- Akıllı ödemeler, ulaşım deneyimimizi değiştirecek
- İnsan Faktörü Her zaman İlk Sırada!
- SabancıDx'in dijital satın alma platformu Pratis yurt dışına ihraç edildi
- Kobilere ve Çalışanlarına Özel Psikolog ve Diyetisyen Hizmeti
- Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar
- İnternetten kartlı ödemeler 1 milyar TL'ye ulaşarak rekor kırdı
- Dünyanın En Yetenekli Ülkeleri Hangileri
Girişimcinin Devlete karşı sorumlulukları ne zaman bitiyor?

Bu yazının önceki bölümü için tıklayın
Firma sahipleri ve ortaklarının tasfiye kararı almakla şirketten kurtulduklarını düşünüp sonradan birçok cezai işlemle karşılaştıklarını çok gördüm
Bir önceki bölümde kısaca firmanın tasfiyeye girmesi, kapanması ile ilgili anlatımlarımızda kısaca bu konuya değinmiştik, fakat konunun önemi ve yaşadığım tecrübelerde firma sahipleri,ortaklarının tasfiye kararı almakla şirketten kurtulduklarını düşünüp sonradan birçok cezai işlemle karşılaştıklarını çok gördüğüm için bu bölümü ek olarak koydum.
Şirket tasfiyeye girdi ise tüm ortakların tasfiye sonuçlanıp tüm kapanışlar yapılıncaya kadar süreçleri takip etmelerinde kendileri açısından fayda vardır
Şirketlerin herhangi bir nedenle tasfiye edilmeleri ve bu yolla hukuki kişiliklerinin sona ermesi, doğmuş ve doğacak amme borçları açısından Hazine zararına neden olabilir mi? Konu, bir yandan Türk Ticaret Kanunu ve diğer taraftan vergi hukuku açısından yöneticilerin kamu alacağının vadesinde ödenmemesinden ileri gelen sorumluluklarını ve yükümlülüklerini ilgilendirmektedir. Çünkü, daha son zamana kadar, amme borcuna batık şirketler ve yöneticileri tasfiyeyi kurtuluş aracı olarak görmüşler ve var olan hukuk boşluğundan faydalanarak, takipten kaçınma fırsatı bulmuşlardı.Ancak, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yapılan son değişiklik, tasfiye sonrasında yöneticilerin, ortakların ve tasfiye memurlarının varlığından tahsilat imkanını açmış ve mali idareye yasal dayanak sağlamıştır.
1. Kanuni temsilcilerin sorumluluğu
Bilindiği gibi, şirketlerde kanuni temsilcilerin, tasfiye memurlarının ve şirket ortaklarının, vadesinde ödenmemiş amme alacağına ilişkin sorumlulukları üç ayrı yasada, Kurumlar Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir.
Şirketlerde tasfiye nedenleri dikkate alındığında, farklı aşamalarda (tasfiye öncesinde, tasfiye aşamasında ve tasfiye sonrasında) sorumluluğun söz konusu olduğunu görmekteyiz.
1.1 Tasfiye öncesi sorumluluk
VUK’un 10. maddesinde yer alan düzenleme, limited ve anonim şirketler bazında sorumluluğun, ilke itibariyle, ilgili dönemlerde temsil yetkisi sahibi sıfatıyla görev alan yöneticilere düştüğünü belirtmektedir. 6183 no.lu Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun; henüz tüzel kişiliğini koruyan ve faaliyetini sürdüren bir işletmeden kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen alacaklar için, yönetici ortakların ve kanuni temsilcilerin malvarlığından tahsilat yapılması olanağı vermektedir.
1.2 Tasfiye aşamasında sorumluluk
Tasfiyeye girmiş şirketlerin amme borcundan kaynaklanan ödeme yükümlülüğü, 6183 sayılı Yasa doğrultusunda tasfiye memurlarına aittir. Ayrıca, tasfiye ve tasfiye hükmünde sayılan birleşme halinde bulunan şirketlerin borçlarının ödeme yükümlülüğü hakkında, Kurumlar Vergisi Yasası’nın hükümleri geçerlidir.
1.3 Tasfiye sonrasında sorumluluk
Tasfiye sonrasında sorumluluk uygulaması, ihtilaflı amme alacağının ödenmesi noktasında sorunlara yol açmıştır. Zira, amme alacağının işletmeden takip yoluyla tahsil edilebilmesi;
- Bir yandan, şirketin tüzel kişiliğinin ortadan kalkması nedeniyle,
- Diğer yandan da, artık hukuki varlığı bulunmayan şirketin temsilci ve yönetici ortaklarının temsil yetkisinin bulunmaması dolayısıyla mümkün değildi. Fakat vergi idaresi, yasal hükme dayanmadan, hem borçlu şirket adına ve ayrıca temsilci/ortaklar adına ödeme emri düzenlemek suretiyle amme alacağının tahsil edilmesi çabasını sürdürmekteydi. Ancak, tebliğ edilen ödeme emirlerinin muhatabı kişilerin açtıkları davalarla ilgili verilen kararlar belirttiğimiz sebeplerle Hazine aleyhine sonuçlandığından, tahsilât yapılamamaktaydı.

