olun
Etiketler:

Reklam

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz