Kapasite kullanım oranının şirketlere etkisi

Global kriz başlamadan önceki dönemlere baktığımızda Türk imalat sanayi kapasite kullanım oranları genel olarak 80 seviyeleri civarında gerçekleşmiş. Kriz başladıktan sonra bu oranlar 60 seviyesine kadar düşmüştü.

Bu durum birçok şirketi zor durumda bırakmış ve ödemeler aksamıştı. Evdeki hesaba göre üretimin bu kadar düşeceği hesaplanmadığı için kimi şirketler yatırım yapmış olması nedeniyle, kimisi de etkin tahsilat politikası izlemediği için nakit dengelerini tutturamadılar.

Bu durumda bilindiği gibi çekler yazılmaya başlarken tarihinden önce çek tahsilleri yaşandı. Nakit Dengesi bozulan firmalar olduğu gibi piyasadan çekilmek zorunda kaldılar. Aralarında karlılığı iyi olan çok eski firmalar da vardı.
Kaynak www.tcmb.gov.tr

Kapasite kullanım oranındaki değişimler firmaların maliyet, karlılık ve nakit akışlarında önemli değişimlere yol açtığı için yakından takip edilmesi gereken göstergelerden birisidir. Son dönemlerde 75 seviyesinin üzerinde kalmakta zorlandığını yukarıdaki grafik de bize söylemektedir. Bu durumda verimlilik hesabını iyi yapmalıyız.

Tüm birimleri daha iyi koordine edilmesi gerekmektedir. Kapasite kullanım oranı düştüğü takdirde nakit planlaması daha önemli bir hale gelecektir. Çünkü yüksek cirolara göre planlanan ödemeler vadesi geldiğinde düşük ciro seviyelerindeyken yapılamayabiliyor. Yukarıdaki grafik bize önümüzdeki dönemde çok yüksek bir kapasite kullanım oranlarına ulaşılamayabileceğini bize gösteriyor.

Bu durumda tam kapasite çalışmayan firmaların kapasite artırıcı yatırımların getireceği maliyet ve nakit ödeme yükümlülüğünü iyi analiz etmeleri gerekiyor.

Bence ilk olarak muhasebenizden borç ve alacak vade ve yaşlandırma raporlarını isteyerek işe başlayın. Bu verileri alamıyorsanız ne nakit planlaması yapabilirsiniz nede firmanın önümüzdeki dönemde nereye gidebileceğini net görebilirsiniz.