Türkiye Elektrik Görünümü 2025 Değerlendirmesi

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook
Türkiye Elektrik Görünümü 2025 Değerlendirmesi konu resmi

Rüzgar ve güneş, ilk kez yerli kömürü geride bıraktı. Ancak bu dönüm noktası, Türkiye’nin enerji dönüşümünde sadece bir eşik. Talep artışı ve politik hedefler, yenilenebilir enerjinin kaderini belirleyecek.

Ember tarafından hazırlanan ve Ufuk Alparslan imzasını taşıyan Türkiye Elektrik Görünümü 2025 raporu, Türkiye’nin elektrik üretim ve tüketim dinamiklerini hem nicel veriler hem de politik bağlamda kapsamlı bir şekilde analiz ediyor. 2024 yılı verilerine dayanan bu çalışma, özellikle rüzgar ve güneş enerjisinin yükselişiyle Türkiye’nin enerji dönüşümünde geldiği noktayı ortaya koyuyor.

Rüzgar ve Güneş, Yerli Kömürü Aştı: Dönüşümde Tarihi Eşik Aşıldı

2024 yılında Türkiye elektrik tarihinde bir ilki yaşadı: Rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilen toplam üretim (62 TWh), yerli kömür üretimini (47 TWh) kalıcı olarak geride bıraktı. Bu, Türkiye'nin enerji sisteminde yenilenebilirin artık ikincil değil, yön verici bir aktör haline geldiğini gösteriyor.

Ancak bu başarı, enerjide yapısal dönüşümün tamamlandığı anlamına gelmiyor. Mevcut kömür santrali projeleri hesaba katıldığında bile, kömürün geri dönüş ihtimali zayıf görünse de fosil yakıt sistemde hâlâ temel aktör.

Bu eşik, simgesel olduğu kadar stratejiktir. Ancak yeni kurulumların yavaşlaması veya teşviklerin düşmesi durumunda bu tablo hızla değişebilir. Politik istikrar ve altyapısal yatırımlar bu kazanımın kalıcılığını belirleyecektir.

Güneş Patladı, Rüzgar Yavaşladı: Dengesiz Bir Yenilenebilir Sıçrama

Güneş enerjisinde %39’luk yıllık üretim artışı dikkat çekici. 2022 sonunda 10,9 GW olan güneş kurulu gücü, 2024 sonunda 19,8 GW’a yükseldi. Buna karşılık, rüzgar enerjisinde büyüme belirgin şekilde yavaşladı. İki yılda sadece %13’lük kapasite artışı, bu alanda teşviklerin ya da yatırım iştahının azaldığını gösteriyor.

Türkiye’nin güneş potansiyeli değerlendirilmeye başlanmış olsa da, rüzgardaki yavaşlama sistem çeşitliliği açısından risk teşkil ediyor. Güneş enerjisi, mevsimsel ve saatlik dalgalanmaları nedeniyle tek başına sürdürülebilir bir yük taşımıyor. Rüzgarın ihmal edilmesi, enerji güvenliğinde açık yaratabilir.

Fosil Enerji Geriliyor Ama Hâlâ Belirleyici: İthal Bağımlılığı Derinleşiyor

2024’te fosil kaynakların elektrik üretimindeki payı %55’e düşerek 1993’ten bu yana en düşük seviyeye indi. Doğalgazdan üretimde %4’lük düşüş, bu gerilemenin başlıca nedeni. Ancak bu kazanım yapısal değil; kurak yıllarda hidroelektrik üretiminde düşüş olması durumunda doğalgaza geri dönüş yaşanabileceği öngörülüyor.

Kömürde ise üretim rekor kırdı: Türkiye, Almanya’yı geçerek Avrupa’da kömürden en fazla elektrik üreten ülke konumuna geldi. Ancak bu rekorun %61’i ithal kömürle sağlandı.

Fosil yakıtlarda pay azalmış gibi görünse de, sistem hâlâ ithalata bağımlı. Enerji ithalatı, sadece dış ticaret açığı değil, aynı zamanda jeopolitik kırılganlık yaratıyor. Yerli ve yenilenebilir kaynaklar bu kırılganlığı azaltmanın tek yolu.

Talep Artışı: Yenilenebilir Kapasiteyi Ezdi Geçti

2024’te elektrik talebi %5,5 arttı, 342 TWh’e ulaştı. Ancak rüzgar ve güneşin bu artışı karşılamada yetersiz kaldığı görülüyor. Son beş yılda 42 TWh’lik talep artışının yalnızca 31 TWh’i bu iki kaynaktan karşılanabildi. Geri kalan boşluk, maliyeti yüksek ve dışa bağımlı olan fosil kaynaklarla dolduruldu.

Elektrik üretiminde fosili ikame etmek için yenilenebilir üretimin sadece artması değil, talep artış hızının da önüne geçmesi gerekiyor. Mevcut ivme bunu karşılamaktan uzak. Aksi durumda, fosilden uzaklaşma sadece oranlarla sınırlı kalır, mutlak üretim artar.

2035 Hedefleri: Yol Haritası Var, Asfaltı Yok

Türkiye’nin 2035 için açıkladığı hedefler son derece iddialı: Rüzgar ve güneşin kurulu gücü dört katına çıkarılacak, elektrik üretimindeki payları %49’a ulaşacak. Bu senaryoda fosil payı %20’nin altına düşebilir.

Ancak 2030 hedefleri hâlâ düşük profilli. 2030’a kadar öngörülen yenilenebilir artışı, tahmin edilen talep artışını karşılamaya bile yetmiyor. Bu da 2030’a kadar fosilden çıkış değil, artış anlamına geliyor.

Uzun vadeli hedeflerin başarısı, kısa vadeli ivmeyle mümkündür. 2030 hedeflerinin zayıflığı, 2035’i inandırıcılıktan uzaklaştırıyor. Bugünden reform ve teşviklerin başlatılmaması durumunda, 2035 sadece bir takvim hayali olarak kalabilir.

Politika Önerileri: Sorunlar Biliniyor, Çözüm Yolu da Var

Raporda yalnızca tespitler değil, çözüm önerileri de yer alıyor. Bağlantı kapasitesi sorunları, hibrit santrallerin önünün açılması, ihale süreçlerinin iyileştirilmesi gibi yapısal meseleler ayrıntılı biçimde ele alınmış. Özellikle yüksek voltajlı doğru akım (HVDC) iletim hatları gibi ileri altyapı önerileri, teknik ve ekonomik fizibilite açısından değerlendirilmeye değer.

Türkiye’nin sorunları yalnızca kaynak temelli değil; şebeke altyapısı, yatırım süreçleri ve düzenleyici ortam gibi yapısal engeller çözülmeden enerji dönüşümü hız kazanamaz. Ember’in politika önerileri bu açıdan güçlü bir yol haritası sunuyor.

Sonuç: Sıçrama Var, Sürdürülebilirlik Belirsiz

Ember’in raporu, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki ilerlemesini doğru bağlama oturtuyor: Etkileyici ama kırılgan. Bugüne kadar elde edilen başarılar stratejik ama istikrarsız. Türkiye'nin bir enerji dönüşümü hikâyesi yazması mümkün, ancak bu hikâyenin yazılabilmesi için siyasi kararlılık, teknik kapasite ve ekonomik vizyonun aynı anda devrede olması gerekiyor.

Rüzgar ve güneş, yerli kömürü geride bıraktı. Şimdi sıra, ithal fosil yakıtları ve yapısal darboğazları geride bırakmakta.

Kobitek'e ücretsiz üye olun
Etiketler:

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz!!!