Frankfurt eHighway (Elektrikli Otoyol) Projesi

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook
Frankfurt eHighway (Elektrikli Otoyol) Projesi konu resmi

Frankfurt yakınlarındaki bir otoyolda, ağır yük kamyonları tıpkı troleybüsler gibi üstlerindeki elektrik hatlarından güç alarak ilerliyor. Almanya’nın “eHighway” projesi, karayolu taşımacılığını elektriklendirme vizyonuyla hayata geçirilen öncü bir pilot çalışma.

Projenin Tanımı ve Amacı

Almanya’nın Hessen eyaletinde, Frankfurt şehri yakınlarındaki A5 otoyolunda uygulanan eHighway projesi (bir diğer adıyla Elektrikli Otoyol projesi), ağır yük taşımacılığında kullanılan kamyonları elektrikli hale getirmeyi amaçlayan yenilikçi bir pilot çalışmadır. Proje kapsamında otoyolun belirli bir bölümü, tıpkı şehir içindeki tramvay veya troleybüs hatlarında olduğu gibi, üstten elektrik hatlarıyla donatılmıştır. Bu hatlar, özel bir akım alıcı pantograf sistemi bulunan hibrit dizel-elektrik kamyonlara seyir halindeyken elektrik enerjisi sağlamaktadır​.

Böylece kamyonlar, otoyolda yol alırken bir yandan elektrik motoruyla ilerleyip bataryalarını şarj edebilmekte, otoyoldaki elektrikli hat sona erdiğinde ise bir süre bataryalarındaki enerjiyle yola devam edebilmektedir​.

Batarya enerjisi tükendiğinde kamyonların dizel motorları devreye girerek kesintisiz bir operasyon sağlanması hedeflenmiştir​.

Projenin temel amacı, karayolu taşımacılığında fosil yakıt bağımlılığını azaltarak sera gazı emisyonlarını düşürmek ve ulusal iklim hedeflerine katkı sunmaktır. Coğrafi konumu gereği ülkenin ortasında yer alan Hessen eyaleti, Almanya’nın en yoğun otoyol trafiğine sahip bölgelerinden biridir​.

Günde ortalama 2 milyon araç trafiğine ulaşan Hessen otoyolları, ülkede taşıt kaynaklı emisyonların ve enerji tüketiminin en yüksek olduğu noktalardandır​.
eHighway Hessen adı verilen bu pilot uygulama, yoğun transit yük trafiğinin çevreye etkisini azaltmak için yenilikçi bir çözüm sunmaktadır. Üstten elektrik hattı kullanan ağır vasıtalar sayesinde taşımacılık sektörünün ulusal iklim koruma hedeflerine anlamlı bir katkı sağlayabileceği saha testleriyle gösterilmektedir​.

Proje, lojistik değer zincirinde taşımacılık kapasitesini koruyarak karbon emisyonlarını azaltmanın mümkün olup olmadığını gerçek trafik koşullarında ortaya koymayı hedeflemiştir.

Stratejik Vizyon ve Önemi

Almanya’da ulaşım sektörünün karbondan arındırılması, ülkenin uzun vadeli iklim stratejisinin kritik bir parçasıdır. Ağır yük taşımacılığı ise bu dönüşümde en zorlu alanlardan biri olarak görülmektedir. eHighway projesi, karayolu yük taşımacılığını elektriklendirme vizyonunun somut bir örneği olarak stratejik önem taşıyor. Sürdürülebilir ulaşım ve yeşil lojistik hedefleri doğrultusunda, dizel yakıtla çalışan kamyonların elektrikle çalışır hale gelmesi hem çevresel hem de ekonomik açıdan önemli fırsatlar sunuyor. Elektrikli otoyol teknolojisi, gerekli enerji altyapısı sağlandığında kamyonların uzun mesafeleri büyük ölçüde sıfır emisyonla katedebilmesini mümkün kılıyor​.

Bu da ulaşım sektöründe karbon ayak izini ciddi oranda düşürme potansiyeli demek. Projenin vizyonu, uzun vadede ana otoyol güzergâhlarının önemli bir bölümünü elektrifikasyonla donatarak ağır vasıtaların geniş ölçekte elektrik kullanımına geçmesini sağlamak. Yapılan öngörüler, Almanya otoyol ağının yaklaşık üçte birinin bu şekilde elektrifikasyonu halinde ülkedeki ağır yük kamyonlarının %80’e yakınının güzergâhlarının önemli kısmında elektrik modunda çalışabileceğini gösteriyor​.

