Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Japon trenlerinin neredeyse dakikası dakikasına çalışması, Almanya’da ise artan gecikmelerin günlük yaşamın parçası haline gelmesi, birçok kişinin dikkatini çeken bir çelişkidir. Oysa Almanya da endüstriyel verimlilik, mühendislik ve disiplin gibi kavramlarla özdeşleştirilmiş bir ülkedir.
Peki bu durumun kökeninde neler yatıyor?
Yoğun bakım bütçesi: Japon demiryolları (örneğin JR East, JR Central gibi) altyapı bakımına ve modernizasyona sürekli büyük yatırım yapar. Hızlı tren (Shinkansen) hatları başta olmak üzere, rayların ve tren setlerinin rutin olarak yenilenmesi, sürpriz arıza riskini azaltır.
Özel & Kamu Sinerjisi: Japonya’da bazı hatlar özel şirketler tarafından işletilir (Tōkyō Metro, Odakyu, Hankyu vb.) ve bu şirketler devlet düzenlemeleri doğrultusunda sıkı bir performans ölçüm sistemine tabidir. Hatta çoğu özel hat, kârlarını sadece bilet gelirinden değil, gayrimenkul ve perakende gibi sektörlerden elde ettikleri gelirlerle dengeler. Bu da ulaşım ağına daha fazla kaynak ayırabilmelerini sağlar.
Kısmi Özelleştirme Sonrası Sorunlar: Deutsche Bahn (DB) 1994’te “özelleştirme” benzeri bir dönüşüm geçirdi. Ancak bu süreçte hat bakımına yeterince yatırım yapılmadığı sıkça eleştirilir. Özellikle kırsal bölgelerdeki raylar ve sinyal sistemleri modern çağın gereksinimlerini karşılamaktan uzaktır.
Yoğun Trafik ve Kapasite Sınırları: Almanya’nın demiryolları, hem yüksek hacimli yük taşımacılığına hem de yoğun yolcu taşımacılığına (hızlı tren ICE dahil) aynı hat üzerinde hizmet vermek zorunda. Yük treni trafiği, hatlarda ek baskı yaratır. Bu durum tıkanmalara ve bakım-onarım çalışmalarının zorlaşmasına neden olur.
‘Müşterinin Zamanı Kutsaldır’ Anlayışı: Japon kültüründe dakiklik, toplumsal normun bir parçası. Tren işletmecileri, birkaç saniyelik sapmayı dahi ciddiye alır ve gecikme birkaç dakika düzeyine ulaşırsa resmi özür ilan ederler.
Operasyonel Mükemmeliyet: Tren seferlerinin planlaması, istasyon görevlilerinin konumları, makinistlerin değişimi gibi süreçler ince ince tasarlanır. Örneğin Tokyo metrosunda trenlerin aynı perona milimetrik hassasiyetle yanaşması, yolcu sirkülasyonunu hızlandırır.
Sıkı Performans Ölçümü: Her bir hattın, her bir trenin dakikliği anbean izlenir. Özellikle Shinkansen hatlarında yıllık ortalama gecikme saniyelerle ifade edilir (örneğin Tokaido Shinkansen hattında 2018’de ortalama gecikme 24 saniye idi).
Merkezi Planlama Eksikliği: Federal sistem yapısı içinde, eyalet yönetimleriyle federal yönetim ve özel sektör arasındaki koordinasyon karmaşık hale gelir. Bölgesel hatlar ile uzun mesafe hatlarının yönetimi tam uyumlu olmadığı için gecikmeler zincirleme şekilde tüm ağı etkileyebilir.
Bürokratik ve Yavaş Karar Alma: Deutsche Bahn ile ilgili projelerde karar alma süreçleri (altyapı yenilemeleri, tünel veya hızlı tren hattı inşası vb.) uzun sürebilmektedir. Her yatırımın federal mecliste veya eyalet meclislerinde tartışılması, projelerin hayata geçmesini geciktirir.
Kazanç ve Verimlilik Baskısı: DB, ekonomik kârlılık güdüsüyle hareket etmek zorunda olduğu için bakım ve personel yatırımlarını asgari düzeyde tutması yönünde bir baskı hissedebilir. Sonuçta gecikmelerin artması, kullanıcı memnuniyetini düşüren bir kısır döngüye yol açar.
Toplumsal Normlar: Japon iş kültüründe “zamanında olmak” neredeyse bir saygı gereğidir. Okulların, işyerlerinin ve kamusal hizmetlerin dakikliği, bireysel davranışlar üzerinde de baskı oluşturur.
Gecikme Mazeret Belgeleri: Bazı hatlarda, trenin 5 dakikadan fazla rötar yapması durumunda, yolculara “gecikme sertifikası” verilir. Bu sertifikalar, işyerine ya da okula rötarı kanıtlamak için sunulur. Firmalar, bu uygulamayla gecikme sorumluluğunu üstlenir ve kamuoyunun gözünde saygınlık kaybetmemeye çalışır.
İş Kültürünün Değişimi: Almanya da dakiklik konusunda ünlüdür; ancak son yıllarda demiryolu altyapısına yeterince kaynak ayırılmaması ve artan talep, bu imajı yıpratmaktadır.
Toplumsal Tolerans ve Eleştiriler: Yolcular gecikmelere karşı fazlasıyla eleştirel olsa da, sistemdeki yapısal sorunlar nedeniyle temel iyileşmeler çok yavaş sağlanır. Almanya’da bölgesel tren ağlarında yaşanan gecikmeler “olağan” kabul edilebilecek sıklığa ulaşmıştır.
ATC (Automatic Train Control) ve ERTMS Benzeri Sistemler: Japon demiryollarında trenler arasındaki mesafe, otomatik kontrol mekanizmalarıyla ayarlanır. Bu, hızın anlık ayarlanmasını ve trenlerin çok sık aralıklarla güvenli biçimde seyretmesini mümkün kılar.
Planlı Bakım Döngüsü: Japon demiryolları, her gece seferlerin durduğu saatlerde (örneğin Tokyo çevresinde gece yarısı ile sabah 05.00 arası) hat bakımını düzenli olarak yapar. Böylece beklenmedik arızalar minimize edilir.
Tek Hatlı Kısımlar ve Tıkanma: Özellikle banliyö veya bölgesel hatlarda, çift hatlı olmayan kısımlar tren trafiğinin tıkanmasına yol açar. Bir aksama tüm seferlere yansır.
Bakım Çalışmaları Esnasında Kapanan Hatlar: Bakım programı sıklıkla ertelenir veya eksik yapılırsa, küçük sorunlar büyüyerek gecikmelere neden olur.
Ayrıca bazı hatları kapatıp bakım yapınca, alternatif rotaların yetersiz oluşu da sistemin tıkanmasına yol açar.
Sinyal ve Dijitalleşme Eksikliği: Dijital sinyalizasyon projeleri (ör. ETCS – European Train Control System) yavaş ilerlemektedir. Almanya’da bu sistemin yaygın kullanımı hâlâ sınırlı.
Federal hükümet, özellikle çevresel kaygılar ve trafik sıkışıklığı nedeniyle demiryolu taşımacılığını güçlendirmeyi gündemine almıştır. Yeni hatlar, dijital sinyalizasyon ve ek yatırımlar planlanmaktadır. Ancak projelerin uzun onay süreçleri ve yüksek maliyetler nedeniyle sonuç vermesi zaman alabilir.
Japon tren işletmecileri, mevcut kalitelerini korumanın yanı sıra yeni teknolojilere (örneğin manyetik levitasyonlu tren – Maglev) yatırım yaparak sürdürülebilir bir ulaşım ağı hedeflemektedir. Bununla birlikte, artan bakım maliyetleri, demografik değişimler (nüfusun yaşlanması) gibi konular da gelecek dönemde baskı yaratabilir.
Her iki ülkede de IoT (Nesnelerin İnterneti), yapay zekâ ve veri analitiği kullanarak tren tarifelerinin daha esnek ve dinamik hale getirilmesi planlanmaktadır. Japonya bu alanda daha ileri adımlar atarken, Almanya da çeşitli pilot projeler yürütmektedir.
Japonya’da trenlerin dakik çalışmasında yüksek yatırım, gelişmiş sinyal teknolojisi, düzenli bakım ve “dakiklik” kültürü belirleyici rol oynar. Almanya’da ise altyapının eskimesi, yoğun yük taşımacılığının yarattığı kapasite baskısı, karmaşık bürokrasi ve yetersiz yatırım gibi etkenler, gecikmelerin artmasına neden olmaktadır.
Teknik Açıdan: Hatların bakımı ve modernizasyonu, trafik yoğunluğuna uygun kapasite planlaması, hızlı ve etkin sinyal sistemleri gecikme sorunlarını asgariye indirebilir.
Yönetimsel Açıdan: Şeffaf ve hızlı karar alma, yeterli finansal kaynak tahsisi ve dakikliğe verilen kurumsal önem, işletme performansını belirler.
Kültürel Açıdan: Toplumsal değerler ve iş etiği, demiryolu işletmeciliğini doğrudan etkiler. Japonya’daki “gecikme sertifikası” uygulaması dahi, dakikliği ne kadar ciddiye aldıklarının somut bir örneğidir.
Son yıllarda Almanya, yükselen şikâyetleri gidermek adına demiryollarına büyük bütçeler ayırmayı tartışmaktadır. Japonya ise zaten yüksek olan standardını sürdürebilmek için yeni teknolojileri benimsemeye devam etmektedir. İki ülke arasındaki bu farklılık, “demiryolu yönetimi” ve “kurumsal kültür” konularında alınabilecek derslere güçlü bir örnek teşkil etmektedir.
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz!!!