- Akıllı ödemeler, ulaşım deneyimimizi değiştirecek
- İnsan Faktörü Her zaman İlk Sırada!
- SabancıDx'in dijital satın alma platformu Pratis yurt dışına ihraç edildi
- Kobilere ve Çalışanlarına Özel Psikolog ve Diyetisyen Hizmeti
- Türkiye‘de suistimalin firmalara faturası 40 milyar dolar
- İnternetten kartlı ödemeler 1 milyar TL'ye ulaşarak rekor kırdı
- Dünyanın En Yetenekli Ülkeleri Hangileri
Drucker: Kültür, Stratejiyi Kahvaltıda Yer
Çok severim Drucker’ın bu lafını, aslında açıklamakta zorlandığımız birçok şeyin de sırrıdır. Daha önce kısa bir yazı yazmıştım konu ile ilgili, geçenlerde hatırlattı sevgili dostum Tamer Erer, bugünlerdeki bazı deneyim ve gözlemlerim de Drucker’ın ne kadar haklı olduğunu pekiştirdi kafamda, yeniden hatırlatmak istedim.
Ayrıca bugün Alexander Ostarwalder’ın yeni bir yazısında da kültürü öne çıkarıyordu ama daha ziyade şirket kültürü düzeyinde ele almış konuyu.
Şirket çalışanlarının yaklaşık %70 inin çalışan katılımından uzak ve mutsuz olduğunu tüm araştırmalar vurguluyor, bunun en önemli nedenlerinden biri şirket kültürü ile çalışanın mutlu olacağı kültür yapısının farkı. Bu konu genel olarak ele alındığında da çalışanın katılımına bağlanıyor.
Ancak ben bu sıralarda çok daha ilginç bir deneyim gözlemliyorum. Yurt dışında kurulmuş ancak henüz faaliyetlerini tam oturtmamış bir şirketin interm yöneticiliğini yapıyorum.
Şirket geldiği ülkede büyük hedefler belirlemiş ve bu doğrultuda strateji oluşturmaya çalışıyor.
Şirket Türkiye’de 20 yıldır çok başarılı bir operasyon yürütüyor ve şirket kültürü patronun beğendiği, sevdiği bir kültür. Zaten benim inancım da şirket kültürü kurucuları ile doğru orantılı bağlılık gösterdiği.
Yurt dışındaki şirketin tüm çalışanları Türkiye’de ki operasyondan geliyor.
Gelirken hem Türkiye’deki şirketin kültürünü getiriyorlar hem de ülkenin kültürünü.
Her ikisi de stratejiyi bırak kısa vadeli program yapmayı bile engelliyor.
Elimde birçok vaka analizi birikmeye başladı:
ÖRNEK VAKA
Marryliza, sekreterimiz, 23 yaşında, 6 yıl askerlik yapmış, birçok konuda eğitim almış.
AÇ ve ED ustalarımız, her ikisi de yıllarca vinç ve forklift kullanmışlar ayrıca vinç ve forklift operatörlük belgeleri var.
Geçen gün ufak bir forklift aldık, arkadaşlar burada yokken getirdiler forklifti.
Ben meraklı aldım anahtarı üstüne çıkacağım.
Marryliza “dur” dedi.
Şöyle bir tur attı etrafında, önce hidrolik yağını kontrol etti, sonar motor yağını. Boşa aldı, çalıştırdı benzin göstergesine ve elektrik göstergelerine baktı.
Yağlar tamam, benzin az, kafana baret taktıktan sonar çıkabilirsin üstüne dedi.
Daha sonar bizim arkadaşlar geldi.
Oooo etrafında döndüler.
Birisi eline bir çubuk aldı, benzin deposunun içine soktu ve ooo benzin var dedi.
Atladı üstüne, çalıştırdı, hiçbir şeyi kontrol etmedi. Benzin göstergesini gösterdim, benzin az kullanmadan önce benzin alın dedim.
“Abi ben baktım (çubukla bakmıştı ya) bize çok gider o benzin “dedi. “Eee peki gösterge ne diyor???”
Ben çıktıktan sonar bir de lastik yakmış.
İki gün sonra yük geldi (bu arada forklift çok az kullanıldı) forklift çalıştı, öksürdü ve benzin bitti. Kamyonu beklettik, özür diledik, benzin aldırdık vs.
