Hayal Gücü, Yaratıcılık ve Çalışma Hayatı Üzerine

Hayal etmek, Ulaşmak

Liderlik vasıfları arasında, “Hayaller ve rüyalarla, gerçekler arasında akılcı bağ kurabilme” yetisinden bahsedilir.

Doğrudur.

Bir lideri lider yapan, vizyoner yapan şeylerin arasında bu en önemlisidir. Sıradan ve kuru hedefleri harcıalem herkes belirleyebilir, önemli olan atılım yaptıracak, çığır açacak ve etrafına ilham verecek hedefleri belirleyebilmek ve insanları bu hevesle örgütleyip yönlendirebilmektir. Hayal etmek yaratıcılık dürtüsüdür.

Mantıken ulaşılabilir hedefler ve hayaller insanları ve kurumları bulundukları statik, tekdüze yapıdan, devinen ve silkelenip harekete geçiren bir yapıya büründürür.

Peki, hayal gücünü ne besler?

Yaratıcılık nasıl arttırılır?

Hobiler, Uğraşlar ve Yaratıcılık

Bir firmaya baş tasarımcı alacaktık. Ön görüşmeleri haliyle danışman olarak ben yapıyordum. Bir şirket için tasarımcı, hayati bir öneme sahip, belki de ürün gamını genişletecek, pazar payını statik olarak arttıracak, şirketi rakiplerine fark attıracak kilit bir pozisyondur.

Temel olarak bir çalışanda bakılması gereken en önemli nokta bence eğitim ve kariyerden sonra yaratıcılıktır. Bu sebeple görüşmeye gelenlerden örnek bir portföy, tasarım föyü getirmelerini rica ediyordum.Çalışmaları sıradan mı yoksa uç noktalarda mı görmek istiyordum. Başka bir soru ise hobileri idi. Çünkü hobisi olmayan bir insanın yaratıcılığı da kıttır.

Kişi bildiklerini kullanarak yeni bir şeyler yapmaya çalışıyor mu? Evet bu soru sanırım ülkemizde neden bu kadar yetişmiş profesyonel varken orijinal ve innovatif şeylerin ortaya pek çıkmadığını da açıklıyor.

Maymun ve muz deneyini hatırlayalım: Kafesteki maymunun uzağına muz bırakırlar, ancak ulaşabileceği kısa bir sopa da vardır. Sopayı alıp muzu kendine çekemez. Kısa sopanın erişiminde bir de uzun sopa vardır. Bu sopa muza erişebilir, muzu çekebilir. Maymun önce kısa sopayla uzun sopayı kendine çeker, sonra uzun sopa ile muzu çeker. Bir şeyi kullanmak için önce başka bir şeyi(öğretilmiş şeyi) kullanmanız gerekebilir.

Birey hobisi ile ilgilenir iken , dış dünyadan kopar ,dinlenir, içselleşir ve bilinçaltındaki birikmiş yaratıcılığı ortaya çıkar. Bir hafta boyunca kendinize ayıracak birkaç on dakikanız yok ise kusura bakmayın, yaşamıyorsunuz demektir. Canlı ceset olmamak için her insanın bir hobisi olmalı.

Yanlış anlaşılmasın, kitap okumak , müzik dinlemek değil. Bunları yatarken veya serviste eve gelirken de yapabilirsiniz. Bunlar hobi değildir.

İnsan kaynakları profesyonelleri kuru kuru iş görüşmeleri yapmayı sever. Aslında yapmaları gereken doğru kişiyi belirlerken aynı zamanda kurumun geleceğini de belirleyen insanları seçtiklerini unutmamalıdırlar.

Steve Jobs kendi girdiği iş görüşmelerinde mülakatı “Bir şeyler içerek sohbet etmeye var mısın? “ diye yönlendirir, iş görüşmesinden sohbete dönüşen görüşmede, aday kişiyi şirket kriterleri, yaratıcılık ve ekibine uygunluk için ölçermiş. Tabi aday kişi stresten kurtulunca gerçek kişilik özellikleri ve becerileri üzerine daha rahat konuşurmuş.

Hobi ve uğraşları soran, ve seçimlerini bu dinamik insanlar arasından yapan kurumlar vizyon kazanır. Kuru ve statik insanlarla atılım yapamaz, ilerleyemezsiniz.

Çocuklarını hobi olarak gören bir tasarımcı şirkete hiçbir şey kazandırmaz, ancak günü kurtarır. Aile önemlidir, ilk sırada gelir ama çocuklarınız hobiniz olmaz. Doğayla ilgilenmeyen, katı, tekdüze, hobisiz, uğraşsız çalışanlar her gün işe gelen zombiler gibidir. Önüne konanı yapar, öteye geçmek için çabalamaz.

Çalışma hayatı sadece işten oluşmaz.

Çalışanın ve çaba sarf edenin yaratıcı ve pratik çözümleri, sıradışı tasarım ve kabiliyetleri ile bütündür. Şirkette harcadığınız zaman aslında benliğinizin ve sizi siz yapan özelliklerin de şirkete yansımasıdır.

Kiminle çalışırsanız onun iyi tarafları şirkete akseder. Yani şimdilik Endüstri 3.0'da böyle. Yapay zeka, robot ve kobotlarla endüstri 4.0'da neler olacak hep beraber göreceğiz.