İlim ve Bilgi ile Tedarik Zinciri

Düşünmez misiniz?

Bir tedarik zincirinin bütün bölümlerin birbiriyle uyumlu olarak çalışabilmesi için gerekli olan sistem, davranış biçimi yani kültür, hepsi bir ilmin ve bilginin ürünü değil mi?

Tedarik zincirinde teknolojiye, bilgiye ve sisteme önemvermeyen bir yönetim, istediği kadar finans araçlarıyla makine satın alsın, bina yaptırsın yeterli gelmeyecektir.

Sistem ise elinde bir asa ile kurulan bir şey değildir.

Dokunsak ve mucize şekilde tümyapı mucize içindesistemli, otonom çalışsa keşke değil mi?

Herkesin gündeminde sistem olması herkesin odağında sürekli geliştirme olması ancak bir kültür ile mümkün olur.

Herkes Kaizen, herkes problem çözelim, geliştirelim dedikçe herkes organizasyonun kültürü olan sistemden güç aldıkça işletme ve çalışanlar sürdürülebilir kazanç çevrimine girecektir.

İşverenler ve çalışanlar huzur arıyor.????????

Daha az emekle daha yüksek verimlilik ve kazanç peşinde herkes.

Tüm bu istekler için???? verilerle sistemi kurup insanlara ilham olacak şekilde kültür inşa etmek zorunda işletmeler.

İnsanlar birbirlerini ikna için sözleri değil, verilerin dilinden konuşması gerekecek.İnşa edilecek olan kültürün kurulumunda en büyük silah ise veriler olacak.

Verilerin diliyle konuşacak, sınırlar kalkacak, makamların önemi kalmayacak. Tedarik zincirinin baş pehlivanı veriler olacak. Böylece verilerin hakikatleriyle işletme delile dayalı kararlar verecek.

Doğru kararlar ise rekabetçilikte en büyük silah olacaktır.

Sistemli bir kültür silahına sahip olan işletmeler kıtalar arası rekabetçilik gücünü elinde tutacak. Daha hızlı, daha ekonomik ve daha sürdürülebilir işletme olarak aranan tedarikçi olacak.

Eskiden kimin makinesi kimin parası varsa daha güçlü iken bugün kim daha sistemli bir kültüre daha yetkin insana ve daha doğru teknolojik alt yapıya, liderliğe sahipse onlar ayakta kalacak ve sürdürebilecek...

Kriz dönemlerinde bir elek çalıştı. Bu elek ise işini doğru yapmayan, sistemsel yaklaşım sergilemeyen, çalışanına değer vermeyen tüm firmaları eliyor.

Yüksek ıskartalar, yüksek maliyetler, hatalı süreç yönetimleri işletmelerin elinde olanları yok ettiği gibi motivasyonlarıda aşağı çekiyor.

Elekten geçemeyen bu işletmeler bir bir veda ediyor.

Veda edenlerin ortak noktasında ise geleneksel yaklaşımlar, patron ne derse o olur dediğimiz, dedikodu ve yorum kültürünün hakimiyeti gözüküyor.

Pek çoğunda ise usta davranışı, önceliği ile karar alma var.

Daha önceleri söylediğim gibi

Ustan kadarsın...meselesi...

Verilere ve analizlere göre değil, kişilere göre davranış modeli. Ustayı kaybedememe baskısıyla kurulamayan sistem...

Sistem kuran, akıl ve mantıkla, verilerle yönetim sergileyen her işletme ise yeni dönemin devameden firmaları olacak.

Bu yapılar, sistem odaklı firmalar tasarımdan, ürün ve hizmet çıktısına kadar değer yaratacak.

Bu elde edilen değer ve kültür işletmeleri her türlü zorlukta ayakta kalmasına imkan sağlamış olacak.

Denizdeki yosunlar gibi sahip oldukları esneklikle krizlere uyum sağlayacak ve ayakta kalmaya devam edecekler.

Bunun meyvesi ise ayakta kalanların pastadan aldığı payın büyümesi olacak.

Rekabetçi, otonomve karlı bir işletme için sistemve kültür isteği derdinize çare olacak.

Sevkiyatlarınızın performansı artacak ve müşteri memnuniyetiniz hızla artacaktır.

• Hatalı Kabul Etmeyerek
• Hatalı Üretmeyerek
• Hatalı Göndermeyerek

bu süreci başlatacaksınız.

Bu süreç için ise hep bir ağızdan sistem, sistem diyeceksiniz ve lideriniz bu sistemi kuracak.

Doğru sistem ise herkeste bir şok yaratacak ve bazılarında konfor bozacak. Bu bozulma çatışmalar, ayrılıklar getirecek ancak sonrasında disiplinin ve sabrın mükafatı gelecek.

İşte işletmenin uyanması için sarsılmanız gerektiğini unutmadan kararlı bir şekilde süreçleri yönetmeye devam etmelisiniz.

Para kazanırken düşünmediğiniz, önem vermediğiniz sistemkonusu bugün kriz dönemlerinde çok önemli olduğunu kanıtladı.

İşte artık büyük bir güçle sistem deme zamanı!

Herkesin kulaklarında yankılanması gereken bir ses olmalı... Sistem

İnsanların hakimiyeti değil sistemin hakimiyeti olmalı her süreçte.

Ne zaman sisteme yakın olur, sistemsel yaklaşım gösterirseniz tedarik zinciriniz güçlenecek.

Ne zaman verilerden, sistemsel bakıştan uzaklaşırsanız verimlilik ve performans kaybedeceksiniz.

Eğer sistem ve kültürden uzaklaşma olursa, müşterileriniz yeni tedarikçilere fırsat verecek ve birileri daha sistemli, daha kültürlü işler yaparsa yeni ana tedarikçi, yeni markalar yani yeni tercih edilenler olacaktır.

Dolayısıyla!

Ortak akıl, kültür inşası, sistem yaklaşımı her liderin her işletmenin en büyük stratejik planı olmalıdır.