Yıl sonu geldi geçti. Bankalar bir önceki yılın bilanço ve gelir tablolarını istemeye başladılar. Profesyonellerle masaya oturup bilançoyu inceleme zamanı geldi. Aslında Bilançoları yıl sonunda oturup incelemek veya makyajlamak yerine yıl içinde yapmış olduğumuz tüm mali hareketlerin, genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi ve belgelendirilmesi işimizi kolaylaştıracaktır.
Şimdi bazı sorunlu hesapları inceleyelim;
• Öncelikle Kasa hesabı göze batar. Biraz şişkin durması içinin dolu olmasından değildir şüphesiz. Muhasebe müdürünüz gözünüzün içine bakıp sizden bari yarısını alıp, bankaya yatırabilir miyiz diye sormaya cesaret edemez bir türlü ..... Kasayı şişkin tutmak bankacıları da rahatsız eder. Adat faizi işletip gereksiz kar çıkartması da çabasıdır. Önce kasayı toplayın. Nakitlerinizi bankaya yatırın. Kanunen kabul edilmeyen giderlerinizi ayırıp iyice sadeleştirin.
• Alıcılar hesabınızın net vade sadeleşmiş olmasına dikkat edin. Artık alacak vasfını kaybetmiş şüpheli olduğunu düşündüğünüz hesaplar için gerekli karşılıkların ayırılmasını hem muhasebecilere, hem de tahsili için Avukatlara bildirin.
• Ortaklardan alacaklar hesabı eğer borç bakiye veriyorsa problem var demektir. Şirketin kaynakları, kullandığı kredileri, ortağın şirketten çekmiş olduğu anlamını taşır ve ne bankacıların, maaş verdiğiniz profesyonellerin, ne de Maliye’nin hiç hoşuna gitmez. “Şirketin kullandığı banka kredisini patrona plase edersek, bu kredinin faizini nasıl gider yazarız “? gibi zor sorular muhasebecileri uğraştırır. Ayrıca bu tür kullandırımlar olması halinde şirketin mahrum kaldığı faiz geliri size tahakkuk ettirilerek ilgili hesaplara intikal ettirilir. Bir de vergisini ödemek zorunda kalırsınız. Ortaklardan alacak hesabını kapatın. Ne yapın edin, şirketinize borcunuzu ödeyin. Bilançonuzda bu hesap asla bakiye vermesin.
• Stoklar: Stoklarınız zaten güncel olarak takip edildiği takdirde problem yok. Ancak deponuzda bir türlü eritemediğiniz 6 aylık satışlara tekabül eden hammadde duruyorsa bunu izah etmek mümkün değil. Yıllık stok devir hızınız sektörünüzden çok farklı bir orana sahipse, size değerleyen kurumlar bundan rahatsız olacaklardır. Ayrıca deponuzdan zayi olan mallar varsa bunların KDV‘den indirim konusu yapamazsınız.
• Duran varlıklar: Satın almış olduğunuz gayrimenkulün maliyet bedeli ile değerleneceği ve bu değerlemenin üzerine gayrimenkulün gümrük, nakiye, montaj, noter, mahkeme, emlak giderlerinin eklenebileceğini, şayet edinimin bina yıkılarak veya arazi tesviye edilerek sağlanıyorsa bu giderlerinde maliyete eklendiğini kontrol etmeniz gerekir. Duran varlıklara uygulanan amortismanların doğru yöntemle hesaplandığını, kiralanan gayrimenkullere yapılan özel maliyetlerin kira süresine yaygın olarak amortismana tabi tutulduğunu da unutmamak gerekecektir.
• Mali Borçlar: Kredi kurumlarına, bir yıldan az vadeli borçları bu başlıkta takip etmekte ve dönem sonlarında, dövizli olan mali borçlarımızın değerlemesini yaparak olumsuz farkların kredi miktarının üzerine eklenip, finansman giderleri hesabına atmamız gerekecektir.