Bu ölçekte bir dönüşüm, taşımacılık kaynaklı karbon salımlarında dramatik bir azalma anlamına gelecektir​.

Dolayısıyla eHighway, ülkenin ve Avrupa’nın sürdürülebilir ulaşım vizyonuyla büyük ölçüde örtüşen, yeşil lojistik hedeflerine hizmet eden bir proje olarak görülüyor. Elbette bu vizyonun hayata geçmesi, teknolojinin başarısına ve ekonomik fizibilitesine bağlı. eHighway konsepti, kamyonların enerji verimliliğini önemli ölçüde artırarak dizel yakıta kıyasla tasarruf sağlayabiliyor ve yenilenebilir elektrikle çalıştığında neredeyse sıfır emisyonlu taşımacılık sunuyor​.

Bu yönüyle sektörde oyun değiştirici bir yenilik potansiyeli barındırıyor. Ancak altyapının geniş çapta kurulumu yüksek başlangıç maliyetleri gerektiriyor ve komşu ülkelerle uyumlu bir uluslararası ağ kurulmadıkça tam verimli olamayacağı yönünde tartışmalar da mevcut​.

Yine de, elektrikli otoyol denemeleri, karar alıcılara ve sektöre geleceğin taşımacılığı hakkında son derece değerli bilgiler sağlayan stratejik öğrenim projeleri olarak değerlendiriliyor.

Proje Yönetimi ve Aşamaları

eHighway A5 projesi, Alman Federal Hükümeti’nin desteğiyle aşamalı bir planlama dahilinde hayata geçirilmiştir. Proje fikri 2017-2018 yıllarında şekillenmiş ve hazırlık çalışmalarıyla birlikte 2018’de resmen başlatılmıştır​.

İlk aşamada, Frankfurt am Main ile Darmstadt arasındaki A5 otoyolunun belirlenen 5 kilometrelik bir kesimine (iki yönde toplam ~10 km) elektrikli hatların kurulumu gerçekleştirildi​.

Bu altyapı inşaatı, proje ortaklarının yoğun koordinasyonuyla sadece iki yıl gibi kısa bir sürede planlanıp onaylanarak tamamlandı​.

2019 yılı itibarıyla üstten enerji hattı ve gerekli trafo sistemleri tamamen işletmeye hazır hale getirildi. Mayıs 2019’da ilk elektrikli kamyon test için sahaya indirilerek hatta enerji alımı başarıyla denendi ve proje fiilen pilot işletme fazına geçti​.

İkinci aşama, saha testleri ve veri toplama dönemiydi. 2019 ortasından itibaren farklı lojistik firmalara ait beş adet hibrit kamyon bu hatta entegre edilerek gerçek taşımacılık operasyonlarında kullanılmaya başlandı​.

İlk Scania R450 model çekici araç, Hessen bölgesindeki Schanz lojistik şirketine teslim edilip hat üzerinde çalışmaya başladı; kısa süre içinde Merck, Contargo, Meyer Logistics ve Knauf gibi firmaların filolarında yer alan diğer dört kamyon da projeye dahil edildi​.

2020 yılının ortasına gelindiğinde beş aracın tamamı günlük seferlerle hatta düzenli olarak çalışır durumdaydı​.

Bu sayede gerçek trafik koşullarında 7/24 veri toplama ve izleme süreci başladı​.

Test sürecinde kamyonların enerji tüketimi, emisyon azaltımı, trafik akışına etkileri, teknik performansları ve ekonomik verimlilikleri gibi pek çok kriter detaylı olarak incelendi.

Frankfurt yakınlarındaki A5 otoyolunda eHighway projesi kapsamında, Siemens pantograf sistemiyle donatılmış bir Scania hibrit kamyon üstten elektrik hattına bağlanarak ilerlerken görülüyor. Bu araçlar otoyoldaki enerji hattından elektrik alarak yol alırken aynı anda bataryalarını şarj edebiliyor. Böylece elektrifikasyon sağlanmış kesimde egzoz gazı salımı olmadan seyredip, hattın bittiği noktadan sonra bir süre batarya enerjisiyle yoluna devam ediyor. Gerektiğinde dizel motor da yedek güç olarak devreye girerek kesintisiz taşımacılık imkânı sunuyor.

Projenin üçüncü aşaması ise test altyapısının genişletilmesini içeriyordu. 2021 yılında alınan kararla, pilot bölgenin güney yöndeki (Darmstadt yönü) elektrifikasyon hattı 7 km daha uzatılarak toplam elektrikli güzergâh uzunluğu yaklaşık 17 km’ye çıkarıldı​.

Bu genişletme sayesinde kamyonların daha uzun mesafede elektrikle seyretmesi mümkün hale gelirken, proje süresi de uzatılarak ek veriler toplanması hedeflendi​.

2020 ortasında başlayıp 2022 sonuna dek devam eden bu genişletilmiş test periyodu kapsamında, hatta ilave araç tipleri ve yeni lojistik senaryoları da denendi​.

Proje takvimi uyarınca 2022 yılının sonunda saha denemeleri tamamlanmış ve elde edilen verilerin analizine geçilmiştir. Bu analizlerin, elektrikli otoyol sisteminin daha geniş çaplı uygulaması konusunda karar vericilere yol gösterici olması planlanmıştır​.

Uygulayıcı Kurumlar ve Ortaklar

eHighway projesi, kamu ve özel sektörün iş birliğiyle yürütülen çok paydaşlı bir girişimdir. Projenin hayata geçirilmesinde rol alan başlıca kurum ve şirketler şunlardır:

Hessen Mobil (Die Autobahn GmbH) – Projenin koordinasyonundan ve otoyol altyapısının inşasından sorumlu kurumdur. Başlangıçta Hessen eyaletinin karayolları idaresi (Hessen Mobil) öncülüğünde yürütülen proje, 2021 sonrası otoyolların federal kuruma devriyle Autobahn GmbH tarafından sürdürülmüştür​.

Almanya Federal Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanlığı (BMU) – Projenin ana finansörüdür ve aynı zamanda test süreci için gerekli elektrikli kamyonları temin etmiştir. Bakanlık, çevreyi koruma misyonu kapsamında projeye hibe desteği sağlamış ve beş adet özel donanımlı kamyonu saha testine sunmuştur​.

Siemens Mobility GmbH – Elektrikli hat ve pantograf teknolojisinin tedarikçisi ve teknik uygulayıcısıdır. Siemens, “eHighway” olarak adlandırdığı bu catenary (katener) sistemini geliştirmiş ve A5 pilot bölgesine kurulumunu gerçekleştirmiştir. Sistem performansı ve bakımında da Siemens uzmanlığı proje boyunca katkı sağlamıştır​.

ENTEGA AG (e-netz Südhessen) – Bölgedeki enerji dağıtım şirketi olarak, otoyol üzerindeki hatlara elektrik sağlayan altyapının entegrasyonunda yer almıştır. Elektrik şebekesinden gelen gücün hatlara aktarımı, trafo merkezleri ve enerji yönetimi ENTEGA’nın iştiraki olan e-netz Südhessen tarafından sağlanmıştır​.

Darmstadt Teknik Üniversitesi (TU Darmstadt) – Projenin bilimsel izleme ve analiz ayağını yürüten akademik ortaklardan biridir. TU Darmstadt araştırmacıları, eHighway saha verilerini toplayarak trafik, çevre ve mühendislik analizleri gerçekleştirmiş; projenin bilimsel değerlendirmesini yapmıştır​.

Lojistik Ortakları (Özel Sektör) – Projede fiilen elektrikli kamyonları kullanarak taşımacılık yapan şirketlerdir. Knauf, Schanz, Merck, Contargo ve Meyer Logistics firmaları filolarına verilen hibrit kamyonları gerçek nakliye operasyonlarında kullanarak projenin test sürecine katkı sunmuştur​.
Bu şirketler, günlük yük taşımalarında eHighway sistemini deneyimleyip geri bildirim sağlamışlardır.

Bu çok paydaşlı yapı, projenin hem altyapı hem de operasyon boyutunda kapsamlı bir şekilde ele alınmasını sağlamıştır. Kamu otoriteleri, teknoloji sağlayıcılar, enerji sektörü, bilim dünyası ve lojistik işletmeler el ele vererek eHighway’i başarılı bir şekilde hayata geçirmiştir. Bu sayede proje, farklı kesimlerin deneyim ve uzmanlığını bir araya getiren bir konsorsiyum modeli ile yönetilmiştir.

Bütçe ve Finansman Yapısı

Elektrikli otoyol projesi, önemli bir kamu yatırımı ve Ar-Ge girişimi olarak kapsamlı bir bütçeyle desteklendi. Projenin finansmanı büyük ölçüde federal hükümet tarafından sağlandı. Özellikle Federal Çevre Bakanlığı, pilot uygulamanın hem altyapı kurulum maliyetlerini hem de test süreci giderlerini üstlendi. Bu kapsamda bakanlık, A5 üzerindeki 5 km’lik elektrikli hat altyapısının inşası için 14,6 milyon € tutarında fon sağladı; ayrıca 2019-2022 yılları arasındaki dört yıllık test ve işletme aşaması için de 15,3 milyon € bütçe ayırdı​.

Bu tutarlar, hat yapımından araçların tedariğine, izleme ekipmanlarından araştırma faaliyetlerine kadar projenin tüm bileşenlerini finanse etti. Toplamda yaklaşık 30 milyon €’yu bulan bu bütçe, Almanya’nın karayolu taşımacılığında elektrifikasyon atılımı için gerçekleştirdiği stratejik bir yatırım olarak değerlendirilebilir.

Bütçenin kullanımı, projenin aşamalarına göre planlandı. İlk dilim fonlar (yaklaşık 15 milyon €), inşaat, mühendislik ve ekipman maliyetlerini kapsarken; ikinci dilim fonlar (yaklaşık 15 milyon €) araçların operasyonu, bakım, veri toplama, analiz ve raporlama faaliyetlerini finanse etti​.

Finansman yapısı tamamen kamu hibe desteğine dayalı olup, proje kapsamında gelir elde etmeyi hedefleyen ticari bir model bu pilot aşamada uygulanmadı. Bunun yerine, stratejik Ar-Ge yatırımı yaklaşımı benimsendi; yani devlet, uzun vadede sağlayabileceği faydaları gözeterek başlangıç maliyetlerini üstlendi.

İleride teknolojinin olgunlaşması ve yaygınlaşması halinde, kamu-özel iş birliğiyle farklı finansman modelleri (örneğin kullanıcı ücretleri veya özel sektör yatırımları) değerlendirilebilecek. Ek olarak, proje kapsamında kullanılan beş adet Scania R450 hibrit kamyonun temini ve donanımı da bakanlığın desteğiyle gerçekleşti​.

Bu araçlar, özel şirketlere ait olmakla birlikte proje için ücretsiz sağlandı ve test sonunda da filolara kazandırıldı. Böylece finansman yapısı, altyapıdan araçlara kadar tüm kritik unsurları kapsayacak şekilde bütüncül olarak tasarlandı.

Güncel Durum ve Sonuçlar

eHighway A5 projesinde saha testleri 2022 yılı sonu itibarıyla tamamlanmış durumdadır. Dört yılı aşkın bir süre boyunca gerçek trafik koşullarında işletilen sistemden elde edilen veriler, ilgili bakanlıklar ve araştırma ortakları tarafından titizlikle analiz edilmektedir. İlk bulgular, teknolojinin teknik olarak başarıyla işlediğini ve kamyonların üstten elektrik alarak sorunsuz biçimde çalışabildiğini göstermiştir.

Mayıs 2019’dan beri adım adım işletime alınan sistemde, 2020 başından itibaren 7 gün 24 saat kesintisiz operasyon sağlanabilmiştir​.

Bu süreçte elektrikli hat üzerinden yapılan taşımalarda dizel yakıt tüketiminin ve doğrudan egzoz emisyonlarının belirgin ölçüde azaldığı rapor edilmiştir. Örneğin, ön değerlendirme sonuçlarına göre bir hibrit kamyonun, mevcut Alman elektrik şebekesi karmasıyla dahi CO₂ emisyonlarında yaklaşık %50 azalma sağladığı hesaplanmıştır​.

