Kobitek.com web sitesi, analitik ve kişiselleştirme dahil olmak üzere site işlevselliğini sağlamak ve reklam gösterimini optimize etmek için çerezler gibi verileri depolar.
27 yılını patron, 25 yılını da yönetim danışmanı olarak sürdürdüğüm 52 yıllık çalışma hayatım boyunca, bunun aksine pek rastlamadığımdan, eğer sizin, patronunuz/patronlarınız veya üst düzey yöneticileriniz bu kategoriye girmiyorsa, çok şanslısınız ve de "işinizden memnunsanız, her zaman yolunuz açık olsun" diyerek, konuya devam etmek istiyorum! ????
Çalışma hayatında şu sıralar en çok dikkat çeken olayların başında, özellikle genç kuşakların çok çabuk iş değiştirdiklerini gözlemlemekteyiz.
Bunun sebeplerini araştırdığımızda, bu genç kuşakların pek de haksız oldukları söylenemez!
Çünkü onlar, teknolojiyi üretemeseler de, kendilerinden önceki kuşaklardan çok farklı olarak sonuna kadar kullanma yetisine sahip olduklarından, aidiyet duygusunu bir tarafa bırakarak;
Yönetim ve davranış tarzınızı beğenmeyince de, canları sıkılıyor ve işi bırakıp gidiyorlar!..????
Yazının başlığında da belirttiğim gibi, bu tür yönetim yanlışları içinde bulunan bazı üst düzey yönetici veya yönetici adaylarının çoğunlukla departmandaki ekip arkadaşlarının çalışmalarını değerlendirirken, konunun uzmanlarından Aile Şirketleri Danışmanı ve Veliaht Koçu Sn. Deniz Çağla Gençtürk’ün LinkedIn’deki konuyla ilgili makalesinde yansıttığı gibi, maalesef genellikle;
Bir türlü rahatlayamadıklarını, yapılanları beğenmediklerini, layığı ile teşekkür etmediklerini, hep yapılacak daha çok iş varmış edasıyla ortalarda salınıp, yapılanların yetmediğini ima ettiklerini görürsünüz!
Ekip üyelerinin yakınmalarının da, genellikle şu çerçevede olduğunu duyarız. "Ne yapsak beğendiremiyoruz", "Kesinlikle yaranamıyoruz", "Bunları çok iyi yapsak bile, bir teşekkür dahi etmeden, çok daha fazlasını istiyor"gibi cümlelere, çok sık şahit olmaktayız!..
Değerli hocam Yusuf Soner "Büyük Düşünmek Zamanı" adlı kitabında, zamanında Coca Cola’nın Ceo’su olan Muhtar Kent’in yöneticiliğinden; bir yöneticinin, her zaman ‘hoşnutsuz’ ancak ‘yapıcı bir hoşnutsuzluk’ içinde olması gerektiğinin, bir örneği olarak bahsetmiştir.
Yöneticinin içinde bulunduğu hoşnutsuzluk yapıcı bir hoşnutsuzluk olduğu sürece anlamlıdır. Ekibini gelişime doğru yöneltmesi, rehavete kapılmanın önüne geçmesi, değişim / dönüşüm yorgunluğunun çalışanları gevşemeye itmemesi ve gelişimin yavaş da olsa devam etmesi açısından, yöneticinin yapıcı bir hoşnutsuzluk içinde olması, anlaşılabilir!
Yöneticiler açısından baktığımızda, yakınmaları genelde şu şekilde duyarız. ‘Ben olmasam işi takip eden yok’, ‘Kendi hallerine bıraksam, hiç kimse benim gibi işin sonunu getiremez’, ‘Güvenemediğim için işleri delege etmekte zorlanıyorum’, ‘Yapabilecek olsalar neden devretmek istemeyeyim, ben zaten bu işlerden kurtulmak istiyorum’…
Yöneticiler böyle hissetmekte %100 haksız olmamakla birlikte, vermiş oldukları ‘hoşnutsuzluk hissi’ karşı tarafa yapıcı olarak değil de / yetersizlik duygusu ile geçerse, aynı döngü içinde dolaşıp durmaya devam eder. Bu da motivasyon kırıcı, performans düşürücü ve de moral bozucu olur!
Üst düzey yöneticilerin en önemli misyonu, ekibine vizyonu doğru aktarabilmektir. Bu açık vizyonu benimseyen çalışanlara, doğru ve gerçekleştirilebilir hedefler vermek ve de bu hedeflere gidecek stratejileri ekiple birlikte belirlemek de, çok değerlidir.
Bu yolda yürürken çıkabilecek engellerin çözümünde ‘Lider’ her zaman tek başına mücadele edemeyeceği için, etkili çalışanlardan etkili ekipler kurmayı bilmeli ve daha sonra onlardan etkili işler yapmalarını beklemelidir!
Bir ekip ne yapacağını tam olarak anlamışsa ve kimsenin müdahalesi olmadan yapması gerekenleri yapıyorsa, o ekip için ‘amaca’ ulaşılmış demektir.
Çalışanların, kendiliğinden doğru davranışı gösterecekleri zamana kadar da, bu mücadele devam etmelidir!
En başarılı yöneticilere baktığımızda, içinde bulundukları hoşnutsuzluğu yapıcı bir şekilde çalışanlarına hissettirdiklerini, onların gelişimini doğru yönde ilerletecek hamlelerde bulunduklarını görüyoruz.
Tek başına başarılı olamayacağını bilen, çocuklarını veya çalışanlarını kendisinden sonrası için hazırlayan kurucu bir kişi için de, şirkete sonradan yönetici olarak atanmış bir profesyonel için de, aynı yöntem geçerlidir. Çalışanların vizyonu anlamaları, hedef ve stratejiler için çalışmaları; sürekli gelişimin vurgulanmasıyla ve sürekli gelişimin kurumsal olarak desteklenmesiyle, daha nitelikli hale gelir.
Eğitim ve gelişimin gerekliliği burada bir kez daha önemini göstermektedir. Çalışanların ve özellikle Z kuşağının, bulundukları şirkette; eğitim ve gelişim fırsatlarının kendilerine ne denli sunulduğunun çok önemli olduğunu ifade etmeleri ve motivasyon faktörü olarak görmeleri bunu kanıtlamaktadır!
Yöneticilerin; koçvari bir tarz benimsemesi, koçluğun veya mentorluğun ne olduğunu ve de aralarındaki farkı bilmesi gerekir. Kendi gelişimiyle ilgilenmeyen yöneticinin günümüz hızında başarılı olması zordur. Kendi gelişimiyle ilgilenmeye başlaması; liderlik tarzını gözlemlemesi, iletişim becerileri ve insancıl ilişkilerini geliştirmesi, liderlik tarzını oluşturması açısından da oldukça önemlidir. (Sn. Alpan Nuray Güngör ve Sn. Haldun Kırıkoğlu’na çok teşekkürler.)
Şirketteki yöneticilerin bu nitelikteki yöneticilerden oluşması, profesyonel ekiplerin oluşması anlamına gelir. Yani her şey asıl yönetici ve birim yöneticilerinin kalitesiyle ilgilidir. Üst düzey yöneticiler diğerlerine önderlik ederler, orta düzey yöneticiler de ekiplerini yönetirler. Orta düzeyin işe dair teknik bilgisinin çokça yeterli olduğunu düşünürsek, üzerine yöneticilik vasıflarının da aynı düzeyde artırılmasıyla, mükemmele doğru yol alınmış olur!
Akabinde, teknik ve yönetsel bilgisi çok iyi düzeye gelen bu yöneticilerin; şirkette istediği ünvana, hak ettiği kazanca, yeterli söz hakkına kavuşmasına, imkân sağlanır. Dolayısıyla tüm şirketler, yatırım yapmış oldukları yöneticileri, kaybetmemek için efor göstermelidir. Kurum içinden veya dışından, onların yerine gelecek olan herhangi bir profesyonelin veya aile üyesinin, daha yüksek maliyetle ve de daha az bilgiyle geleceği unutulmamalıdır!..”
Şeklindeki açıklamaları dikkate alarak, tüm “Hoşnutsuzluk + Doyumsuzluk + Teşekkürsüzlük” konularında, yönetim kadrolarınızın; daha içten, yapıcı bir yaklaşım sergilemeleri dileğiyle…
İş dünyamızda daha mutlu bir gelecek için, özellikle önyargılı yönetim hatalarından uzak bir yönetim anlayışıyla, yolunuz her zaman açık olsun!..
1955 İstanbul doğumlu, evli ve 1 çocuk babasıdır. Öğrenimini Kabataş Lisesi'nden sonra İ.T.İ.A. Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Marmara Üniversitesi - Maliye Bölümleri’nde sürdürdü.
Çalışma hayatına 1973 yılında pazarlama ve halkla İlişkiler sektörlerinden başlayıp, 1977 den 2003 yılına kadar, kendi şirketlerinde devam etti. (Ajans Ardaş Reklamcılık Limited.)
Bu alanlarda yaklaşık 30 yıl; T.İş Bankası, Paşabahçe, Aygaz, İzocam, Lombardini, Honda, Rowenta, JVC, KİP, IBM, Pimaş, Sandoz, Kaleterasit, Kalebodur, Kalekim, Kaledekor, Kalevit, Çanakkale Seramik v.s. gibi birçok şirkete, özellikle Türkiye'nin her yerinde, KKTC de ve Almanya'da, reklamcılık ve halkla ilişkiler başta olmak üzere, çeşitli hizmetler verdikten sonra, kendi isteği ile emekli oldu.
Yurtiçinde ve yurtdışında katıldığı eğitim çalışmaları...
ISO 9001 14001 Toplam Kalite Yönetimi, Permission Marketing, Inovasyon, Motivasyon, Performans, Network Marketing, Satış ve Pazarlama Eğitimleri ile birlikte... KKTC Girne Amerikan Üniversitesi / 118 - Y Lions Akademisi Başkanlığı ve Chicago, Indianapolis, Newyork / Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği Genel Yönetmenlik ve "Stratejik Liderlik Eğitimi" sonrasında ilaç, otomotiv ve kozmetik gibi sektörlerde Koordinatörlükler yaparak, Sivil Toplum Kuruluşlarında görevler aldı.
1980 den itibaren üyesi olduğu STK'lar ve aldığı görevler…
Halen; ilaç, aşı, kozmetik, gıda, temizlik ve tanıtım sektörlerinde ki 3 şirketler grubunda; danışmanlık, eğitmenlik, koordinatörlük ve yönetim kurulu üyelikleri görevleriyle birlikte...
Sosyal Sorumluluk Projeleri, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi & Kurumsal Sosyal Sorumluluk & Sürdürülebilirlik gibi konularda “Proje Başkanı” olarak çalışmalarına devam etmektedir.
Destekçilerimize Teşekkürler
Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sokak
Byofis No: 14 K:7 Kadıköy 34742 İstanbul
Telefon: 0216 906 00 42 | E-Posta: info@ kobitek.com
KOBITEK.COM, bir
TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.
2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.
Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz!!!