Etiketler: girişimcilik

Nevzat Erdağ
1967 yılı Kars doğumlu ERDAĞ, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesinden öğretmenlik formasyon eğitimi aldı...
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İnsan Kaynakları Yüksek Lisans Programına Katıldı. Profesyonel olarak çeşitli firmalarda muhasebe, finans, dış ticaret departmanlarında üst düzey yönetici olarak çalıştıktan sonra 1999 yılından beri Konvoy Danışmanlık adlı firmasında farklı sektörlerde firmaların mali müşavirliğini, Mali danışmanlığını ve yönetim danışmanlığını yapmaktadır.
Erdağ; ayrıca muhasebe, vergi ve diğer uzmanlık konularında danışmanlıklarının yanında yaklaşık on yıldır muhtelif eğitim kurumlarında 3500’e yakın kişiye eğitimler, panel ve konferanslar vermiştir.
Erdağ’ın yayınlanmış Kitapları;
• Türk vergi sistemi
• Şirketler
• Vergi idaremiz ve denetim müessesi
• Tekdüzen hesap planı uygulamaları
• Marka tescil işlemleri
• E Ticaret
• Kayıt dışı kara para yolsuzluk
• İhracatta KDV uygulamaları
• Canözüm deryaya döndü (şiir)
• Sahibini bilen şiirler
• Duygularla söyleşi(makaleler)
Erdağ’ın ayrıca sosyal ve mesleki içerikli 150 nin üzerinde yayınlanmış makalesi ve yayın aşamasında 3 yeni kitabı bulunmaktadır
Bu Kategorideki Diğer Yazılar
DIŞ TİCARET
Kobiler İçin Yurtdışı Pazar Araştırması Kapsam ve Başvuru Prosedürleri
Pazar araştırma Teşviğinde, Pazar araştırmasının hangi şartları sağlaması gerektiği, kapsamı ve başvuru prosedürlerinin neler olduğu yazımızın konusudur.
OFİS VE İNSAN
Doğa Dostu Yeşil Binalar
Soluduğumuz havanın, içtiğimiz veya kullandığımız suyun, işlediğimiz toprağın milyarlarca insanın ihtiyacını karşılayabilmesi her geçen yıl güçleşiyor. Çünkü her üçü de sürekli kirleniyor.
Türkiye’nin istihdamına online alım ve başvurular yön veriyor!
İşverenlerin yüzde 97’si iş ve insan kaynakları sitelerinde eleman arıyor. İş arayanlar arasında İK sitelerinin tercih edilme oranı ise yüzde 83.
İŞ DÜNYASI
Çalışma hayatında Durduk Yere Çıkan Çatışmalar, Çatışma Maliyeti
Merhaba sevgili dostlarım, Çalışma hayatınızda daha önce yaşamış olduğunuz, ama büyük - ama küçük, çeşit - çeşit çatışmalar mutlaka vardır. Yoksa ne mutlu size!.. Niye mi? İki açıdan! Ya - işinizi veya sizden istenen işleri çok çok iyi yapıyorsunuz... Ya da - ne suya - ne sabuna dokunuyorsunuz!..
HUKUK / MUHASEBE
Kıdem Tazminatı hakkında bilmeniz gerekenler
Kıdem tazminatı, İş kanunu’nda gösterilen fesih hallerinde, en az bir yıllık çalışması olan işçiye veya işçinin ölümü halinde de işçinin geride kalanlarına işveren tarafından ödenmesi gereken paradır.
Satış Ekibinin Ortak Aklının Harekete Geçirilmesi
Ekonomik Durgunluk
Pazarlama ve Satış Süreçlerinin Detaylı İncelenmesi