Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinde Yapay Zeka Uygulamaları

Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde yapay zeka uygulamaları, işletmelerin; toplumsal ve çevresel etkilerini artırmak için, verilerin objektif değerlendirilmesinde kullanılan, en önemli araçlardan birisidir!..

İşte, kurumsal sosyal sorumluluk projelerindeki yapay zekâ uygulamalarından, bazı örnekler;

1- Üretken Yapay Zekâ Uygulamaları

Üretken yapay zekâ, büyük veri analizleri ile çok detaylı alt yapıları kullanarak; görüntü, ses, metin ve veri tabanı gibi çeşitli girdileri işleyebilir!

Dolayısıyla bu tür uygulamalar; işletmelerin, kurumsal sosyal sorumluluk kampanyalarında daha etkili ve özelleştirilmiş içerik üretmelerine yardımcı olabilir!..

2- Sürdürülebilir Kalkınma ve Yapay Zeka

İşletmeler; yapay zekâ destekli çözümleri entegre ederek, UN Global Compact ve 17 adet “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” ne katkıda bulunabilirler!

Bu tür yenilikçi çözüm entegrasyonları; hem sosyal-hem de çevresel etkileri artırırken, çalışan performansını ve şirket kârlılığını da arttırabilir!..

3- Toplumsal Sorunların Çözümünde Yapay Zeka

KSSP Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ve bu konudaki özel kampanyalarda, yapay zekâ; toplumsal sorunların çözümüne de katkı sağlayabilir!

Örneğin, yapay zekâ tabanlı kampanyalarla; çalışma standartları, sağlık, eğitim, doğa ve çevre ve de yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda fark yaratılabilir!..

4- Sosyal Hizmet Uygulamalarında Yapay Zeka

Sosyal hizmetler alanında da yapay zekâ ve dijital teknolojilerden yararlanmak mümkündür!

İlgili departmanlar; gerekli ekip çalışmaları ile teknolojinin sunduğu fırsatları değerlendirerek daha etkili hizmet sunabilirler!..

Yapay zeka, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde daha etkili, verimli ve yenilikçi çözümler sunmak için de, önemli bir araçtır!

İşletmeler, bu tür dijital teknolojileri kullanarak toplumsal ve çevresel etkilerini arttırabilir ve de daha sürdürülebilir bir geleceğe imza atabilirler!..

Daha önce de bahsettiğimiz gibi kurumsal sosyal sorumluluk ilkeleri ve bu ilkeler çerçevesinde ortaya konan projeler, şirketlerin; kendilerine, çalışanlarına, tüm paydaşlarına ve kamuya karşı, sosyal sorumluluk sahibi olmalarına yardımcı olan sürdürülebilir bir iş modelidir!

Bu kavram işletmelerin, tüm faaliyetlerinin; çevre ve toplum üzerindeki etkilerinin farkında olmalarını sağlar. Kurumsal Sosyal Sorumluluk; sadece ekonomik ölçütleri değil, aynı zamanda çevresel, etik ve toplumsal boyutları da içerir!..

Tekrar hatırlayacak olursak, 2000'li yılların başında tüm Dünya’ya, BM Genel Sekreteri Sn. Kofi Annan öncülüğünde yansıyan, UNGC Küresel İlkeler Sözleşmesinin 4 ana / 10 alt ilkesi;

İnsan Hakları...

1) İşverenler; çalışanları ile ilgilenmeli ve onlara uygun çalışma ortamını sağlayarak, haklarını korumalıdır. Empati, sağduyu gibi çok bilinen kelimeler burada devreye girebilir ve işverenler kendi çıkarlarını nasıl koruyorlarsa, çalışanların haklarını da o derece koruyabilmelidirler!

2) İşletme sahipleri; insan hakları ihlallerinden faydalanmamalıdırlar. Aksine bu tür ihlalleri, oluşmadan önleyebilecek tedbirlerin alınmasına öncülük edebilmelidirler!..

Çalışma Standartları...

3) Çalışanlar kendi inisiyatifleri ile herhangi bir sendikaya üye olabilecekleri gibi, isterlerse sendikalara üye de olmayabilirler. Burada önemli olan; kararın çalışan tarafından verilmesi ve işverenin de bu karara saygı duymasıdır!

4) Çalışanlar, emeklerini kendi isteği ile yapmalıdırlar. Kanunlara uygun şekilde çalışmalı ve istifa edebilmelidirler. İşyerlerinde zorlamalara ve mobbinge maruz kalmamalıdırlar. Ücretleri zamanında ödenmelidir!

5) ILO sözleşmesi, çocukların; 15 yaşından önce işe alınmamasını belirtmiştir. Çocukların; cinsel istismarına, çocuk kaçakçılığına, zorla çalıştırılmaya ve sosyal haklardan mahrum kaçak işçiliğine son verilmelidir!

6) İşe alınan kişiler sadece yetkinliklerine göre işe alınmalıdır. Cinsiyet, din, dil, ırk gibi nedenler, işe alımlarda hiçbir zaman ön planda olmamalıdır!

Çevre ve Doğa...

7) Çevre konusu yoğun bir bilgi gerektirir. Yasal mevzuatın takibinin yanı sıra kıyaslama yoluyla farklı firmaların yaptıkları gözlenebilir ve uygulanabilir. Dünyadaki tüm çevre dostu yaklaşımlar takip edilmeli, desteklenmeli ve uygulama yolunda adımlar atılmalıdır!

8) Kuruluşlar; doğa ve çevre dostu faaliyetleri kendi imkânlarıyla orantılı olarak desteklemeli ve tüm ülke kuruluşları bu faaliyet alanına çekilmelidir. Üniversiteler, vakıflar ve dernekler, özel platformlar, çevre bilincine sahip olmalı ve çeşitli etkinliklere katılabilmelidirler!..

9) Çevre dostu teknolojiler, hava ve suyun yanı sıra doğal kaynakların da, makul fiyatlarla teminine yardımcı olmaktadır. Bu teknolojilerde sürekli gelişim esastır!..

Yolsuzlukla Mücadele...

10) İşletmelerin yönetiminde; hukukun üstünlüğü, doğruluk, hesap verebilirlik ve şeffaflık gibi kurumsal yönetim ilkeleri, her zaman ön planda olmalıdır!..

Bu ilkeler ışığında, “Birleşmiş Milletlere Üye Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler” tarafından açıklanan ve de 2030 yılı sonuna kadar ulaşılması amaçlanan ve başlıkları ile ilgili gelişmeleri “Uluslararası COP Toplantıları” ile raporlanan “17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi” ise;

01) Yoksulluğa Son…

02) Açlığa Son…

03) Sağlık ve Kaliteli Yaşam…

04) Nitelikli Eğitim…

05) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği…

06) Temiz Su ve Hijyen…

07) Erişilebilir Temiz Enerji…

08) İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme…

09) Sanayi Yenilikçilik ve Altyapı…

10) Eşitsizliklerin Azaltılması…

11) Sürdürülebilir Şehirler…

12) Sorumlu Üretim ve Tüketim…

13) İklim Eylemi…

14) Sudaki Yaşam…

15) Karasal Yaşam…

16) Barış ve Adalet…

17) Amaçlar ve Hedefler İçin Ortaklıklar…

şeklinde sıralanmakta!..

Bu hedeflerle ilgili, Semiha ve Mediha Uludağ ile Mehlika ve Mediha Şengür’e teşekkürler!

2030 daha sonra, çeşitli nedenlerle 2050'ye uzatıldı. Ama neyse!????/ COP 29 da hayırlı olsun!..

Yapay zekânın tüm olumlu yönlerinden yararlanarak, normal zekâdan da ödün vermeyerek, özellikle kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde, daha mutlu bir gelecek için, daima en ön planda olmanız dileğiyle…