Şebekedeki yenilenebilir enerji payının artmasıyla bu oran daha da yükselebilecektir​.

Projenin işletimi süresince altyapı güvenilirliği ve sistem bakım gereksinimleri de değerlendirildi. Genel olarak eHighway hattının yüksek bir kullanılabilirlik oranıyla çalıştığı, kamyon sürücülerinin sistemi kullanmaya kısa sürede adapte olabildiği gözlemlendi. Sürücülerin geri bildirimleri, pantografın hatta otomatik olarak temas etmesi ve ayrılmasının oldukça güvenli ve kolay olduğu yönünde oldu.

Diğer yol kullanıcıları (otomobil sürücüleri vb.) açısından da alışma sürecinin sorunsuz geçtiği, otoyola eklenen elektrik hatlarının trafik akışına olumsuz bir etkisinin olmadığı tespit edildi. Nitekim yapılan bir davranış araştırması, elektrikli hatların varlığının genel sürücü davranışlarında kayda değer bir değişikliğe yol açmadığını ortaya koydu​.

2023 yılı itibarıyla, Hessen’deki bu pilot hattın geleceği konusunda karar aşamasına gelinmiştir. Elde edilen bilimsel veriler ve deneyimler ışığında Almanya, ağır taşıtlar için elektrikli otoyol sisteminin ölçeklendirilip ölçeklendirilemeyeceğini değerlendirmektedir. Bu değerlendirme sürecinde, projenin teknik başarısının yanı sıra ekonomik fizibilitesi, altyapı yatırım ihtiyaçları ve alternatif teknolojilerin gelişimi gibi faktörler de dikkate alınmaktadır. Projenin sonuç raporları, karar vericilere ileride olası daha geniş bir eHighway ağı için yol haritası oluşturmada rehberlik edecektir​.

Hâlihazırda, pilot hat uzatılmış şekliyle (toplam 17 km) test amaçlı kullanılmaya devam etmektedir ve 2024 yılı boyunca da verilerin izlenip analiz edileceği belirtilmektedir. Son kararlar netleşene kadar, A5 üzerindeki bu elektrikli otoyol kesimi gerçek taşımalarla çalışır durumda kalmaya devam ederek değerli bilgi birikimi sağlamayı sürdürecektir.

Sektörel Etkiler ve Sürdürülebilir Ulaşım

eHighway projesinin ulaştırma sektörü üzerindeki potansiyel etkileri oldukça geniş kapsamlıdır. Her şeyden önce, ağır yük taşımacılığının elektriklendirilmesi, lojistik sektöründe bir paradigma değişimi anlamına gelebilir.

Dizel yakıt, yıllardır uzun yol kamyon taşımacılığının vazgeçilmezi olmuştur; ancak bu proje, elektrik altyapısı sağlanarak kamyonların da tıpkı elektrikli trenler gibi çalışabileceğini kanıtlamaktadır. Bu durum, lojistik firmalarının gelecekte operasyonel maliyetlerini düşürebilecek (elektriğin birim maliyeti dizelden daha düşük olabilir) ve emisyon hedeflerini tutturmalarını kolaylaştırabilecek bir fırsat sunuyor.

Özellikle şehirler arası yoğun nakliye rotalarında elektrikli otoyol altyapısının kurulması, yeşil lojistik konseptini güçlendirecek ve çevreci taşımacılık standartlarını yükseltecektir.

Projenin çevresel sürdürülebilirlik etkisi de son derece önemlidir. Karayolu taşımacılığı, karbon emisyonlarının yanı sıra hava kirletici NOx ve partikül madde salımlarının da büyük kaynağıdır. Elektrikli kamyonlar bu emisyonları sıfıra indirerek hava kalitesine olumlu katkı yapar. Ayrıca elektrikli motorların daha sessiz çalışması sayesinde otoyol çevresinde gürültü kirliliğinin azalması da beklenen faydalar arasındadır.

Hessen’deki pilot uygulama, bu çevresel kazanımların pratikte elde edilebilir olduğunu göstermiştir. Elde edilen veriler, eHighway kullanımıyla karbon salımının kayda değer ölçüde azaldığını doğrularken​, gürültü seviyelerinde de geleneksel dizel kamyon trafiğine kıyasla düşüşler gözlemlendiği raporlanmıştır. Bununla birlikte, eHighway gibi yenilikçi çözümlerin sektöre entegrasyonu belli zorlukları da beraberinde getiriyor. Özellikle altyapı yatırım maliyetleri ve standardizasyon konuları önem arz ediyor. Mevcut pilot uygulamada kilometre başına yaklaşık 2 milyon € gibi yüksek bir altyapı maliyeti söz konusu olmuştur​.

Otoyolların uzun menzilli geniş kesimlerine bu sistemin döşenmesi büyük sermaye yatırımları gerektirecektir. Ayrıca, uluslararası taşımacılığın kesintisiz elektrikli ilerleyebilmesi için komşu ülkelerin de benzer teknolojileri benimsemesi ve sınır ötesi uyumun sağlanması gerekecektir​.

Öte yandan, batarya teknolojilerindeki hızlı ilerleme ve yeni alternatif yakıtlar (örneğin hidrojen) da sektörde rekabet halindedir. Tamamen bataryalı uzun yol kamyonları için yüksek güçlü şarj istasyonlarının yaygınlaşması veya hidrojen yakıt hücreli kamyonların piyasaya girmesi, üstten elektrik hattı çözümüne alternatif oluşturabilecek gelişmelerdir. Bu nedenle bazı uzmanlar, sınırlı kaynakların böylesi sabit bir altyapıya yatırılmasındansa doğrudan batarya veya hidrojen teknolojilerine yöneltilmesini tartışmaktadır​.

Tüm bu değerlendirmelere rağmen, eHighway projesi sektöre önemli bir mesaj vermiştir: Ağır taşımacılık sektöründe karbon nötr bir geleceğe ulaşmak için farklı çözümler mümkündür ve bunlar gerçek dünyada test edilebilir durumdadır. Projenin çıkardığı dersler, ister elektrikli otoyol ister diğer teknolojiler seçilsin, yol haritalarının oluşturulmasında değerli olacaktır. Lojistik firmaları, altyapı sağlayıcıları ve politika yapıcılar, eHighway deneyiminden yararlanarak geleceğin sürdürülebilir ulaşım ekosistemini daha bilinçli bir şekilde tasarlayabileceklerdir.

Benzer Projelerle Karşılaştırma

Elektrikli otoyol fikri, yalnızca Almanya’ya özgü bir girişim değildir; dünya genelinde benzer konseptler üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. İsveç, bu alanda öncü ülkelerden biri olarak, 2016 yılında Gävle kenti yakınlarında E16 otoyolunda 2 km uzunluğunda bir eHighway test kesimini devreye almıştır. Siemens iş birliğiyle hayata geçirilen bu İsveç pilot projesi, dünyada gerçek trafik ortamında çalışan ilk elektrikli otoyol olarak tarihe geçmiştir.

Benzer şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde de Kaliforniya eyaletinde Los Angeles yakınlarında kısa bir test yolu üzerinde kamyonlar için üstten elektrik besleme denemeleri gerçekleştirilmiştir. Bu küresel örnekler, teknolojinin farklı ülkelerde ilgi gördüğünü ve her bölgenin kendi şartlarına göre uyarlamalar yapıldığını göstermektedir.

Almanya içinde ise Hessen’deki ELISA projesine ek olarak iki pilot hat daha kurulmuştur. Ülkenin kuzeyinde Schleswig-Holstein eyaletinde A1 otoyolu üzerinde Lübeck ile Hamburg arasındaki bir kesimde ikinci bir eHighway denemesi 2019 sonunda faaliyete geçmiştir​.

Ayrıca güneyde Baden-Württemberg eyaletinde B462 kara yolunda bir başka test hattı 2020 sonunda açılmıştır​.

Her üç pilot proje (Hessen, Schleswig-Holstein ve Baden-Württemberg) birbirini tamamlayıcı şekilde farklı arazi ve kullanım koşullarında teknolojinin etkinliğini değerlendirerek kapsamlı veri sağlamıştır​.

Örneğin, kuzeydeki A1 hattı liman bağlantılı yoğun bir yük koridorunu temsil ederken, güneydeki B462 hattı daha engebeli bir arazide kırsal bir yolu kapsamaktadır. Bu sayede, elektrikli hat teknolojisinin çeşitli senaryolardaki performansı karşılaştırma imkânı bulunmuştur. Teknolojik alternatifler bakımından da eHighway projesi diğer yaklaşımlarla kıyaslanmaktadır.

Tam elektrikli bataryalı kamyonlar ve hidrojen yakıt hücreli kamyonlar, uzun mesafe taşımacılığın karbon nötr hale gelmesi için rekabet halinde olan iki diğer önemli çözüm yoludur. eHighway’in avantajı, enerji verimliliğinin çok yüksek olması ve ağır bataryalar taşımaya gerek kalmadan uzun yol kat edebilmesidir – zira enerji doğrudan hat üzerinden sağlanır.

Buna karşın, bataryalı kamyonlar esneklik ve mevcut altyapıyla entegrasyon açısından avantajlıdır, zira ek bir hat döşenmesine ihtiyaç duymazlar ancak sık hızlı şarj gereksinimi ve batarya maliyeti gibi zorlukları vardır. Hidrojen kamyonlar ise menzil ve yakıt ikmali süresi açısından umut vaadederken, düşük verimlilik (yenilenebilir elektriğin hidrojen üretimine harcanması nedeniyle) ve yeni hidrojen istasyonu ağı gereksinimi gibi engellerle karşı karşıyadır.

Elektrikli otoyol sistemi, bu çözümler arasında “yolda dinamik şarj” imkânı sunmasıyla benzersiz bir konumda durmaktadır. Hatta bazı uzmanlar gelecekte ana otoyol arterlerinde eHighway hatlarının, ara yollarda ve son dağıtımda ise bataryalı araçların birlikte kullanılabileceği hibrit bir modelin en etkin sonuçları verebileceğini öngörmektedir. Dolayısıyla, eHighway projesi tek başına bir nihai çözümden ziyade, sürdürülebilir ulaşım bulmacasının önemli bir parçası ve tamamlayıcısı olarak değerlendirilebilir.

Sonuç

Frankfurt yakınlarındaki A5 otoyolunda hayata geçirilen eHighway (Elektrikli Otoyol) projesi, ağır taşıt taşımacılığında elektrifikasyon adına atılmış cesur ve yenilikçi bir adımdır. Bu proje sayesinde, geleneksel dizel kamyonların yüksek hızlı otoyol seyirlerinde dahi elektrikle çalışabileceği gösterilmiş; kamu, özel sektör ve akademi iş birliğiyle stratejik bir vizyon gerçeğe dönüştürülmüştür.

Projenin tanımı, amacı, yönetimi, ortakları ve finansmanı incelendiğinde, Almanya’nın sürdürülebilir ulaşım stratejisine nasıl sistematik bir yaklaşım getirdiği açıkça görülmektedir. EHighway projesi, sadece bir teknoloji denemesi olmanın ötesinde, yeşil lojistik alanında farkındalık yaratmış, sektörel dönüşüm için bir katalizör işlevi görmüştür.

Güncel olarak proje tamamlanma aşamasında olsa da etkileri ve yankıları devam etmektedir. Elde edilen bilgiler, gelecekte benzer projelerin geliştirilmesi ve politika kararlarının şekillenmesi açısından kritiktir.

Elektrikli otoyol konseptinin yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağı henüz netleşmese de, Hessen’deki bu pilot uygulama şimdiden dünyaya örnek teşkil etmiş durumdadır. Sürdürülebilir bir ulaştırma altyapısı kurma yolunda atılan bu adım, gerek Almanya gerek diğer ülkeler için temiz ulaşım teknolojilerinin neler başarabileceğine dair değerli bir ders niteliğindedir. Son tahlilde, eHighway projesi geleceğin lojistik ekosistemine ışık tutan, cesur ve vizyoner bir hamle olarak ulaştırma tarihindeki yerini almaktadır.


Kaynaklar

Interreg Europa, Green Value, Scania, Clean Energy Wire, Inside EVs, TUMI (Transformative Urban Mobility Initiative), Die Autobahn GmbH des Bundes, Fraunhofer Institut

Foto: autobahn.de

Reklam
Kobitek'e ücretsiz üye olun
Etiketler:

Destekçilerimize Teşekkürler


Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz!!!

Kobitek'in size 1 sorusu var.
Sadece yarım dakikanızı ayırın lütfen.