Solo Girişimciler için Pazarlama Rehberi

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook
Solo Girişimciler için Pazarlama Rehberi

Kendi işini yapan veya yapmaya yenice başlayan, solo girişimci, start-up ve benzeri işler yürütenler için küçük bir pazarlama rehberi hazırladım. Neden hazırladım? Çünkü ihtiyaç olduğunu düşünüyorum :)

Aslında yazdıklarım, biraz dışarıdan bakınca net şekilde gözükebilecek şeyler. Kendi işine dışarıdan bakmayı başarabilen herkes bu çıkarımları yapabilir.

Bazı maddeler "o kadar da değil" dedirtebilir, takılmayın. Emin olun yazdıysam vardır bir sebebi :)

Her şeyi yapmaya çalışıyor, haliyle her şeye yetişemiyor ve "peki pazarlama konusunu nasıl yapalım" diyorsanız buyrun başlayalım.

1. İşiniz ya da ürününüz her ne ise ilk iş; marka tescili ve domain alımı. Bu, sonra bakılacak bir şey değil. Aksine işi kurmadan çoktan yapmış olmanız gereken bir şey.

2. Bu madde de çoktan yapılmış olması gereken bir şey, ama yapmadıysanız hemen sosyal medya hesaplarınızı oluşturun. Her platformda var olmak zorunda değilsiniz, ama en azından bir iki tane seçin. Hedef kitleniz hangi platformlarda takılıyorsa oraya yönelin. Yani bence Linkedin’de mutlaka aktif olun ama yine de siz bilirsiniz :)

3. Görünür olun. Yani içerik üretin. GPT’ye bitmeyen makale yazdırıp post diye de yollamayın ama. Düzenli içerik üretin. Her gün değil. Düzenli. Bence başlangıç için haftada 2 yeterli. Birini görselli, birini metinli yapın hatta.

4. Görsel demişken, Canva kullanmayı öğrenin. Birine bağımlı olmadan kendi tasarımlarınızı yapabilin. Her şey her yerde öğretiliyor. Nasıl öğreneyim demeyin lütfen.

5. Yaptığınız tasarımlar hakkında fikrini alabileceğiniz bir profesyonel arkadaş edinin. Her şeyi de sorup darlamayın ama. Sizi yönlendirebilecek biri olsun. En azından logonuzu tasarladıysanız sorun. Önemli bir duyuru tasarımı ise sorun.

6. İçerikleriniz etkileşim almıyor diye karalar bağlamayın. Siz o içerikleri başta başkaları için değil, kendiniz için hazırlayacaksınız unutmayın. Düzenli üretmek bunu gerektirir. Arada kaynamasın ama çok önemli bu madde.

7. Siz Etkileşimde bulunun. Herkes her gönderilerinize yorum yazmaz, beğeni atmaz. Ama siz vererek başlayın. Beğenin, paylaşın, yorumlayın. Zamanla karşılık göreceksiniz. Bir ajans ile çalışmıyorsanız -ki çalışmıyorsunuzdur herhalde- etkileşimde bulunmak ve içerik üretmek konusunda en az 1 yıl kendinize zaman tanıyın.

8. İçerik üretmek için algılarınızın da açık olması lazım. Sektörünüzü iyi takip etmeniz lazım. Hoşunuza giden şeyleri not alıp, bunları içeriğe çevirmeniz sizi besleyecektir.

9. Görselin gücünü kullanın. Canva’da video da yapabiliyorsunuz ama basit bir video editleme programı biliyor olmak da sizi rekabetten sıyırır. Videolar, iyi tasarımlar, dikkat çekmek için şahanedir. Görselliği bol, kelimeleri az içerikler hazırlayın. Belki kendinizi videoya çekip derdinizi anlatmayı da düşünebilirsiniz. Shorts kıvamında. Müşteriyi bu kanallardan başka nasıl bulacaksınız ki zaten, ilk önce onların dikkatini çekmeniz lazım. Referans vs başka, onu yapın zaten.

10. Kendi hikayenizi anlatın. İnsanlar ürün veya hizmet alır evet, ama aynı zamanda arkasındaki hikayeyi de satın alır. Yaşadıklarınızı not edin dedim ya kenara. Bunları kullanın sonra. Yaşanmışlıklar üzerinden anlattıklarınız sizi daha sahici kılar. Nasıl anlatayım, ben videoda utanırım demeyin. Video çekmezsiniz yazı yazarsınız. Takılmayın :)

11. Sizinle aynı işi yapan kişileri takip edin. Kim, neyi, nasıl yapıyor, nasıl tepkiler alıyor, yaptığı iş size nasıl gözüküyor fikriniz olur. Kendi pazarlama ve iletişim tarzınızı oturtmanızda fayda verir.

12. Sizinle aynı işi yapıp da, iyi iletişim yaptığını düşündüğünüz kişilerin yaptıklarına benzer şeyler üretmekten çekinmeyin. Dipnot: Global örneklerden aldıklarınız daha az dikkat çeker :)

13. E-posta listesi oluşturun. Zamanla büyüyecek bir müşteri tabanı için e-posta toplamak, sosyal medya kadar havalı olmasa da bence halen çok önemli. Bir zamanlar şanslı bir şekilde atılmış bir adım. Unutmayın, burada biriktireceğiniz veriler size ait olacak. Sosyal medyadaki kitle sizin değil, o platformun. Bir süre önce yaşanan instagram kapanma sürecini hatırlayın.

14. Deneme Sürümü mantığını işinize uyarlayın. "Ücretsiz deneme" ya da "ilk ay indirimli" gibi teklifler kulağa hoş gelir. Denemediyseniz, sunduğunuz ürün veya hizmetin bir parçasını ücretsiz sunun. Marketlerdeki peynir tadımları gibi yapın yani. Küçük bir parça ücretsiz, beğenirse zaten gelip bir kalıp alır merak etmeyin.

15. Etkinliklere katılın. Hem fiziksel hem de sanal etkinlikler, potansiyel müşterilerle tanışmak ve ağ kurmak için iyidir. Size başta lead lazım, işte size bir dolu lead :) Lead ne? “Potansiyel Müşteri”nin daha havalı söyleneni. Dijital camia daha çok kullanır.

16. Kendi analitiklerinizi takip edin. Hangi içeriklerin en çok ilgi gördüğünü, hangi saatlerde paylaşım yapmanın daha etkili olduğunu takip edin. Gündemle ilgili paylaşımlar da yapabilirsiniz. Ama siyasi paylaşım yapmayın bence. Sosyal meselelere dokunabilirsiniz mesela. Arada bir popülist paylaşımlar yapmanız algoritmayı sizin lehinize çalıştırır :)

17. Yakın çevreniz de sizden haberdar olsun. O bağzılarını "şunlar hariç" işaretleyip, güncellemelerinizi Whatsapp durumlarınızda paylaşmaktan çekinmeyin :) Bilsinler yani, helalinden iş yapmaya çalışıyorsunuz sonuçta.

18. Bu maddeye kadar yazdığım önerileri uygulamak için mutlaka planlama yapın. Örneğin Pazar günü birkaç saatinizi ayırarak içerik planınızı yapın. Her akşam saat 21:00’da oturup genel bir dijital tarama yapın gibi. Gerisi zaman yönetimi kitaplarında ve eğitimlerinde anlattıkları. Düzeni oturtuncaya kadar ısrarla devam.

19. Pazarlama haricinde yapılacak bir sürü işiniz vardır mutlaka. Müşteri aramak, teklif vermek, teklifi takip etmek, bazı teklifleri revize etmek, tanıtmak, yazmak, tasarlamak, evle ilgilenmek, çocuğun okulu, market alışverişi, doğumgünü falan derken dağılmamaya önem gösterin. Mümkün mü dağılmamak? Güzel haber; herkes başta benzer şeyleri yaşadı. Bu durum sadece size özel değil. Rahat olun. İnsanların bu süreçlerle nasıl baş ettiğini araştırabilirsiniz. Soruna değil, çözüme odaklanmak sizi farklı bir zihin yapısına taşıyacaktır. Düşünün derim.

20. Son olarak “Sonsuz Oyun” kavramını bir inceleyin. Bu kavram 80’lerde, “Sonlu ve Sonsuz Oyunlar” adıyla bir kitap olarak James Carse tarafından yayımlanmış. Sonlu oyunun oyuncuları için sadece ‘kazanmak’ ve ‘kaybetmek’ vardır. Sonsuz oyunun oyuncuları için ise ‘kazanmak’ diye bir şey yoktur. Oyunda kalmak ve oyuna devam etmek esas meseledir.

Reklam
Kobitek'e ücretsiz üye olun

439 kere okundu


Etiketler:

Abdullah Nurata
Abdullah Nurata

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Pazarlama alanında Yüksek Lisans derecesini aldı.

20+ yıldır pazarlama, marka, büyüme, iletişim, kurumsallaşma, çalışan markası, satış, rekabet, reklam, strateji konularında çalışıyor, okuyor, yazıyor, eğitim ve danışmanlıklar veriyor.

Tecrübe ve fikirlerini dijital platformlarda yayınlıyor.

Reklam

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz