Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Tam da bu nedenle oteller toplumların dostu olmalıdır. Bunun daha somut ifadesi, insan ve çevre dostu olmaktır. Otelciler, dnalarında olan bu özelliği asla unutmamalı ve çevre dostu olmak için gereken adımları atmalıdır.
Kaldı ki, doğa dostu olmak otelciler arasında hızla yayılıyor. Zira bu sektör, geleceğinin temiz bir çevreye bağlı olduğunu görüyor.
Konuyu otellerin plastik kullanımına getirmek istiyorum.
Plastik atıklar doğanın ve insanlığın geleceği için akla hayale sığmayacak bir felaket oluşturuyor. Bütün canlıların geleceği tehlikede denebilir.
Bir otel çevre dostu olmak konusunda hedeflerini belirleyebilir. Bu hedefe birlikte yol alacağı bir birlik, koalisyon ya da dernek oluşturabilir. En basit adım plastik şişeleri ve plastik pipetleri kullanımdan çıkarmak olabilir.
Bu noktadan daha ileriye gitmek isteyen oteller tedarikçilerden gelen her türlü plastiği yasaklayabilirler. Otel genelinde bütün plastik ürünlerin varlığına son verebilirler.
Bu adımlar 2018 yılında Ellen McArthur tarafından başlatılan Yeni Plastik Ekonomi Küresel Taahhüdü tarafından teşvik ediliyor.
Bu yapı, benzer adımlarla küresel plastik paketleme üretimini en az yüzde 20 oranında azaltmayı hedefliyor.
Yeni Plastik Ekonomi hedefleri arasında, problem kaynağı ya da gereksiz plastik paketlemenin kaldırılması, tek kullanımlık malzemelerin geri dönüşümlü olanlar ile değiştirilmesi var.
Kurum 2025 itibarıyla yeryüzünde üretilen tüm plastiğin kolayca ve güvenli biçimde yeniden kullanılabilir, dönüştürülebilir ve komposta çevrilebilir olmasını hedefliyor.
Benzer deklarasyonları Plastik Kirlilik Koalisyonu, Plastik Atığı Bitirme Birliği ve Yeni Dalga gibi kurumlardan da duymak mümkün.
Dünya genelinde her yıl 300 milyon ton plastik, 500 – 600 milyar kadar da plastik poşet üretiliyor. Bunun üretimi için 300 milyon varil petrol tüketiliyor.
Plastik dokunduğu her yeri ve her şeyi zehirliyor.
Başta kanser olmak üzere, birçok ölümcül hastalığı tetikliyor.
Plastiği doğrudan yemediğimiz için bedenimize karışmadığını sanıyoruz. Buradan bir rahatlama vesilesi çıkartıyoruz.
Ne büyük bir yanılgı..
Plastik ister denizde balıklara bulaşsın, ister toprağı zehirlesin.
Son tahlilde insanoğluna zarar veriyor.
Plastik dolmuş bir denizde, balıklar bu zehirden etkilenmez mi? Arılar, plastik ile zehirlenmiş çiçeklerden bal yapıyor. Ucu insana dokunmaz mı?
Bu topraklarda yetişen sebze, meyve ölümcül olmaz mı? Bu toprağa yağan yağmur, nehirlere, denizlere zehir taşımaz mı?
Artık iyice bollaşan şekli bozuk sebzeler ve meyveler size bir SOS gibi gelmiyor mu?
Otellerde plastik kullanımı had safhada..
Bardaklar. Pipetler. Paketler. Poşetler. Oturma grupları. Çocuk kulübü oyuncakları.. Şezlonglar. Ambalajlar.
Yaşam alanlarımızda kullandığımız ve çöpe attığımız plastik sularla taşınıyor ve okyanuslara karışıyor. İşte felaket bu noktada hız kazanıyor.
Tuzlu suya karışan plastik minik organizmaları zehirliyor. Daha büyük canlıların besin kaynağı olan planktonları tüketen balıklar da zehirleniyor.
Sofranıza koyduğunuz deniz ürünleri sizin bedeninize plastik zehir taşıyor.
Yer altı su kaynaklarımız da kirleniyor. Bu suları kullanan seralar, bahçeler de..
Bu bahçelerde yetişen sebze ve meyveler de.. Son aşamada hepsi bedenlerimize giriyor. Bizleri de zehirliyor. Korkarım insanlığın sonu plastikten olacak.
Dikkat edin, evrenin demiyorum. İnsanlığın. Doğaya ve tüm diğer canlılara verdiği zararlar ve yaptığı zulüm ile evrenden silinip gidecek.
Hava da kirleniyor.
Aşırı sıcak ya da yangınlarla eriyen plastik havaya karışıyor.
Tonlarca toksin atmosferimizi kirletiyor. Eğer bu toksinler uzun süreli olarak teneffüs edilirse, nelere yol açacağını ben buradan zikretmeyeyim.
Bakın, turizm zarar görecek demiyorum. Hayat bitiyor, hayat!
Bir bardağa koyduğunuz plastik pipet nelere yol açıyor.
Nüfus artıyor. Toprağın değeri artıyor.
Yakın bir gelecekte insanlık çöp için yer bulamayacak. Zaman içinde çöplükler kırsal alanları tamamen dolduracak. Vahşi yaşamdaki canlılara yer kalmayacak. Yer altı suları, göller, nehirler çöp istilası altında mahvolacak.
Kirlenmiş, doğallığı kalmamış, etrafı zehirleyen destinasyonlara turist gelir mi?
Mengenli olmakla gurur duyan bir Anadolu insanıyım.
Mutfağa, Sanata, Doğaya, Hayvanlara, Estetiğe, Bilgiye, Spora tutkunum.
Darüşşafaka Lisesi’nde, insan olmak, merhamet, anlayışlı olmak, bilime inanmak, özgüven, kendini doğru ifade etmek, yaratıcılık alanlarında eğitim aldım.
Hacettepe Üniversitesinde, Türkiye’yi, Dünyayı, Bilimi, İnsanı, Sosyal Bilimleri, İşletmeciliği, Turizmi, Ağırlama sanatlarını öğrendim.
Amerika Otel ve Moteller Birliği Eğitim Enstitüsünden Otelciliğin evrensel kurallarını, inceliklerini, küresel kültürü anlamayı öğrendim.
1986 yılında otelciliğe başladım. O günden bu yana kendimi ev sahibi olarak gördüğüm otellerde, konuklarımıza mutlu tatiller yaşatmak için çabalıyorum.
Bu gün itibarıyla, çalışan ya da Üniversitelerdeki gençlere bilgimi, görgümü, deneyimlerimi ve önerilerimi sunarak, onların gelişmesine katkı sunuyorum.
Türkiye’nin en büyük Yerli Zinciri Kilit Hospitality Group’ta Kurumsal İletişim ve Eğitim Direktörü olarak dinamik çalışma hayatımı sürdürüyorum.
Bir kitabım yayınlandı; Dinozor Turizmcinin Anıları
Aşağıdaki alanlarda risk yönetimi danışmanlığı
Eğitimler
Kurumsal
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz