Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Günümüz şartlarında marka değerinin ne kadar önemli olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Özellikle son yıllarda yaşanan nitelikli personel istihdam etme ve mevcut personeli elde tutma zorluklarının önüne geçebilmek, sektöründe ve piyasada aranan, çalışmak için ilk sıralarda yer alınan bir işletme olmak için, İşveren markasını oluşturmamız gerekiyor.
Marka kavramı tüketicide algılanan kalite ve performans kavramıdır. Bu nedenle marka, uzun yıllardan beri özellikle ticarette vazgeçilmez bir kavramdır.
Günümüzde ise marka ticari bir kavram olmanın dışında çalışan için de belirleyici faktör konumuna gelmiştir. Firmalar pazarda sahip oldukları marka ile diğer rakiplerine fark atmakta, müşteri ve çalışan memnuniyetini oluşturmaktadırlar. Dolayısı ile bir markanın değeri, çalışanların şirket hakkında algıları ve hissettikleri ile doğrudan ilişkili hale gelmiştir.
İşveren markası ise, insanlar tarafından bir firmanın çalışabilecek en iyi yer olduğunun düşünülmesidir. Firmanın personelleri, yöneticileri ve ortakları insanların kafasında oluşturduğu algıdan ibarettir. Tüm firmaları kapsayan, genel bir işveren markası bulunmamakla birlikte, personel profili, şirket kültürü, şirketin sosyal sorumlulukları ve misyonları ve vizyonları şirketin markası için bir göstergedir. Başarılı personellerin firmaya kazandırılmasında işveren markasının etkin bir rol almaktadır. Firmanın markası aday personelleri şirkete çekmekte ve bu sayede firma en iyi personeli seçebilme şansına sahip olmaktadır.
Markanın psikolojik yönü, ürünün müşteri hafızasındaki yeri, değeri ve kişiliği ile ilişkisidir, müşterinin ürünü nasıl algıladığı, ürün hakkında neler düşündüğü ve hissettiği ile ilgilidir. Müşterinin ürünü üreten firmanın beklediği şekilde tepki vermesini sağlamak, müşteriye ürünün kaliteli ve alınabilir olduğu hissini verebilmek ve müşteri bakımından marka sadakati oluşturabilmektir. Marka sadakati oluşturabilmek için markalara kimlik ve kişilik kazandırmak gerekmektedir.
Bu sebepten dolayı markalarında aynen insanlar gibi kendilerine has özellikleri bulunmaktadır. Markanın bilinmesi önemlidir ama bu isim neyi çağrıştırıyor?, Nasıl bir kişilik? Bu soruların cevabı da markanın ismi ile birlikte akılda oluşmalıdır . Farklı tüketicilerin gözünde markanız aynı duygu ve düşünceleri uyandırıyorsa markanıza bir kişilik kazandırmışsınız demektir. Eğer farklı duygu ve düşünceler yaratıyorsa henüz markanızın kimliği oturmamıştır.
Markalaşma artık sadece pazarlama departmanın görevi değildir ve tüm departmanlara yayılmış durumdadır. Firmalar artık marka yaratma değil başarılı kurum markası yaratmak için çabalamaktadır. Başarılı bir kurum markasıyla karşılaştığınızda, markanın arkasında duran en üst düzey yöneticilerin gelecekte neyi başarmayı istediklerini ( Stratejik görüş ), kurum çalışanlarının sürekli neleri akıllarında tutmaları gerektiğini yada nelere inandıklarını ( kültür ) ve paydaşların kurumdan ne beklediklerini yada arzuladıklarını ( düşünceler ), tutarlı bir biçimde görürsünüz . Kurum markası oturmuş bir işletmede Vizyon – Kültür – İmaj tutarlılığı görürsünüz.
Personeller de artık 50 yıl öncesindeki gibi bir firmada uzun süre çalışmayı hedefleyen, düşük ücretle çalışan, işverenlerin işten çıkarmaları konusundaki esnekliklerine boyun eğen, yeniliğe açık olmayan çalışanlar değillerdir.
Personeller artık çalışkan, değişime açık, teknolojiye ayak uydurabilen, nitelikli kişilerdir. Bu nedenle görev yaptıkları firmada yaptıkları işlere karşı pozitif duygulara sahiptir, çalışkandır, çok daha fazla sorumluluk almaktadır ve firmalarını anlamlı kılan bireylerdir.
Niteliksiz bir personelin yanlış kararları, kaçırdığı fırsatlar ve yaptığı hatalardan kaynaklı şirkete maliyeti o personele ödenen toplam ücretten fazladır. Niteliksiz bir personelin işletmeye olan maliyeti o çalışana ödenen toplam ücretinin ortalama 24 katı olduğunu gösteriyor. Bu maliyet ilgili kişinin hayatı boyunca yaptığı hatalardan, verdiği yanlış kararlardan, kaçırdığı fırsatlardan ve kaybettirdiği müşterilerden kaynaklanmaktadır.
İşyerinde maliyetleri düşürmek anlamında nitelikli iş gücünü işletmeye çekme ve varolan nitelikli işgücünü elinizde tutmak önem kazanmaktadır. Nitelikli işgücünün zor bulunduğu, yetenek savaşlarının yaşandığı bu dönemde elinizden kaçırdığınız her nitelikli elemanın yerine daha nitelikli eleman alamadığınız zaman iş yerinizde tehlike çanları çalıyor demektir. İşveren markası kavramı ise insan kaynaklarını çıkmazdan çıkaracak potansiyele sahip görünüyor. Güçlü marka yönetimi tekniklerinin insan kaynakları faaliyetlerinde kullanımı insan kaynaklarına yepyeni bir boyut kazandırıyor.
İnsana yön veren mantığın yanı sıra bağlılık, sadakat gibi duygularda iş dünyasının aranan nitelikli özellikleri arasındadır. İşveren markası bu noktada devreye girer ve insanları etkisi altına alır.
Bazı şirketlerde kıyasıya mücadele ederken çok daha iyi maaş ve sosyal güvenceler sunan bir firmayı eleyerek sırf güçlü bir işveren markasının altında çalıştığını söyleyebilmek için daha düşük maaş veya alt görevleri kabul edebilir. Sevgili okurlar bunu ben çalışma hayatımda 2 kez yaptım.
İşine bağlı çalışan bu beklentiyi anlar ve işinde daha iyi performans sergilemek için tüm yeteneklerini kullanmaya çalışır. Çalışanlarda kendi işleri üzerinde sahiplik duygusu yaratılmalıdır. Sahiplik duygusunun yaratılması işveren markasının en temel özelliklerinden biridir. Sahiplik duygusuna sahip çalışan iş sonuçlarında büyük farklılıklar yaratmak için çabalar. Sahiplik anlayışı organizasyonun yapısı, kültürü ve uygulamalarında yaratılması gereken temeldir. İşveren markasının şirket içinde başarılı olması için pozitif bir denetleyici ilişkisine ihtiyacı vardır.
Sonuç olarak işveren markası müşterileri daha mutlu eder ve gelecekte daha çok iş yapılabilecek müşteri oluşturur.
Güçlü bir işveren markasının sağlayacakları nelerdir ?
Güçlü işveren markası yarattığınızda en çok çalışılmak istenen şirketler arasında yer alırsınız veya en azından tercih edilenler listesinde yer alırsınız. Elbette bunun şirketlere en büyük yararı, kaliteli ürünler ve hizmetler sunabilmek için ihtiyaç duyulan en nitelikli iş gücünü kuruma çekebilmek ve uzun süreli birliktelik yaşanmasını sağlamaktır.
Bu konuştuklarımızdan yola çıkarak büyük işletmelerin markaya sahip olması, pazarda markalarının iyi konumda olması, uluslararası pazarda markasının yer alması gibi konularda küçük ve orta ölçekli işletmelere göre daha avantajlı durumda olduğu görülmektedir. Aynı zamanda çalışan memnuniyetinin işletmelerin markaya sahip olması, pazarda markalarının iyi konumda olması, uluslararası pazarda markasının yer alması gibi kriterlere bağlı olarak arttığı görülmektedir. Dolayısı ile işletme büyüklüğü arttıkça çalışan memnuniyetinin arttığı görülmektedir. İşletmelerde markaya verilen önem arttıkça eğitime yapılan yatırımlar artmakta, şef/müdür/çalışan ilişkileri daha uyumlu bir hale gelmekte, işletmenin ücretli izin, emeklilik ve iş güvenliği gibi sağladığı imkanlar artmaktadır. Bu imkanların artması ile çalışanlar için işe gitmek daha heyecan verici bir hale gelmekte, çalışanlar kendilerini işe kaptırmakta ve azimle çalışmakta, işlerinde yapabileceklerinin en iyisini yapmak için uğraşmakta, işyerinde tamamen işlerine odaklanmakta, zor durumlara ve değişime çabuk adapte olabilmekte ve diğer çalışanlar ile uyum ve yardımlaşma içerisinde çalışmaktadır.
Bugün markanın önemini ve hangi kapıları açtığını konuştuk. Haftaya görüşmek üzere….
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Ercan Balkan, University of California'da Marka Yönetimi ve Satış Promosyon Teknikleri & Kampanya Yönetimi üzerine 5 aylık bir eğitim programına katıldı.
Meslek hayatına 1989 yılında Timoti Promosyon ve Tanıtım ajansında başlayan Balkan, daha sonra Grey Direct Marketing, İvme Direct, Aytaç Et Süt A.Ş, SPAR Turkey, Pendorya AVM, VİP Turizm gibi sektörün önde gelen firma ve ajanslarında üst düzey yönetici olarak görev almıştır.
AYTAÇ Et Süt A.Ş’deki Pazarlama Müdürlüğü görevi esnasında firmaya SEÇ ve ÇİFTLİK markalarını kazandıran Balkan, 5 yıllık görevi esnasında uyguladığı farklı Pazarlama Stratejileri ile markanın Pazar Payını ve kârlılığını artırmıştır.
Ayrıca ,11 farklı ülkede ofisi bulunan Satış Promosyon Etkinlikleri konusunda dünya devi SPAR’ın Türkiye Ofisinin kuruluş aşamasında görev almış ve 5 sene boyunca Müşteri İlişkileri Direktörlüğü görevini yürütmüştür.
Çeşitli üniversitelere ve sektör dergilerinin düzenlemiş olduğu panellere Sadakat Kartlar, CRM, Pazarlama & Marka Yönetimi ve Müşteri Memnuniyeti konularında konuşmacı olarak katılan Balkan, son olarak ABK Şirketler grubunun Satış Pazarlama ekibine “Müşteri Sadakati ve Müşteriyi Elinde Tutma Sanatı” başlıklı semineri vermiştir.
Bahçeşehir Üniversitesinde MBA öğrencilerine “Küresel Pazarlama” dersi veren Balkan aynı zamanda Hollandalı Yatırımcıların finanse ettiği EVO Bilgi Teknolojileri firmasında (Mobil Sadakat Kart Sistemleri) 2013 – Aralık 2016 yılları arası Pazarlama Direktörlüğü görevini yürütmüştür ve bu firmadan emekli olmuştur..
Ercan Balkan halen kurumların talepleri doğrultusunda Pazarlama , Sadakat Kart Sistemleri ve Kampanya yönetimi konularında Danışmanlık ve Eğitim hizmetleri vermektedir.
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz