Liderlik Herkesin Harcı mı Gerçekten?

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook
Liderlik Herkesin Harcı mı Gerçekten? konu resmi

Herkesin sahneye çıkınca yıldızlaşmadığı bir gerçek. Bazılarımız şarkı mırıldanırken bile detone oluyorken, birkaç eğitimle herkesin lider olabileceğine inanmak fazla iyimser olabilir. Belki de mesele tarifte değil, malzemede gizlidir.

Son zamanlarda nereye baksam karşıma "liderlik" kelimesi çıkıyor. Eğitimler, sosyal medya paylaşımları, seminerler... Sanki herkes bir gecede lider olmanın sırrını çözmüş de bize anlatmaya çalışıyor gibi.

Ama beni rahatsız eden, kafamı kurcalayan temel bir soru var: Gerçekten herkes lider olabilir mi?

Bana sorarsanız, kesinlikle hayır. Eğer o işin özünde, tabiri caizse DNA'nızda liderlik mayası yoksa, ne kadar eğitim alırsanız alın, ne kadar kitap okursanız okuyun, bir yerden sonra tıkanırsınız.

Bu "liderlik DNA'sı" dediğim şey, öyle kolayca tanımlanabilecek, reçetesi yazılabilecek bir şey değil elbette. Belki doğuştan gelen bir karizma, belki zorluklar karşısında gösterilen o sarsılmaz direnç, belki de insanları anlama ve onları ortak bir hedefe yönlendirme konusundaki o içgüdüsel yetenek. Adına ne derseniz deyin, bazı insanlarda bu "şey" var, bazılarında ise yok.

Tıpkı bazı insanların doğuştan müzik kulağına sahip olması, bazılarının ise en basit melodiyi bile ayırt edememesi gibi. Elbette pratik yaparak, eğitim alarak belirli bir seviyeye gelinebilir; bir enstrüman çalmayı öğrenebilirsiniz ama o içten gelen, ruhu titreten yorumu yapmak için o doğuştan gelen kıvılcıma ihtiyaç vardır.

Liderlik de böyledir. Yönetim becerileri, iletişim teknikleri, stratejik planlama gibi konular pekala öğrenilebilir. Bunlar liderliğin araçlarıdır, olmazsa olmazlarıdır belki ama liderliğin kendisi değildir. Bir usta marangozun en iyi aletlere sahip olması onu otomatikman bir sanatçı yapmaz; o aletleri nasıl kullandığı, ortaya nasıl bir ruh kattığı önemlidir. İşte o ruh, o maya, bence DNA'mızda gizli.

Görüyorum ki etrafta "liderlik geliştirme" adı altında sayısız program var. Elbette bu programlar faydalı olabilir, kişilere yeni bakış açıları kazandırabilir, belirli yetkinliklerini artırabilir. Ancak bu, bir elma çekirdeğinden armut ağacı yetiştirmeye çalışmak gibi bir şey olur eğer temel yoksa. Var olan potansiyeli parlatmak başka bir şeydir, hiç olmayan bir şeyi yaratmaya çalışmak bambaşka. Herkesin iyi bir yönetici, etkili bir takım üyesi veya başarılı bir uzman olabileceğine inanıyorum. Ama "lider" olmak, o bambaşka bir mertebe. Bu, kitleleri peşinden sürükleyebilmek, en umutsuz anlarda bile umut aşılayabilmek, vizyonuyla insanlara ilham verebilmek demektir. Ve bu, sonradan taklit edilebilecek bir rol değil, içten gelen bir duruştur.

Şimdi gelelim beni rahatsız eden ikinci noktaya. Diyelim ki bir kişi o bahsettiğim "liderlik DNA'sına" sahip. Peki, bu kişi her ortamda, her grubun, her görevin lideri olabilir mi? İşte buna da kesinlikle inanmıyorum. Liderlik, bana göre son derece "durumsal" bir olgudur. Bir alanda efsaneleşmiş bir lider, bambaşka bir alanda tam bir fiyaskoyla sonuçlanabilir.

En bariz örneklerden gidelim: Çok başarılı, savaş meydanlarında zaferden zafere koşmuş bir ordu komutanını düşünün. Bu komutan, emir-komuta zincirine, disipline, hızlı ve net kararlara alışkındır. Peki, aynı komutanı alıp, yenilikçi fikirlerin, yaratıcılığın ve esnekliğin ön planda olduğu bir teknoloji şirketinin başına getirdiğinizde aynı başarıyı bekleyebilir misiniz? Muhtemelen hayır. Çünkü o şirketin dinamikleri, çalışanların beklentileri, başarının tanımı bambaşkadır. Orada astığı astık kestiği kestik bir lider değil, iş birliğine açık, farklı fikirlere değer veren, motive eden bir rehber gerekebilir.

Bu durum sadece ordu ve şirket örneğiyle sınırlı değil. Bir sivil toplum örgütünü başarıyla yöneten bir lider, büyük bir devlet kurumunun başında aynı etkiyi yaratamayabilir. Ya da küçük, samimi bir esnaf grubunun sevilen lideri, uluslararası bir kongrede binlerce kişiye hitap ederken aynı özgüveni ve hakimiyeti sergileyemeyebilir. Çünkü her durum, her grup, her görev farklı yetkinlikler, farklı yaklaşımlar ve hatta farklı kişilik özellikleri gerektirir. Liderin etkili olabilmesi için, yönettiği grubun yapısını, içinde bulunduğu koşulları, ulaşılmak istenen hedefi çok iyi analiz etmesi ve kendi liderlik tarzını bu değişkenlere göre uyarlaması gerekir. Bazen otoriter bir duruş gerekliyken, bazen katılımcı bir yaklaşım daha iyi sonuç verir. Bazen hızlı kararlar almak hayati önem taşırken, bazen de sabırla herkesin fikrini almak daha doğrudur.

Yani, o "liderlik DNA'sı" dediğimiz şey bir potansiyeldir, bir başlangıç noktasıdır. Ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi ve etkili bir liderlik sergilenebilmesi için doğru "sahneye" ihtiyaç vardır. Yanlış sahnede, en yetenekli lider adayı bile parlayamaz, hatta fark edilmeyebilir bile.

Sonuç olarak, etrafımızda liderlik hakkında dönen onca lafa rağmen, ben bu iki temel gerçeğin değişmeyeceğine inanıyorum: Birincisi, herkes lider olamaz; bunun için doğuştan gelen, içsel bir yatkınlık, bir "maya" gerekir.

İkincisi ise, bu mayaya sahip olanların bile liderliği evrensel değildir; liderlik, içinde bulunulan duruma, yönetilen gruba ve hedeflenen göreve sıkı sıkıya bağlıdır.

Belki de bu kadar çok liderlik eğitimi ve söyleminin olduğu bir çağda, asıl sormamız gereken soru şudur: Gerçekten daha fazla "lider" mi yetiştirmeye çalışıyoruz, yoksa sadece herkesi aynı kalıba sokmaya çalışan bir yanılsamanın peşinden mi gidiyoruz? Benim cevabım, ne yazık ki ikincisine daha yakın.

Reklam
Kobitek'e ücretsiz üye olun

160 kere okundu


Etiketler:

Tufan Karaca
Tufan Karaca

1954 doğumlu olan Tufan Karaca, Kadıköy Maarif Koleji’nden mezun olduktan sonra eğitimini Virginia Polytechnic Institute and State University’de tamamlamıştır. 45yıllık profesyonel yaşamının 20 yılını dokuz farklı ülkede, uluslararası şirketlerde üst düzey yöneticilik yaparak geçirmiştir.

İş dünyasında edindiği deneyimleri eğitim alanına da taşıyarak, Yeditepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerde dersler vermiştir. Halen yönetim danışmanı olarak kariyerini sürdüren Karaca, yönetim eğitimleri ve stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak, modern iş yönetimi ilkelerini ve trendlerini kurumlara aktarmaktadır.

Yönetim alanındaki uzmanlığını kaleme aldığı “Girişimciler için Kolay ve Hızlı İş Planı Hazırlama”, “Career Management In a Disrupted World “, “Yeni Dünya Düzeninde Kariyer Yönetimi”, “Arts Entrepreneurship: How to Craft Your Creative Business Model”, “Sanatta Girişimcilik - YARATICI İŞ MODELİNİZİ NASIL GELİŞTİRİRSİNİZ? “gibi kitaplarıyla geniş bir kitleyle buluşturan Karaca, girişimcilik, stratejik esneklik ve VUCA gibi güncel yönetim konularında çalışmalarını sürdürmektedir.

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz!!!