Söz Verme ve Öz Etik: Bir Bayram Hikayesi

Geçtiğimiz bayram Yunan Adalarının kalabalığı ve enerjisi basına da yansımıştı. Midilli Adasının Marinasında gezinirken, önünde sıra beklenen bir balık restoranına denk geldim. Dolup taşıyor ve yer bulmak neredeyse imkansız gibiydi. Bu restoranda, olmak istedim. Rezervasyon görevlisi, adımı bir kağıda yazdı ve 15 dakika sonra geri gelmemi söyledi. Ancak, oradan uzaklaşınca başka bir restoranda harika bir yer buldum. Deniz kenarı, güler yüzlü garson, çok huzurlu geldi.

Verilen Sözün Önemi

Burada çok iyi hissettiğim için, diğer rezervasyonu iptal etmek istedim. Orada tanıştığım bir grup Türk arkadaşlarda diğer restoranda yer bulamamış, yan masamdaydılar. İçlerinden biri, "Nereye gidiyorsunuz, burası çok güzel!" dedi ve benim haber vermek için gitmemi engellemek istedi. Ben aynı fikirde değildim, çünkü rezervasyon için numaramı alan kız, telefon numaramı bile almadı. Bilgi vermesem beni bulamazdı. Ancak, birine verdiğim söz ve onun arkasında durma konusundaki hassasiyetim beni rahatsız etti.

Öz Etik ve Manevi Değerler

Bana ulaşamayacak olması, "tamam, geleceğim" deyip gelmemezlik edeceğim gerçeğini değiştirmiyordu. Bu durum, benim için öz etik ve manevi değerlerin bir sınavıydı. İster büyük, ister küçük olsun, verdiğimiz her söz, karşımızdaki insana olan saygımızı ve kendi etik değerlerimizi yansıtır. Bu sözleri tutmak, sadece karşı tarafın değil, kendi vicdanımızın da huzur bulmasını sağlar.

Duygular ve Vicdan

Bir sözü tutmamak, belki pratik anlamda kimseyi etkilemez; ancak içimizde bir rahatsızlık yaratır. O an, restoran görevlisinin benim için ayırdığı masayı başkalarına verebilmesi ve onun işini kolaylaştırmak benim için önemliydi. Bu küçük hareket, belki de başkasının güzel bir akşam geçirmesini sağlayacak, görevlinin iş yükünü hafifletecekti. İşte bu yüzden, küçük gibi görünen bu adım, büyük bir manevi değere sahipti.

Sonuç

Söz verme ve verilen sözü tutma, hayatımızdaki etik değerlerin temel taşlarından biridir.

"Söz, insanın değerini gösterir." - Lao Tzu. Bu söz, bize verdiğimiz her sözün arkasında durmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. Midilli’deki bu küçük anı, hayatımızın her anında, büyük ya da küçük, verdiğimiz sözlerin ve etik değerlerin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bu yüzden, her zaman verdiğimiz sözlere sadık kalalım ve öz etik değerlerimizi koruyalım.