Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
Cinsiyetçilik, farklı sektörlerde ve coğrafyalarda kendini çeşitli biçimlerde gösterir:
Ücret Farkı:
2023 itibarıyla Avrupa Birliği'nde kadınların saatlik ücretleri, erkeklerin ücretlerinden ortalama %13 daha düşüktür. Türkiye'de bu fark %17 seviyesindedir (TÜİK, 2023; European Commission, 2023). ABD'de bu oran %16'dır (Pew Research Center, 2022).
Kadınların İş Gücüne Katılımı:
Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı sadece %34,8’dir. Bu oran AB ortalamasının (%67,2) ve OECD ortalamasının (%60) oldukça gerisindedir (OECD, 2023). Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranının düşük olmasının başlıca nedenleri arasında toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınların ücretsiz ev içi emeği öne çıkmaktadır.
Cam Tavan Etkisi:
Kadınların karar alma mekanizmalarındaki düşük temsiliyeti dikkat çekicidir. Türkiye’de büyük şirketlerin yönetim kurullarındaki kadın oranı %15,2’dir. Buna karşılık İskandinav ülkelerinde bu oran %40’ın üzerindedir. Örneğin, Norveç’te yönetim kurullarında kadın kotası uygulaması, kadınların bu pozisyonlardaki temsil oranını %45’e çıkarmıştır (World Economic Forum, 2022).
Kadınların iş performansı, kariyer süreleri ve sektörel katkıları üzerine yapılan araştırmalar, iş dünyasında cinsiyet farklılıklarına dair bazı önemli noktaları ortaya koymaktadır:
Doğum ve Kariyer Kesintisi:
Türkiye’de kadınların %54’ü doğum yaptıktan sonra iş hayatını bırakmaktadır. Erkekler için bu oran yok denecek kadar düşüktür. ABD’de yapılan bir araştırma, doğum yapan kadınların %43’ünün kariyerlerine kesintisiz devam edemediğini göstermiştir (McKinsey, 2021). Doğum izni sonrası iş hayatına dönen kadınlar, erkek meslektaşlarına kıyasla %20 daha düşük bir terfi oranına sahiptir.
Ekonomik Katkı:
Bir kadın çalışanın işveren için yıllık ortalama ekonomik katkısı, Türkiye'de 80.000 TL iken erkeklerde bu rakam 95.000 TL’dir. Bu farkın önemli bir nedeni, kadınların daha kısa kariyer sürelerine sahip olmaları ve kesintiler yaşamalarıdır (TÜİK, 2023).
Risk ve Hata Yönetimi:
Kadınların daha az risk alma eğiliminde olduğu ve bu nedenle finans sektöründe daha az hata yaptığı belirlenmiştir. Örneğin, 2022 yılında yapılan bir OECD çalışması, kadın yöneticilerin liderlik ettiği şirketlerin iflas riskinin %10 daha düşük olduğunu ortaya koymuştur.
Kadınların iş hayatında daha eşit koşullara sahip olması için sivil toplum kuruluşları önemli bir rol oynamaktadır.
Türkiye'de Öne Çıkan STK'lar:
Küresel İnisiyatifler:
Politikaların cinsiyet eşitliği üzerindeki etkisi büyüktür. Türkiye, Avrupa ve ABD’de bu alanda farklı yaklaşımlar gözlemlenmektedir:
Avrupa Birliği:
AB, 2022 yılında yönetim kurullarında %40 kadın kotası getiren bir yasayı onayladı. Bu politika, kadınların karar alma pozisyonlarındaki temsilini artırmayı hedeflemektedir.
Türkiye:
Kadın istihdamını artırmak için devlet teşvikleri uygulanmaktadır. Ancak, politika uygulamalarının eksikliği ve yasal düzenlemelerin yetersizliği bu teşviklerin etkisini sınırlamaktadır.
ABD:
ABD’de özel sektör, eşit ücret politikalarını teşvik ederken, federal düzeyde bağlayıcı bir ücret eşitliği yasası bulunmamaktadır. Ancak, 2021 yılında Biden yönetimi tarafından American Jobs Plan kapsamında kadınlara yönelik istihdam fırsatları artırılmaya çalışılmıştır.
Ebeveynlik politikaları, kadınların iş gücüne katılımını artırmak için kritik bir araçtır.
İskandinav Modeli:
İsveç’te babalık izni zorunludur ve erkeklerin %90’ı bu izni kullanmaktadır. Bu durum, kadınların iş gücüne katılım oranını %72’ye çıkarmıştır (OECD, 2023).
Türkiye ve ABD:
Türkiye’de kadınlara 16 haftalık doğum izni tanınırken, erkeklere yalnızca birkaç gün babalık izni verilmektedir. ABD’de ise ebeveyn izni federal düzeyde zorunlu değildir, ancak büyük şirketler gönüllü olarak bu izni sunmaktadır.
Kadınların iş gücüne katılımı, yalnızca bireysel haklar açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve demografik denge açısından da kritiktir:
Ekonomik Büyüme:
McKinsey’in 2020 raporuna göre, kadınların iş gücüne katılım oranı %25 artırılırsa, küresel GSYİH’ye 28 trilyon dolar eklenebilir.
Demografik Etkiler:
Kadınların iş hayatındaki zorlukları, doğum oranlarını düşürebilir. Türkiye’de 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık oranı, 2023 yılında 1,76’ya düşmüştür. Uzun vadede bu durum, nüfus yapısında yaşlanmaya yol açabilir (TÜİK, 2023).
Cinsiyetçilik, iş hayatında yalnızca bireyler üzerinde değil, toplum ve ekonomi üzerinde de derin etkiler yaratan bir sorundur. Kadınların iş gücüne katılımını artırmaya yönelik politikalar, ekonomik büyüme ve toplumsal refahı destekleyecek şekilde tasarlanmalıdır. Daha eşit bir iş ortamı sağlamak için kültürel dönüşüm, etkin politika uygulamaları ve sivil toplumun aktif katılımı bir arada yürütülmelidir.
Kaynaklar:
Tufan KARACA ile
Yönetim Vizyonu
BÜYÜTEÇ
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz