KOBİ’ler ve Sürdürülebilirlik

Dünyamızın doğal kaynakları yenileyebilme kapasitesinin sınırları nedeniyle ana akım ekonomi anlayışında paradigma kaymasına ihtiyaç vardır.

Ana Akım Ekonomi Anlayışı eskidi

Ana akım ekonomi anlayışı savaş sonrası insanın hayata yeniden bağlanma motivasyonunu sömürmüş, insanın açgözlülüğü varsayımını temel alan bir sistem olsa da o dönemin gerçeklerine uygundu. Oysa günümüzün gerçeği değişmiştir.

Sürdürülebilirlik, işletmelerin,

• belli uluslar arası standartlara uymasını,
• bunu doğrulayan denetimlerle belgelendirme yapmasını,
• tedarik zincirinde döngüsel düzenlemeleri,
• sosyal değer yaratma sorumluluğu almasını ve
• inovasyonu

gerektirmektedir.

KOBI’ler sürdürülebilirliği sağlayacak bir ekonomik sistemin kilit aktörü olabilirler.

KOBİ'lerin çevik yapıları fırsatlar barındırıyor

KOBI’ler büyük ölçekli işletmelerle karşılaştırılınca değişime hızla uyumlanmaya imkan veren yapılardır.

Etkili liderlikle hızlı karar almaya elverişli yatay organizasyon yapıları ve yalın üretim süreçleri ile çeviklikle değişime yanıt verebilir; dahası değişimi büyüme fırsatı olarak kullanabilirler.

Çalışanların arasındaki güçlü bağlar, yaşam döngüsünde genç olmanın getirdiği sürekli öğrenme ve girişimci denemeler yapma kültürü, iletişimde şeffaflık, müşteri odaklılık gibi özellikleri ile dış çevredeki değişim dinamiklerine ve içerideki sorunlara hızlı yanıt verebilirler.

Sürdürülebilirlik için en büyük yol gösterici Doğanın kendisi

Sürdürülebilirlik için yatırım yapmak finansal kaynak gerektirir ve KOBI’ler bu engeli makro boyutta döngüsel yaklaşımla doğayı taklit eden çözümlerle aşabilir.

“Endüstriyel Simbiyoz” bir fabrika atığının bir diğer fabrikaya hammadde olduğu sistemdir. İşletmeler işbirliği yaparak, kooperatif birliklerin kurulmasına öncülük ederek doğanın ve toplumun kırılganlıklarını onarıcı etki yaratabilirler.

Doğa kaynaklı hammaddeleri kullanan döngüsel süreçler ile tedarik zincirlerindeki kaynak kullanımını daha verimli hale getirebilirler.

Teknoloji, Destek mi, Engel mi?

Teknoloji, yapay zekanın etkisiyle bilgiye erişmede işletmeleri eşitleyebilecek potansiyel güce sahiptir.

Oysa günümüzde döngüsel ekonominin ve toplum faydasının önünde engel oluşturmaktadır.

Teknolojinin döngüselliği ve istihdamı değil, kâr ve büyüme paradigmasını desteklemek için kullanılıyor olması otomasyona geçmiş büyük ölçekli kuruluşlar için başarı göstergesidir. Bu da toplumu ve doğayı gittikçe daha fazla kırılganlaştırmaktadır.

Geleceğin kaynaklarını tüketmeden ,doğanın yaşam destek sistemlerine ve insanın esenlikle yaşama hakkına saygılı çözümler bulunmalıdır.

Sınırlı kaynaklarla sınırsız büyüme mümkün mü?

Ana akım ekonomi paradigması yeni dünyanın gerçeklerine uygun değildir. Sınırlı kaynaklarla sınırsız büyümeye odaklılık sistemsel bir kanser hücresi yaratmaktadır.

Devlet teşvikleri ile güçlendirilen KOBI’ler yerelde sürdürülebilirlik için değer yaratma gücündedir. Devlet teşvikleri ve yatırım bankalarının sunduğu avantajlı yeşil finasman desteği ile refahın farklı coğrafyalara dağıtımındaki dengesizliğe ve istihdama da çözüm olabilirler.

KOBİ’ler gelecek nesillerin doğa üzerindeki haklarının korunmasında ve toplumdaki eşitsizlikleri azaltmada etkili bir sistem aktörüdür.