Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Arthur Hailey, endüstri romanlarının ustası. Otel, Havaalanı, Hastane ve Tekerlekler gibi kitapları, sadece hikaye anlatmıyor; karmaşık sistemlerin nasıl işlediğini (ya da işlemediğini) gözler önüne seriyor. Hailey’nin karakterleri genellikle yöneticiler, “her şey dağılmasın diye uğraşan insanlar”. Mesela Hotel’de Peter McDermott, New Orleans’taki bir otelin müdürü. Skandallardan işçi grevlerine kadar her şeyi idare etmek zorunda. Wheels’ta ise otomotiv sektöründe yöneticiler, tasarım, üretim ve pazarlama arasında denge kurmaya çalışıyor.
Hailey’nin hikayeleri, yöneticilerin sadece evrakla uğraşmadığını gösteriyor. McDermott, öfkeli personeli, talepkar müşterileri ve güvenilmez otel sahiplerini idare ediyor. Wheels’ta ise sendika anlaşmazlıkları, güvenlik sorunları ve rekabetle boğuşuyorlar.
Şimdi Paco Underhill’e geçelim. Hailey endüstrilere odaklanırken, Underhill müşteriye odaklanır. “MÜŞTERİ NEDEN,NASIL,NE ZAMAN,NEYİ SATIN ALIYOR?” adlı kitabı, mağazalarda insan davranışını anlamak için bir rehber. Underhill ve ekibi, kameralar ve izleyicilerle insanların nasıl hareket ettiğini, neye baktığını ve neden satın aldığını (ya da almadığını) analiz ediyor. Biraz ürkütücü, ama kesinlikle etkileyici.
Underhill’in “dekompresyon bölgesi” kavramı mesela—mağazaya girer girmez karşılaştığınız o alan. Buraya bir şey koyarsanız, müşteriler fark etmeden geçip gider. Mağaza düzeni de kritik; insanları yönlendirebilir ya da kafalarını karıştırabilir. Kadınların arkadan “dürtülürse” alışveriş yapma ihtimalinin azaldığını fark etmiş mesela. Her şey, müşterilerin rahat ve ilgili hissetmesini sağlamakla ilgili.
Detaylar da onun uzmanlığı. Süpermarketlerde sütün neden arkada olduğunu fark ettiniz mi? Sizi diğer ürünlerin yanından geçirmeye zorluyorlar. Ya da koridor sonlarındaki sergiler? Gözünüzü yakalamak için tasarlanmış. Underhill, müşterilerin neyi tetiklediğini çözüp, bunu daha iyi bir deneyim için kullanıyor.
Underhill’in Ana Dersi: Yönetim, sadece ne sattığınla değil, insanların bunu nasıl deneyimlediğiyle ilgilidir. Bunun için izle, öğren ve uyum sağla.
Şimdi sıra Al Capone’da. Evet, o bir suçluydu, ama kabul edelim: Yasadışı da olsa başarılı bir iş adamıydı. Yasak döneminde 4P pazarlama modelini—Ürün, Fiyat, Yer, Tanıtım—mükemmel uyguladı:
Capone’un imparatorluğu, tedarik zinciri ve piyasa kontrolünde ustalık dersiydi. Talebi anladı, arzı kontrol etti ve rakipleri acımasızca saf dışı bıraktı. Elbette yöntemleri yasadışı ve ahlaksızdı, ama prensipler—piyasanı tanı, kanallarını kontrol et, marka yarat, samki bir iş kitabından fırlamış gibi.
Capone’un Ana Dersi: Yönetim, strateji, kararlılık ve talep anlayışını gerektirir. Ama onun yolunu takip etmeyelim, ne dersiniz?
Şimdi Hells Angels’a geçelim. İlk bakışta yönetim dersi için tuhaf bir seçim gibi görünebilir, sonuçta bir motosiklet kulübü ve kötü bir üne sahipler. Ama biraz incelersek, organizasyon yapıları, sadakat kültürleri ve marka yönetimlerinden öğrenecek çok şey var.
1948’de kurulan Hells Angels, küresel bir yapıya dönüştü. Her bölüm (chapter) yarı özerk çalışır, ama kulübün genel kurallarına uyardı. Bu, merkezi kontrol ile yerel esneklik arasındaki dengeyi sağlıyor, birçok şirket bunu beceremiyor. Kulübün liderlik hiyerarşisi, başkan, başkan yardımcısı ve diğer görevliler aynı kurumsal yönetim; kararlar hızlı alınır, anlaşmazlıklar hızlı çözülür.
Hells Angels’ın en çarpıcı yanı sadakat kültürü. Üyeler katı bir davranış koduyla bağlı, ihanet asla hoş görülmez. Bu, güvenin temel olduğu sıkı bir topluluk yaratır. Yönetim açısından bu, çalışanların ortak hedefler için motive olduğu güçlü bir şirket kültürü oluşturmak demektir.
Marka yönetimi de cabası. Hells Angels’ın logosu—kanatlı kafatası—hemen tanınır. Kulüp, markasını öyle koruyor ki, izinsiz kullanım için hala dava bile açıyorlar. Bu, marka yönetiminde bir ders: tutarlılık, koruma ve itibarı (korkutucu bile olsa) sürdürmek.
Bu arada herkes bilmez,” kurukafa” motorcular için iki şeyi temsil eder:
Hells Angels’ın Ana Dersi: Yönetim, yapılandırılmış ama esnek bir organizasyon, sadakat ve marka koruması gerektirir—biraz sert görünse bile.
Son olarak, Arthur Conan Doyle’un yarattığı Sherlock Holmes’a gelelim. Holmes kurgusal bir karakter, ama gözlem gücü, problem çözme becerileri ve Watson’la işbirliği, yöneticilere ilham verecek dersler sunar.
Holmes’un en büyük gücü gözlem yeteneği. Başkalarının kaçırdığı detayları fark eder, ayakkabısındaki çamur lekesi, pipo tutuş şekli. Bu, karmaşık davaları çözmesini sağlar. Yönetimde bu, küçük şeylere dikkat etmek demek, çalışan moralindeki bir değişim ya da süreçteki ufak bir aksaklık büyük sorunları işaret edebilir.
Ama Holmes yalnız değil. Dr. Watson’la ortaklığı, işbirliğinin gücünü gösteriyor. Watson sadece bir yardımcı değil, farklı bir bakış açısı sunan, Holmes’un çılgın dehasını dengeleyen bir ortak. Birlikte mantık ve sezgiyi harmanlıyorlar ve en iyi çözümlerin çeşitlilikten geldiğini kanıtlıyorlar.
Holmes, baskı altında karar verme konusunda da usta. Verileri toplar, imkansızı eler ve gerçeğe ulaşır zaman dar olsa bile. Bu sistematik yaklaşım, yöneticilerin yüksek riskli durumlarda taklit edebileceği bir yöntem.
Holmes’un Ana Dersi: Yönetim, keskin gözlem, etkili işbirliği ve yapılandırılmış problem çözme gerektirir. Bir de güvenilir bir yardımcı fena olmaz!
Peki, Hailey, Underhill, Capone, Hells Angels ve Sherlock Holmes’u ne birleştiriyor? Temelde hepsi insanlar, sistemler ve stratejiyle ilgili.
Hepsi, kendi tarzlarıyla kaosu yönetti. Hailey’nin yöneticileri krizlerle, Underhill’in perakendecileri değişken müşterilerle, Capone rakiplerle, Hells Angels iç ve dış zorluklarla, Holmes ise gizemlerle uğraştı. Hepsi esnek, stratejik ve insan doğasına duyarlıydı.
Etik meselesini tabi kies geçemeyiz. Hailey’nin karakterleri ahlaki ikilemlerle karşılaşır—McDermott skandalı örtbas etmeli mi? Underhill’in çalışmaları gizlilik ve manipülasyon sorularını gündeme getiriyor. Capone ve Hells Angels yasaların dışında, Holmes bile bazen kuralları esnetiyor.
Yönetim, sadece işe yarayanla değil, doğru olanla ilgilidir. Hailey’nin kahramanları genellikle zor da olsa doğruyu seçer. Underhill’in perakendecileri ikna ile manipülasyon arasında ince bir çizgide yürür. Capone ve Hells Angels ise uyarıcı hikayeler, “her ne pahasına olursa olsun” başarısı sürdürülebilir değil. Holmes’un zekası bile etik sınırları zorlayabilir.
Modern yöneticiler için ders: Başarı sadece kar ya da verimlilikle ölçülmez. Dürüstlük de önemlidir. Stratejik ve empatik olabilirsin, ama karanlık yollara sapmadan. Şeffaflık ve etik, her zaman avantaj sağlar.
Bu tuhaf ekipten çıkarılacak dersler bence şunlar:
Arthur Conan Doyle’un Holmes’u, Hells Angels’ın sadakati ve diğerlerinin stratejileri, yönetim dersleri beklenmedik yerlerden gelebilir, yeter ki görmesini bil.
1954 doğumlu olan Tufan Karaca, Kadıköy Maarif Koleji’nden mezun olduktan sonra eğitimini Virginia Polytechnic Institute and State University’de tamamlamıştır. 45yıllık profesyonel yaşamının 20 yılını dokuz farklı ülkede, uluslararası şirketlerde üst düzey yöneticilik yaparak geçirmiştir.
İş dünyasında edindiği deneyimleri eğitim alanına da taşıyarak, Yeditepe Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi gibi önde gelen üniversitelerde dersler vermiştir. Halen yönetim danışmanı olarak kariyerini sürdüren Karaca, yönetim eğitimleri ve stratejik danışmanlık hizmetleri sunarak, modern iş yönetimi ilkelerini ve trendlerini kurumlara aktarmaktadır.
Yönetim alanındaki uzmanlığını kaleme aldığı “Girişimciler için Kolay ve Hızlı İş Planı Hazırlama”, “Career Management In a Disrupted World “, “Yeni Dünya Düzeninde Kariyer Yönetimi”, “Arts Entrepreneurship: How to Craft Your Creative Business Model”, “Sanatta Girişimcilik - YARATICI İŞ MODELİNİZİ NASIL GELİŞTİRİRSİNİZ? “gibi kitaplarıyla geniş bir kitleyle buluşturan Karaca, girişimcilik, stratejik esneklik ve VUCA gibi güncel yönetim konularında çalışmalarını sürdürmektedir.
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz!!!