Bu tamamen ülke kültürünün ürünü, eğitim sisteminin sonucu ancak bu davranış biçimi sadece mavi yakalıda değil, beyaz yakalıda da var, hem lisan bilmiyor, hem de tam ülke kültürünün örneği.
İkinci sıkıntı yaratan konu ise Türkiye’deki şirket yapısı ile yurt dışındaki şirket yapısının farklılıkları. Ülke dışındaki şirket bir start-up yani kuruluş ve başlama aşamasında.
Türkiye’deki şirket ise 20 yıldır operasyonda olan oturmuş bir şirket.
Oturmuş şirketten gelen ekip beraberinde o şirketin kültürünü de getiriyor, buna karşılık başlangıç aşamasında olan bir şirkette olması gereken kültür oluşturulamıyor.
Ekip Türkiye’den getirdiği, harika sanılan kültür ve ruhla diğer ülkedeki şirketin gelişmesinin önüne sürekli sekte vuruyor.
Aynı şey, şirketlerin yeni bir şirket kurarken var olan ekipleri kullanmasında da görülür ve genelde şirketi başarısızlığa götürür.
Öncelikli yapılması gereken “kültürün” oluşturulmasıdır, aksi halde hiçbir strateji başarıya ulaşamaz.
Tufan Karaca
1954 doğumlu olan Karaca eğitimini Kadıköy Maarif Kolejini tamamladıktan sonar Virginia Polytechnic Institute and State University’de tamamlamıştır. 32 yıllık profesyonel yaşamının yaklaşık 15 yılını çeşitli ülkelerde, yabancı firmalarda üst düzey yöneticilik yaparak geçirmiştir.
Türkiye ve Azerbeycan'ın ilk yapı marketlerinin, Romanya ve Montenegro'nun ilk AVM'lerinin kuruluşunda yöneticilik yapan Karaca aynı zamanda Türkiye'deki ilk kitap ve müzik mağazalarının kuruluşunda da yer almıştır.
Önceki yıllarda Yeditepe Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nde 2 dönem MBA dersi de vermiş olan Karaca halen Özyeğin Üniversitesinde Girişimcilik dersi vermekte, yönetim danışmanlığı yapmakta ve yönetim eğitimleri vermektedir.
DIŞ TİCARET
Nasıl ihracat yapabiliriz ?
6.1.1996 tarih ve 22515 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracat Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin (e) bendine göre, ihraç edeceği mala göre ilgili ihracatçı birliğine üye olan, gerçek usulde vergiye tabi (tek vergi numarası sahibi) gerçek ve tüzel kişi tacirler, esnaf ve sanatkar odalarına kayıtlı olup üretim faaliyetiyle iştigal eden esnaf ve sanatkarlar ile joint-venture ve konsorsiyumlar ihracatçı olarak tanımlanmıştır.
OFİS VE İNSAN
Türkiye’nin istihdamına online alım ve başvurular yön veriyor!
İşverenlerin yüzde 97’si iş ve insan kaynakları sitelerinde eleman arıyor. İş arayanlar arasında İK sitelerinin tercih edilme oranı ise yüzde 83.
Ofiste Ergonomi
Günümüzde ergonomi kavramı yapılan iş ve insanın çalışma gücünün maximum düzeyde dengelenmesi ve bir yandan çalışanın sağlığını korurken, bir yandan da verimliliğin artmasını da içermektedir.
İŞ DÜNYASI
Neden İş Dünyasında Kar Hep Güvendiğiniz Dağlara Yağıyor?
Hiç düşündünüz mü? Mutlaka Düşünmüşsünüzdür!.. Güvendiğimiz dağlar derken - çevremizdeki çok özel dostlardan ve dostluklardan bahsettiğimi hemen anladınız değil mi?
HUKUK / MUHASEBE
Şirket Ana Sözleşmelerinin Türk Ticaret Kanunu’na Uyumlu Hale Getirilmesi
2012 yılı Temmuz ayında (yeni) Türk Ticaret Kanunu’nun (“Kanun”) yürürlüğe girmesi ile birlikte şirketlerde bir telaş başladı. Herkes kanunun getirdiği yeni yükümlülükleri ve bunları hangi süre içinde yerine getirmekle yükümlü olduğunu tartışır, avukatlarına ve mali müşavirlerine danışır oldu.
KOBİ’ler İçin Dokuz Adımda Büyüme Planı
Müşterilerinize Nasıl Bir Tedarikçi Olduğunuzu Sorun
Ekonomik Durgunluk