Kaosun Ortasında Bir Çıkış Yolu

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook
Kaosun Ortasında Bir Çıkış Yolu

Dünya göz açıp kapayıncaya kadar değişiyor; peki bu hızlı dönüşümde yönümüzü nasıl bulabiliriz? VUCA dünyasının ortasında, netliği yakalamanın yollarını keşfetmek mümkün. Kendinizi karmaşanın içinde kaybolmuş gibi hissetseniz bile, ufukta yeni fırsatlar görebilirsiniz.

Hayat,artık sürekli karmaşa içinde yolumuzu kaybetmişiz gibi hissettiriyor. Bir yandan teknolojinin baş döndürücü hızı, öte yandan ekonomideki dalgalanmalar, sosyal hayattaki belirsizlikler derken kendimizi “ne yöne gideceğimizi” bilemediğimiz bir kaosun ortasında bulabiliyoruz. Bu karmaşa, kişisel ve profesyonel yaşamımızı derinden etkiliyor. İşte tam bu noktada, son dönemde sıkça konuştuğumuz “VUCA” kavramı devreye giriyor.

Volatility (Dalgalanma), Uncertainty (Belirsizlik), Complexity (Karmaşıklık) ve Ambiguity (Muğlaklık) kelimelerinin baş harflerinden oluşan VUCA, bulunduğumuz dönemin ruhunu adeta özetliyor.

VUCA DÜNYASI

Devam etmeden önce tekrar VUCA kavramını biraz hatırlatmak isterim

  1. Volatility (Değişken): Dış koşulların sürekli ve hızlı şekilde değişmesi. Örneğin, pandemi döneminde yaşanan seyahat kısıtlamaları ve buna bağlı olarak turizm sektöründe aniden ortaya çıkan darboğaz, “dalgalanma” kavramına tam bir örnek.
  2. Uncertainty (Belirsizlik): Geleceğe dair öngörülerimizin sağlam bir zemine oturmaması. Bugün yaptığımız bir planın yarın hangi dış faktörlerce bozulabileceğini bilmemek, hem birey hem kurumlar için endişe yaratıyor.
  3. Complexity (Karmaşıklık): Birden fazla etkenin iç içe geçerek sistemi yönetilemez hâle getirdiği durum. Küresel tedarik zincirlerinin bir halkasındaki kopukluk, dünyanın öbür ucundaki bir fabrikayı doğrudan etkileyebiliyor.
  4. Ambiguity (Muğlaklık): Durumun ne olduğunu tam olarak anlayamamak; neyin neden kaynaklandığına dair net bir resim oluşturamamak. Özellikle hızla gelişen teknolojiler ve henüz yerleşik düzenlemelerin olmadığı inovatif alanlar bu muğlaklığı daha da pekiştiriyor.

Bunu bir kaso olarak tanımlamak da mümkün, peki “kaos içerisinde yaşamımızı nasıl devam ettirebiliriz”?

GERÇEKLE YÜZLEŞMEK

Kaostan kaçmaya çalışmak, çoğu zaman onu kabul etmemek anlamına gelir herşeyde olduğu gibi. Oysa bir ortamda sürekli değişim hâkimse, bu değişimi inkâr etmek veya “nasıl olsa geçer” diye beklemek, yalnızca gecikmiş ve yanlış kararlar almamıza neden olur. Benim gözlemim, hem bireysel hem kurumsal anlamda “İstikrar istiyorum!” diyenlerin çoğu, aslında “belirsizliği yönetememe” korkusuyla yaşıyor.

Liderlik literatüründe sıkça karşımıza çıkan “belirsizlikle barışık olmak” fikri, ilk adım olarak bana son derece mantıklı geliyor. Çünkü belirsizlik bir şekilde kapını çalacak; bundan kaçmak mümkün değil. Kaosu tanımak, hem kendimize “Evet, durum zor ve muğlak” deme cesaretini kazandırıyor hem de önümüzü açan yeni stratejiler üretmemize yardımcı oluyor.

VUCA’YA YAKLAŞIM STRATEJİLERİ

Diyelim ki belirsizliği kabul ettik, peki bundan sonra ne yapacağız?

  1. Sürekli Öğrenme ve Esneklik (Çevik Olma): VUCA dünyasında, sabit bir stratejiyi dayatmak çoğu kez başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bunun yerine, küçük deneme-yanılma döngüleriyle ilerleyerek, duruma göre stratejiyi güncellemek çok daha faydalı. Bu esneklik, aynı zamanda ekiplere ve bireylere öğrenme motivasyonu da kazandırıyor. Kendi hayatımda, yeni bir projeye başlarken her şeyi mükemmelleştirmeye çalışmak yerine, küçük adımlarla yola çıkıp sürekli iyileştirmeye odaklandığımda daha iyi sonuçlar elde ettiğimi fark ettim.
  2. Senaryo Planlaması: Tek bir gelecek varsayımı üzerinden büyük kararlar almak yerine, farklı senaryolar düşünmek (örneğin A, B, C planları yapmak), belirsizlikle baş etmede işe yarıyor. Ben kendi iş hayatımda da “şu koşul oluşursa ne yaparım, bu koşul oluşursa ne yaparım” gibi birkaç farklı yol haritası hazırladığımda, beklenmedik durumlar beni daha az panikletiyor. Çünkü zaten aklımın bir köşesinde bir “B planı” var.
  3. Veri Analizi ve Sezgi Dengesi: Evet, veriler çok önemli. Ancak VUCA dünyasında veri analizinin sınırları da olabiliyor. Çünkü eldeki veriler hızla değişebiliyor veya verilerin hangi dinamiği yansıttığını anlamak güçleşebiliyor. Dolayısıyla, veriye dayalı kararları sezgilerle (özellikle deneyimden gelen sezgilerle) harmanlamak kritik. Bu, tıpkı yeni bir yola çıkarken haritaya bakmak ama arada bir etrafa da göz atarak, yolun gerçek durumunu teyit etmeye benziyor.
  4. İletişim ve Şeffaflık: VUCA dünyasında ekiplerin veya paydaşların belirsizliği yönetebilmesi için liderlerin açık ve net olması şart. “Ben de tam olarak bilmiyorum ama şu an şu adımları deniyoruz” demek, bazen “Her şey kontrol altında, siz hiç merak etmeyin!” demekten daha güven verici olabiliyor. Özellikle insan yönetiminde, duygu ve endişeleri konuşmak, belirsizliği kabullenmeyi kolaylaştırıyor.

KAOSTAN FIRSAT ÇIKARMAK MÜMKÜN MÜ?

İşin bir de “kişisel boyutu” var elbette. “Kaos” kavramını daha somut anlamamı sağlayan deneyimlerim, genelde büyük ve beklenmedik değişimlerin yaşandığı dönemlerde gerçekleşti. Örneğin, bir projenin tam ortasındayken piyasalardaki ani dalgalanmalar yüzünden planlarımı sıfırdan revize etmem gerekmişti. O dönem oldukça zor gelmişti ama geriye dönüp baktığımda, aslında bu kaosun bana yepyeni bakış açıları kazandırdığını görüyorum.

  • Yanlış denemeler, doğru fikirlere giden yolu açıyor. Kaos, aslında bizleri hata yapmaya çok daha açık hâle getiriyor. Ancak bu hatalar, eğer doğru şekilde analiz edilirse, yeni fırsatların kapısını aralıyor. Kişisel projelerimde defalarca bu durumla karşılaştım.
  • Stres, yaratıcılığı tetikleyebilir. Elbette stresin sağlıksız boyutları var; bunu yok sayamayız. Ama belli bir doz stres, rutin düşünce kalıplarını kırmamıza yardım edebilir. Özellikle de “Bunu şimdi yapmazsam, yarın için çok geç kalabilirim” hissi, bazen gerekli adımları atmamı sağlayan bir tetikleyici oldu.
  • Empati ve işbirliği, belirsizliği birlikte aşmamızı sağlar. Kaos içinde tek başımıza mücadele etmek gerçekten çok zor. Dolayısıyla, doğru ekiple ve dostça bir yaklaşımla, paylaşılan belirsizlik duygusu azalıyor. Hem öğrenme süreci zenginleşiyor hem de yol alırken yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz.

“Kaostan netliğe” geçmek, kulağa sihirli bir formül gibi gelebilir ama aslında işin sırrı, süreci devamlı yaşayan ve yönlendiren bir bakış açısında yatıyor. Netlik burada “her şeyin tamamen açıklığa kavuşması” anlamında değil; aklımızda net ve sabit bir “cevap” bulmaktan ziyade, yol boyunca benimseyebileceğimiz bir tutum, bir yaklaşım.

  • Esnekliğe Açık Olmak: Netlik dediğimiz şey sabit kurallardan değil, esnek düşünceden geçiyor. Eğer “Mutlaka şöyle olmalı” diye bir şablona saplanıp kalırsak, VUCA’nın dayattığı değişken koşullara uyum sağlamak çok zor olur.
  • Sorularla Yaşamak: Netliğe giden yolda, kendimize bol bol soru sormamız gerek. Örneğin, “Bu veriler gerçekten bana ne söylüyor?”, “Şu anda bir belirsizliği çözdüm mü, yoksa sadece kılıf mı uydurdum?” gibi sorular, içgörü kazanmayı kolaylaştırıyor. Soruların kendisi bile bazen çözüme giden yolda birer işaret levhası olabilir.
  • Paylaşım ve Destek Ağları:Tek başıma her şeyi çözmeliyim” hissi, insana hantallık ve yalnızlık yükler. Oysa farklı disiplinlerden, farklı deneyimlerden gelen insanlarla fikir alışverişi yapmak, “netliğe” ulaşmayı hızlandırır. Hem duygusal hem de entelektüel anlamda destek ağlarına sahip olmak, VUCA dalgalarıyla baş etme kapasitemizi artırır.

GELECEĞİ BİLEMEYİZ, AMA ONUNLA OYNAYABİLİRİZ

Dürüst olmak gerekirse, hiç kimse geleceği tam olarak tahmin edemez. Belki yapay zekâ araçlarıyla, büyük veri analizleriyle belli tahminler yürütebiliriz ama yarın neyin değişeceğini asla yüzde yüz garanti edemeyiz. İşte “kaostan netliğe” mantığının bana göre en önemli mesajı da bu: “Belirsizliği kontrol etmek için çabalamaktansa, belirsizliği anlamaya ve onunla oynamaya çalış.

Kaosu büsbütün ortadan kaldırmak mümkün olmayabilir; hatta belki de onu dönüştürmek yerine, onda var olan fırsatları görmek daha akılcı bir yaklaşım. VUCA dünyasında liderlerin, girişimcilerin ve biz bireylerin asıl ihtiyacı olan şey “başa çıkma” değil, “öğrenme ve uyum sağlama” becerisi. Düzenli olarak kendimizi, işlerimizi ve ilişkilerimizi gözden geçirmek, yeni koşullara adapte olacak şekilde ufak revizyonlar yapmak ve işbirliğini artırmak, bizleri kaosun içinden netliğe taşıyabilecek yegâne yol.

Kısacası, “Kaos beni korkutuyor” düşüncesi yerini “Kaos yeni ihtimaller sunuyor” bakış açısına bırakmaya başladığında, belirsizlikten kaçmak yerine onu bir yol arkadaşı gibi görmemiz de kolaylaşıyor.

Netliğin aydınlattığı yolda, her an yeni bir sürprizle, yeni bir öğrenme fırsatıyla ve hatta belki de beklenmedik güzel keşiflerle karşılaşabiliriz. VUCA’nın altını dolduran “belirsizlik ve karmaşıklık” bizleri yıldırmasın; tam tersine, içimizdeki merak ve yaratıcılık duygusunu tetiklesin. Bu şekilde, kaostan beslenip onu dönüştürme şansımız da artacaktır.

Reklam
Kobitek'e ücretsiz üye olun

94 kere okundu


Etiketler:

Tufan Karaca
Tufan Karaca

1954 doğumlu olan Tufan Karaca, Kadıköy Maarif Koleji’nden mezun olduktan sonra eğitimini Virginia Polytechnic Institute and State University’de tamamlamıştır. 45yıllık profesyonel yaşamının 20 yılını dokuz farklı ülkede, uluslararası şirketlerde üst düzey yöneticilik yaparak geçirmiştir.

İş dünyasında edindiği deneyimleri eğitim alanına da taşıyarak, Yeditepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerde dersler vermiştir. Halen yönetim danışmanı olarak kariyerini sürdüren Karaca, yönetim eğitimleri ve stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak, modern iş yönetimi ilkelerini ve trendlerini kurumlara aktarmaktadır.

Yönetim alanındaki uzmanlığını kaleme aldığı “Girişimciler için Kolay ve Hızlı İş Planı Hazırlama”, “Career Management In a Disrupted World “, “Yeni Dünya Düzeninde Kariyer Yönetimi”, “Arts Entrepreneurship: How to Craft Your Creative Business Model”, “Sanatta Girişimcilik - YARATICI İŞ MODELİNİZİ NASIL GELİŞTİRİRSİNİZ? “gibi kitaplarıyla geniş bir kitleyle buluşturan Karaca, girişimcilik, stratejik esneklik ve VUCA gibi güncel yönetim konularında çalışmalarını sürdürmektedir.

Reklam

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz