Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
“Yapay zeka insanlık için bir tehdit mi? Dikkat, yapay zeka işinizi elinizden alabilir” gibi okuyucuyu etkilemek amacıyla yazılmış başlıklar ve birkaç örnek ile süslenmiş, derinliği olmayan yazılar dört bir yanımızı sarmış durumda.
Maalesef bu önemli teknoloji üzerinde yaratılan algı, teknolojinin kendisini anlamamızı zorlaştırıyor.
Bu yazıyı yapay zekayı anlamak ve kullanım alanları hakkında bildiklerimi paylaşmak üzere yazıyorum. Bilgi karmaşasını aralayıp gerçekten merak edenlere ulaşabilirsem ne mutlu bana.
Yapay zeka; adından da anlaşılacağı gibi doğal zekanın yapay halidir.
Doğal zeka, insan zekasıdır. Araştırmacılar insan zekasının çalışma prensiplerini inceleyerek beynimizin algılama, depolama, öğrenme, hatırlama, muhakeme etme gibi özelliklerini yapabilen teknolojiler geliştirdiler. Bugün insan zekasının çalışma modelini taklit ederek geliştirilen bu teknolojiye yapay zeka teknolojisi diyoruz.
Aslında adı yapay zeka olmadan önce de buna benzer teknolojileri kullanıyorduk. Binlerce veriyi tablolara kaydederek çeşitli analizler yapabiliyorduk. Veri miktarı arttıkça bilgisayarlarımızın kapasitesi yetmemeye başladı ve bu verileri bulutta tutmaya başladık. Gelişen veri depolama teknolojileri ve internet altyapısı sayesinde bugün milyonlarca veriyi bulutta tutuyor ve saniyeler içinde işleyip bilgi haline dönüştürebiliyoruz.
Günlük hayatta kullandığımız web siteleri, mobil uygulamalar, konum bazlı servisler, e-ticaret ve dijital bankacılık gibi işlemler bulut teknolojileri ile gerçekleşiyor.
Kurumsal yapılardan örnek verecek olursak; kullanılan ERP ve CRM gibi yazılımlar da şirketlere ait milyonlarca veriyi bulutta depolayıp anlık olarak güncelleyebiliyor ve istenen sorguları anında yanıtlayabiliyor.
Yapay zekayı mevcut teknolojilerden ayıran en önemli özellik doğal dil işleme (NLP: Nature Language Programming) teknolojisidir. Ne demek bu doğal dil işleme teknolojisi dediğinizi duyar gibiyim. Hemen açıklayayım.
Bugüne kadar geliştirilen teknolojiler aynı tip verileri topluyor, depoluyor ve işleyerek bilgiye dönüştürüyordu. Yani veriler standart bir formatta toplanmalıydı.
Toplanan veriler sayısal bir değerse tüm veriler sayısal olmalıydı. Metin ise tüm veriler metin formatında olmalıydı. Sayı ile metin aynı anda işlenip bilgiye dönüşemiyordu. Tam bu noktada doğal dil işleme teknolojisi devreye girdi. Bu teknoloji bir insan beyni gibi aynı anda sayı, metin, görsel ve ses gibi farklı formattaki verileri işleyip bilgiye dönüştürebildi.
Biraz da teknik yönüyle açıklayayım; her şey çok sayıda ve farklı türdeki veriler arasındaki anlamlı ilişkileri bulmak ile başlıyor. Bu aşamaya derin öğrenme (deep learing) deniyor. Yani elinizde ses, görüntü, metin gibi binlerce veri olduğunu düşünelim. Derin öğrenme yazılımları bu verilere bakarak hangi sesin veya görüntünün hangi metin ile ilgili olduğunu buluyor. Örneğin bu verilerde kuş resmi ve kuş kelimesi varsa derin öğrenme yazılımları kuş resmi ile kuş kelimesi arasında bir bağ kuruyor. Siz daha sonra başka bir kuş resmi gösterdiğinizde yazılım size bunun bir kuş olduğunu söylüyor. Buna da makine öğrenmesi (machine learning) deniyor.
Yapay zeka, makine öğrenmesi ile insan zekasının önüne geçiyor. Çünkü bir insanın sahip olabileceği kapasitenin çok üstündeki bir veriyi analiz ederek sonuç çıkarabiliyor. Şöyle düşünelim; yeni yayınlanan 1000 sayfalık bir dokümanı (bu bir kanun, yönetmelik, ihale şartnamesi vb. olabilir) 5 dk. da öğrenip sorulan tüm soruları doğru yanıtlayabiliyor. Bu süreç biraz önce bahsettiğim derin öğrenme ve makine öğrenmesi modelleri ile gerçekleşiyor. İsterseniz bunu 20 farklı dilde aynı anda yapabiliyor. Bu örneği kitap, şarkı, video veya farklı sayısal veriler ile çoğaltabilirsiniz.
Özetleyecek olursak, yapay zeka, bugüne kadar kullandığımız veri işleme teknolojilerinin çok ötesinde bir teknolojiyi bizlere sunuyor. Klasik veri işlemenin ötesine geçerek farklı formattaki her türlü veriyi anlayan (derin öğrenme), makine öğrenmesi ile öğrenen ve istenen amaç doğrultusunda bilgi üreten bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor.
Ben yapay zeka teknolojisini Alaaddin’in sihirli lambasından çıkan cine benzetiyorum.
O zaman şimdi asıl soruya gelelim. Biz bu cinden ne dileyeceğiz?
Yeni yazıda yapay zekanın kullanım alanlarından bahsedeceğim.
Sağlıcakla kalın.
1980 İzmir doğumlu olan Volkan ŞEN, Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme bölümünden 2004 yılında mezun olmuştur. Ege Üniversitesinde Stratejik Yönetim alanında Yüksek Lisans (MBA) yapmıştır. Son olarak 2020 yılında Akdeniz Üniversitesi’nde Pazarlama alanında Doktora eğitimini tamamlamıştır.
İş hayatına 2005 yılında Vestel Pazarlama A.Ş’ de Satış Temsilcisi olarak başlayan Volkan ŞEN, 2008 yılında Türk Telekom A.Ş’ ye geçiş yapmıştır. 2008 – 2016 yılları arasında Türk Telekom A.Ş’ de Satış ve Müşteri Yönetimi alanlarında Antalya ve İstanbul’da Bölge Müdürü olarak görev almıştır.
2016 yılında Kentkart ailesine katılan Volkan ŞEN, Antalya, Alanya, Burdur ve Isparta şehirlerinin akıllı ulaşım sistemleri projelerinde önemli görevler üstlenmiştir. 2021 yılından itibaren Kentkart’ta Pazarlama Müdürü olarak görevini sürdürmektedir.
Evli ve 1 kız çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir.
Uzmanlık alanları;
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz