Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Yakın zamana kadar, bir şirketin bilişim altyapısını planladığımızda bir dosya sunucu ve ona bağlı terminallerden bahsediyorduk. Mobil cihazların tamamen dışarıda kaldığı bu planlamalarda amaç birden çok kişinin çeşitli dosya, belge ve resimler üzerinde çalışabilmesine imkan sağlamak idi.
Sonra hayatımıza Internet girdi. Internetin kurumsal alanda kullanımında ilk evre şirketlerin web sitesi sahip olmaları ve e-posta hizmeti almaları idi. Yatırım gücü yüksek olanlar, dosya sunucuların haricinde web ve e-posta sunucuları da kurdular. Görece daha düşük yatırım gücü olanlar (ya da vizyonerler) bu sunucuları bünyelerinde değil 3.parti firmalarda, yani barındırma (hosting) firmalarında kurdu veya var olan sunuculardan paylaşımlı barındırma hizmeti aldılar.
İşletmelerimizin, muhtemelen ilk dışarıdan hizmet alımı barındırma hizmeti alımı oldu. Ama dünya yerinde durmadı. Geniş bant Internet ile bağlantı hızları ve aktarılan veri (data) miktarları müthiş bir yükseliş gösterdi. 90'lı yılların ikinci diliminde İstanbul'da Kablonet bant genişliği 2 MBit/s idi. Şimdi sadece bir evde bunun onlarca katı veri akışı gerçekleşiyor. Internet hızlandı, mobil cihazlar akıllandı, 3G doğdu ve Internet erişimine sahip cihazların sayısı çığ gibi büyüdü. Hizmet alımına alıştık ve SSD (katı durum sürücüsü, solid state disk) çıktı.
Belki yaşamışsınızdır; bir dizüstü bilgisayarımız olurdu bir de masaüstü. Hatta belki evde bir masaüstü daha. Ofisten çıkarken gerekli dosyaları kendimize e-posta ile gönderirdik. Daha sonraları Flash diskler de bir çözüm oldu, ama yine en yaygın yöntem kendi kendine e-posta göndermekti. Düzeltme yaptığınız dosyanın eski halini üzerine kaydedip yaptıklarınızın çöpe gittiği de olmuştur.
Bütün bu kargaşanın tek sebebi, veriye erişimin cihaz bağımlı olması idi. Güvenlik gerekçeleri de dahil olmak üzere teknolojik durum, veriyi hapsedip arasıra ziyaretine gittiğimiz bir düzeni yaratmıştı. Ama, toplumsal olaylar çıkmamış olsa da, verilerine erişmek isteyenlerin kıvranışlarındaki sessiz çığlık teknoloji ofislerinde yankılanıyordu; Verilere özgürlük.
Teknoloji ofisleri, bu çığlıklara hızla cevap verdi. Web uygulamaları ve web tabanlı yazılımlar yükselişe geçti, SaaS (Software as a Service, Hizmet olarak yazılım), yani yazılımı bilgisayarınıza kurduğunuz değil, bulunduğu yerde kullanıcı adı ve şifreniz ile girerek kullandığınız sistemler yaygınlaştı. Veritabanları gelişti. Geçmişe göre devasa boyutta üretilen veri miktarı bile veritabanları için sorun olmaktan çıktı.
Böylelikle belgeler üzerinde değil, sistemler üzerinde çalışmaya başladık. Rapor vermek değil rapor almak yaygınlaştı. Raporla düğmesine tıklayan kişi, girilmiş verilerden anında oluşturulan raporlara erişti.
Önceleri uygulamanın verilerini saklamaktan ibaret olan Internet erişimli depolama, bir anda serbest verinin depolanmasına imkan sağlayan bir genişleme yaşadı. Muhtemeldir ki, saklanmak istenen dijital varlıkların çoğunun resim ve video gibi kişisel üretimleri de içermesi bunda önemli bir rol oynamıştır.
Ve elbette SSD teknolojisi. Ultrabooklarda yaygın kullanılan flash diskler gibi depolama araçları, çok hızlı ve dayanıklı olmanın yanında nispeten daha küçük depolama kapasitelerine sahipler.
Bununla birlıkte saklama ihtiyacı duyulan dosya büyüklükleri inanılmaz bir artış gösterdi. Tatile gidip 36lık film çekilip gelinir, ikinci bobin kullanılırsa büyük iş sayılırdı. Dahası hepi topu 36, ya da 72 foto da tab ettirilip albüme girerdi. Şimdi ise her an elimizdeki cihazlarla, bir yere gittiğmizde 1 saatte 50-100 foto ve bir miktar video üretiyoruz. Bunların tamamı da dijital saklama alanlarında tutuluyor.
Böyle olunca da ilave depolama ihtiyacı büyüdü. Ya harici depolama alanları, ya da Bulut depolama gerekli hale geldi.
Bugünün insanı için, herhangi bir bilgisayar (benim tercihim Ultrabook), büyük bir akıllı telefon yeterlidir.
Ancak bununla birlikte mutlaka bir Bulut Depolama alanına sahip olunmalı. 15GB, 2GB firmaya göre ücretsiz sunulmaktadır. Ama bence ikincil işleriniz için bedava depolama, ana depolama için en az 100GB civarında ücretli depolama kullanmanız iyi olur. Böylece fotoğraflarınız, videolarınız, telefon datanız, iş belgeleriniz gibi herşeyi saklayabilirsiniz.
Doğru bir yapılandırmanız varsa cep telefonunuz ile çektiğiniz fotoğraf bilgisayarınızı açtığınızda bilgisayarınıza ya da bağlı diske otomatik aktarılacak, ve belki SmartTV belki başka bir bilgisayar ile, yani istediğiniz herhangi bir cihaz ile erişebileceksiniz. Dilediğiniz kişilerle kolayca paylaşabileceksiniz.
İş ile ilgili belgelerinizi de aynı şekilde istediğiniz bir cihaz ile açabilecek ve düzenleyebileceksiniz. İsterseniz uzaktaki bir yazıcıya gönderecek, ya da dilediğiniz kişilerle paylaşabileceksiniz. Belgeler üzerinde takım olarak çalışabileceksiniz.
Bu kadar büyük bir kitlenin muhatap olduğu ve bu denli büyük bir iş alanında elbette büyük oyuncuların varlığı kaçınılmaz. En bilinenleri incelersek.
Bu işin ilk bilinen markası Dropbox şu anda 2GB alanı ücretsiz sunuyor. Aylık 10$ seviyesinde 1TB alan sunarken, kişi başı aylık ücretle de şirket kullanımı için bir seçenek sunuyor. Mobil cihazlar için uygulaması mevcut.
Google 15GB alanı ücretsiz sunuyor. Üstelik bu hizmet Google+ ve Picasa ürünleri ile de entegre çalışıyor. Google Docs gibi uygulamalarla da destekleniyor. Aynen Dropbox gibi ekiplerin paylaşım yapabildiği kurumsal uygulaması da mevcut. Mobil cihazlar için de Drive uygulaması mevcut.
Önceleri Skydrive olan, adı One Drive olarak değiştirilen bu hizmet Microsoft tarafından sunuluyor. Google Drive ile cömertlik konusunda kafa kafaya rekabet halinde. Aynen Google Drive gibi 15GB ücretsiz. İlave alan ücretleri de benzer şekilde. Ve elbette iş kullanımı için bir hizmet ve mobil uygulaması da mevcut.
Aylık ücretle limitsiz bir planın da yer aldığı Just Cloud büyük depolama ihityaçları için iyi bir alternatif olabilir.
Apple'ın kullanıcıları için sunduğu iCloud gibi pek çok üretici kendi müşterilerine yönelik depolama hizmeti sunmaktadır. Asus gibi HP gibi firmalar da bulut depolama hizmeti sunmaktadır.
Çoğu üreticiden küçük bir program indirip kurmanız gerekiyor. Programı kurup, hesabınıza kullanıcı adınız ve şifreniz ile bağlanmanız yeterli oluyor. Bu programlar bilgisayarınızda "Belgelerim" benzeri bir dizin yaratıyor. Artık bu dizinin içine koyacağınız her dosya ve dizin arka planda bulut depolama alanınıza yükleniyor ve başka cihazlarda yaptığınız değişiklikler ile eşitleniyor, oralardan eklediğiniz dosyalar da bilgisyarınıza iniyor.
Yedekleme gibi amaçlarla kullandığınız dizinleri çevrimdışı kullanıma kapatabiliyorsunuz. Böylece ayrıca bilgisayarınızda depolanmıyorlar.
1969 İstanbul Doğumlu,
İstanbul Erkek Lisesi, İTÜ Mimarlık Fakültesi ve İÜ İşletme İktisadı Enstitüsü mezunu,
1996 yılında girdiği bilişim sektöründe 2000 yılında kurduğu Teknoart şirketi ile web tabanlı iş yazılımları geliştiriyor.
Şirketin, müşterilere özel olanlar dışında WETOS markalı web tabanlı CRM ve e-iş uygulaması ana ürünü.
"İçerik Kraldır" prensibinin sıkı bir savunucusu olarak çeşitli web sitelerinde köşe ve makaleler yazıyor.
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz