28 Temmuz - 01 Ağustos 2014 GCM Forex Haftaya Bakış Analizi

Bu yazıyı paylaş
X It! LinkedIn Facebook

“Piyasalar geçen hafta neleri konuştu?”

Temmuz ayının sonlarına yaklaşılırken, küresel piyasaların gündeminde jeopolitik riskler ve makro-ekonomik beklentiler yer aldı. Ancak yatırımcıların, İsrail ve Ukrayna’daki gelişmelere rağmen ağırlıklı olarak ekonomiye ilişkin faktörleri fiyatladığını ifade edebiliriz. Geride kalan hafta bu açıdan değerlendirildiğinde, risklerin izlendiği, piyasa dinamiklerinin fiyatlandığı bir işlem dönemi olarak dikkat çekti.

Ukrayna’nın Rusya sınırına yakın olan doğu tarafında, Malezya Hava Yolları’na ait bir uçağın düşürülmesi ve İsrail’in Gazze’da kapsamlı bir kara operasyonu başlatması, hafta başında piyasaları endişelendiren başlıklar arasında yer aldı. Söz konusu bölgelerdeki gelişmelere ilişkin kayda değer bir iyileşme olmamasına karşın, piyasa katılımcılarının global ekonomiyi etkileyecek boyutlarda bir risk görmemesi, finansal araçlarda ekonomik beklentilerin fiyatlara yansımasına neden oldu. Ancak gelecek hafta yine de Rusya-Ukrayna, Filistin-İsrail cephelerinden gelecek olası haber akışının yakından izlenmeye devam edileceğini ifade edebiliriz.

Varlık fiyatlarında hafta içerisinde etkili olan faktörler arasında değerlendirebileceğimiz, ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz oranını yakın bir tarihte yükseltmek için nedeni olmayacağı yönündeki düşünceler, ABD merkezli başlıklar arasında yer aldı. Diğer taraftan, nispeten zayıf olarak tanımlayabileceğimiz dünyanın en büyük ekonomisinden gelen veri akışı, konut, imalat ve istihdam piyasaları arasında karışık sinyaller vermeye devam etti. İstihdam talepleri verisi 2006 yılından bu yana görülen en iyi veriye işaret ederken, beklentilere yakın enflasyon, tahminlerin altındaki yeni ev satışları ve öngörüleni yakalayamayan imalat PMI verileri dikkat çekti. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin faaliyet sonuçlarını açıklayan ABD’li dev şirketlerin bilançoları ise genel anlamda olumlu bir tablo çizerken, haftanın son işlem gününde yayınlanan dayanıklı mal siparişleri rakamları, Haziran ayında tahminlerin üzerinde bir yükselişe işaret etti.

Avrupa’da ise Sterlin, haftanın en sert hareketlerini gösteren para birimi olarak dikkatleri üzerinde topladı. İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) son toplantısının yayınlanan tutanakları ve Banka’nın Başkanı Mark Carney’nin açıklamaları, ada ülkesinin para biriminde sert kayıplara yol açtı. Genel görünüm, BOE’nin ilk faiz artışı için bir tarih belirlemediği yönünde idi. Hafta içerisinde açıklanan perakende satışlar verisinin tahmin edildiği kadar yükselişe işaret etmemesi ise Sterlin’de kayıpların genişlemesine neden olan bir veri olarak kayıtlara geçti. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme oranı ile haftanın son işlem günüde İngiltere’nin, ilgili dönemde beklentiler paralelinde %0.8’lik büyüme kaydettiği görüldü.

Avrupa’da genel olarak endekslerdeki yükselişler hafta içerisinde dikkat çeken hareketler arasında değerlendirilebilir. Bunun yanında, Perşembe günü açıklanan Euro Bölgesi ve üye ülkelerinin PMI verileri, kıtanın ortak para biriminde yükselişleri destekleyen önemli veriler arasında yer buldu. Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya uygulanan yaptırımları genişletme kararı alması, kıtanın ekonomisini olumsuz etkileyebileceği kaygıları ile piyasalarda etkili olurken, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişen ülke varlıklarında, AB’nin bu kararı sonrası değer kazanımları görüldü. Rusya’da çıkan sermayenin diğer gelişmekte olan ülkelere yönelmesi BIST-100 ve Türk Lirası’nda, FED’e yönelik beklentiler ve Çin’den gelen olumlu veriler ile yükselişlerin ivmelenmesini sağladı. Bunun yanında yurtiçinde TCMB’nin enflasyon raporu ve Banka’nın Başkanı Erdem Başçı’nın konuşmaları takip edilen başlıklar arasında yer aldı. Merkez Bankası enflasyon tahmini değiştirmezken, Başçı’nın kurduğu cümleler faiz indirimlerinin devam edeceği şeklinde yorumlandı.

Asya-Pasifik tarafındaki ekonomik takvim ise bu hafta oldukça yoğundu. Gelen açıklamalar ve veriler, küresel piyasalarda sert hareketlerin görülmesine neden oldu. Çin hükümetinin ülke ekonomisini desteklemeye devam edeceği spekülasyonu gündemde yer bulmayı sürdürürken, Asya’nın en büyük ekonomisi için açıklanan tahminlerin üzerindeki HSBC öncü imalat PMI verisi risk iştahını artıran bir unsur olarak dikkat çekti. Çin’in önemli ticaret ortaklarında olan ve enflasyon oranı bu hafta beklenti paralelinde açıklanan Avustralya’nın para biriminde Çin verisi sonrasında yükselişler izlendi. Bir diğer Asya-Pasifik ülkesi Yeni Zelanda’nın Merkez Bankası (RBNZ) ise bu haftaki toplantısında üst üste dördüncü kez faiz artırımına giderken, yeni faiz artırımlarına ara verilebileceği mesajı verdi. RBNZ’nin bu açıklamaları sonrasında ülkenin para biriminde sert kayıplar izlendi. Japonya’nın %3.3 ile beklenti paralelindeki çekirdek ulusal CPI verisi de doğuda yatırımcıların gündemindeki rakamlar arasında yer aldı.

Yeni hafta ile Temmuz ayını geride bırakmaya hazırlanan piyasalarda gelecek 5 günlük işlem dönemi oldukça kritik veriler içeriyor. Ramazan Bayramı nedeni ile haftaya Perşembe günü katılacak yurtiçi piyasaların yanında, ABD, Euro Bölgesi ve Çin gibi önemli ekonomilerden gelecek rakamlar, jeopolitik riskler ve G-20 toplantısı gibi gelişmeler ile yatırımcıların merceği altında yer alacak.

“Ekonomik takvimde öne çıkanlar”

ABD – Beklemedeki Ev Satışları; Dünyanın en büyük ekonomisinde konut verilerine ilişkin karmaşık seyir devam ediyor. Geride kalan hafta açıklanan datalarda ABD’de ikinci el ev satışlarının son 8 ayın en yüksek seviyesine çıktığı görülürken, yeni ev satışları göstergesi ise son üç ayın en kötü rakamına işaret etti. Haftanın ilk işlem gününde yayınlanacak beklemedeki konut satışlarına ait rakam ise Mayıs ayında %6.1 oranında bir yükseliş ile öngöründen daha güçlü gerçekleşmişti. Bu data aynı zamanda Kasım 2011’den bu yana görülen en hızlı artıştı. Haziran ayına ilişkin bilgiler verecek beklemedeki ev satışları verisinin %-0.2 olan beklentiden farklı gerçekleşmesi halinde Wall Street endekslerinde ve Dolar’da değer değişimleri izlenebilir.

ABD – CB Tüketici Güveni; The Conference Board (CB) tarafından düzenlenen ve ABD’deki tüketicilerin ekonomiye olan güvenlerini veri, Temmuz ayında yapılan anket sonuçlarına dayanacak. ABD ekonomisinin yaklaşık %70’i harcamalara dayalı olduğu için, tüketicilerin ülke ekonomisine dair görüşleri önem taşımaktadır. Haziran ayı için açıklanan rakam 85.2 ile Ocak 2008’den bu yana görülen en yüksek dataya işaret etmişti. CB tüketici güveni verisinin 85.5 olan beklentinin üzerinde gerçekleşmesi halinde Dolar’da yükselişler izlenebilecekken, rakamın tahminlerin altında kalması ABD’nin para biriminde kayıplara yol açabilir.

Euro Bölgesi – Almanya Öncü Enflasyon Oranı (CPI); Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisine sahip olan Almanya’daki ticari aktivitelerin hızına ilişkin bilgiler verebilecek enflasyon oranı, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) enflasyon konusundaki duyarlılığı nedeni ile önem taşıyor. Almanya’nın söz konusu göstergesi, Perşembe günü yayınlanacak Euro Bölgesi genelinin öncü enflasyon oranı verisi öncesinde beklentilere yön verebileceği için haftanın yakından takip edilecek rakamları arasında değerlendirilebilir. Beklentinin üzerindeki bir öncü gösterge Euro’da yükselişlerin görülmesine destek verebilecekken, tahminin altında kalacak enflasyon oranı, kıtanın ortak para biriminde kayıplara neden olabilir. Temmuz ayında enflasyon oranının aylık bazda %0.2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

ABD – ADP Tarım Dışı İstihdam Değişikliği; Cuma günü yayınlanacak olan hükümetin tarım dışı istihdam değişimi verisi öncesine ABD’nin özel sektör istihdam piyasası hakkında bilgiler verecek ADP tarım dışı istihdam değişikliği rakamı, piyasalarda ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikalarına ilişkin beklentilerin şekillenmesini sağlayabilir. Bu paralelde de Dolar üzerinde sert hareketlere yol açabilir. ADP verisinin açıklanmasının ardından 15 dakika sonra ABD ekonomisinin büyüme oranı ve daha sonra da Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantısının sonuçlarının yayınlanacağını unutmamak gerekiyor. Haziran ayında 218 bin Amerikalının özel sektörde tarım sanayi dışında iş bulduğunu gösteren ADP verisi beklentilerin üzerinde olumlu gelmişti. Temmuz ayına ait yayınlanacak verinin 234 bin olarak öngörülen rakamdan yüksek açıklanması halinde Dolar’da yukarı yönlü hareketler izlenebilecekken, tahminin altında kalacak rakamlar ülkenin para biriminde kayıplara zemin oluşturabilir.

ABD – Büyüme Oranı (GDP); Haftanın en önemli makro-ekonomik göstergeleri arasında üst sıralara koyabileceğimiz ABD’nin büyüme oranı verisi, piyasalarda gündemi yönlendirebilecek bir rakam olarak öne çıkıyor. Yılın ilk çeyreğinde mevsimsel olduğu düşünülen faktörler ile %2.9 daralan ABD ekonomisinin, ikinci çeyrek büyümesine ilişkin açıklanacak ilk tahmin olan GDP verisi, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) toplantı kararlarının yayınlanmasının öncesinde dikkatle izlenecek. ABD’de yaşanan son yılların en soğuk kış mevsiminin getirdiği olumsuzlukların, yılın ikinci çeyreğinde arınmış olması bekleniyor. Bunun tersi bir durum GDP verisi için geçerli olursa, piyasalar, ABD’de mevsimsel değil, yapısal problemlerin olduğu düşüncesine girebilir. Bu gibi bir dinamik içerisinde ise ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikası tarafında atacağı adımlara ilişkin beklentiler değişebilir ve özellikle Dolar’da çok sert fiyat değişimleri izlenebilir. Çeyreklik bazda açıklanacak olan rakamın %3.1 olan beklentiyi aşması halinde ise ABD’nin para biriminde, FED’in faiz artırım tarihinin daha yakın bir tarihe çekilebileceği düşüncesi ile yükselişlere destek verebilir.

ABD – FOMC Toplantısı; ABD Merkez Bankası’nın (FED) Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) Temmuz ayındaki toplantısından çıkacak sonuçlar, piyasalar tarafından son derece büyük bir dikkatle izlenecek. Ancak beklentilere göz attığımızda ise, FED’in nasıl bir politika izleyeceğine yönelik tahminlerin neredeyse aynı sonuca işaret ettiği görülüyor. Son aylarda FED’in açıklamaları ve Banka’nın Başkanı Janet Yellen’ın konuşmalarından sonra FOMC toplantısına ilişkin belirsizliklerin bir miktar azaldığını ifade edebiliriz. İki gün sürecek ve 30 Temmuz’da sona erecek olan FOMC toplantısında FED’in aylık tahvil alımlarını 10 milyar Dolar azaltmaya devam edeceği düşünülüyor. Bununla birlikte, ilk faiz artırımına ait herhangi bir takvimin olmadığı ve bu gibi bir adımın ABD ekonomisindeki gelişmelere bağlı olduğunun belirtileceği öngörülüyor. Mevcut durumda, FED’in politika faizini 2015 yılının ortalarında artıracağı yönündeki beklentinin değişmesine neden olabilecek açıklamalar, Dolar’da sert hareketlerin görülmesine neden olabilir. Daha yakın bir tarihte artırım yapılacağı düşüncesi ABD’nin para biriminde yükseliş, daha uzak bir tarihteki faiz artırım beklentisi ise düşüş getirebilir.

Türkiye – Tüketici Güveni; Ramazan Bayramı tatilinden dönecek olan yurtiçi piyasaları Perşembe günü tüketici güveni verisi karşılayacak. Küresel gelişmeler paralelinde geride kalan haftalarda yukarı yönlü hareketlerini ivmelendiren yerel varlıklar için söz konusu veri yakından izlenecek. Son olarak 73.7 seviyesine gerileyen rakam, Türk Lirası’nın değeri üzerinde etkili olabilir.

Euro Bölgesi – Öncü Enflasyon Oranı (CPI); Almanya’nın öncü verisinden sonra Euro Bölgesi geneli için yayınlanacak olan öncü enflasyon oranı, piyasalarda sert hareketlerin görülmesine neden olabilecek önemli bir veri kategorisinde yer aldığı için dikkat çekiyor. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasında atacağı adımlarda etkili olabilen söz konusu veri, kıtanın ortak para biriminde de yön konusunda belirleyici olabilir. Son 9 aydır %1.0 seviyesinin altında seyreden makro-ekonomik gösterge, son iki aydır da %0.5 olarak gerçekleşiyor. Uzun süreli bir şekilde enflasyon oranının düşük kalmasının Euro Bölgesi ekonomisine zarar vereceği görüşü ECB yetkilileri tarafından da dile getirilirken, deflasyon riskinin de artmasına neden olduğu düşünülüyor. Öncü enflasyon oranının, yine %0.5 seviyesinde kalacağı yönündeki beklentinin altında açıklanması halinde Euro’da kayıplar izlenebilecekken, rakamın tahminin üzerine çıkması kıtanın ortak para biriminde yükselişleri destekleyebilir.

Kanada – Büyüme Oranı (GDP); Son iki dönemdir aylık bazda %0.1 oranında büyüme kaydeden Kanada’nın, Ocak’taki %0.5’lik rakam sonrasında ekonomik performansında düşüş izleniyor. Mayıs ayına ilişkin bilgiler verecek Kuzey Amerika’nın GDP verisinin bu kez %0.3 olarak açıklanacağı öngörülüyor. Verinin beklentinin üzerinde bir büyümeye işaret etmesi halinde Kanada Doları’nda yukarı yönlü hareketler izlenebilecekken, beklentiyi karşılamayacak rakamlar ise ülkenin para biriminde düşüşlere yol açabilir.

ABD – İstihdam Talepleri; Geride kalan hafta 284 bin Amerikalının işsizlik maaşına başvuruda bulunduğuna işaret eden istihdam talepleri verisi, beklentinin altında olumlu bir görünüm ortaya koymuştu. 26 Temmuz ile biten haftada ise 306 bin Amerikalının işsizlik sigortasından yararlanmak için başvurmuş olması bekleniyor. Verinin tahminden farklı olarak gerçekleşmesi, ABD’nin para birimi değerinde değişikliklere neden olabileceği için yatırımcılar tarafından yakından takip edilecek.

Çin – İmalat PMI; Geride kalan hafta HSBC tarafından hazırlanarak açıklanan öncü imalat PMI verisi, beklentilerin üzerinde gerçekleşerek, dünyanın en büyük ikinci ekonomisine ilişkin olumlu sinyaller vermişti. 52.0 olarak yayınlanan rakamın, bir değişiklik yapılması beklenmeyen nihai şekli Cuma sabahı TR saati 04:45’de yayınlanacak. Ancak bu veri öncesinde aynı gün, TR saati ile 04:00’da hükümetin imalat PMI verisi yatırımcıların gündeminde yer alacak. Çin, büyük bir “üretici ekonomi” konumunda olduğu için, ülkenin ekonomik performansı tüm dünyadaki dengeleri etkileyebilmektedir. Söz konusu imalat PMI verisi de Çin ekonomisine ilişkin önemli bilgiler vereceği için birçok finansal araç bu rakamlardan etkilenebilir. Gelişmekte olan ülke varlıkları, piyasaların risk algısı, küresel endeksler, bakır gibi sanayi üretiminde kullanılan madenler, altın gibi piyasa psikolojisinden etkilenen araçlar, petrol fiyatları ve Avustralya gibi Çin’in önemli ticaret ortağı konumundaki ülkelerin varlık fiyatları, Çin’den açıklanacak ve ülkenin üretimine ilişkin bilgiler sunacak bu makro-ekonomi göstergeler ile yön bulabilir.

Japonya – BOJ Başkanı Kuroda’nın Konuşması; Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) Başkanı Haruhiko Kuroda’nın Cuma sabahı, Japonya Araştırma Enstitüsü’nde yapması beklenen konuşması, ülkenin finansal araç fiyatlarında etkili olabileceği için yakından takip edilecek. Başkan’ın, BOJ’un para politikalarına değinmesi, özellikle Nikkei-225 endeksi ve Yen üzerinde sert hareketlerin görülmesine yol açabilir. Kuroda son konuşmasında, Merkez Bankası’nın mevcut politikalarında değişikliğin şimdilik düşünülmediğini, ancak gerektiğinde harekete geçmeye hazır olduklarını ifade etmişti.

İngiltere – İmalat PMI; Geride kalan haftanın en dikkat çekici hareketlerini gösteren Sterlin için, İngiltere’nin imalat PMI verisi, yeni haftanın önem derecesi yüksek makro-ekonomik göstergeleri arasında yer alıyor. İmalat PMI, 57 seviyesinin üzerine çıktıktan sonra son üç aydır bu noktanın üzerinde kalmayı başardı. Ada ülkesinin para biriminin, PMI verilerine karşı hassasiyetinin yüksek olduğu ifade edilebilir. 57.2 ile Haziran ayında 57.5 olarak okunan rakamdan bir miktar gerileme göstermesi beklenen datanın öngörülenin altına sarkması halinde Sterlin’de sert kayıplar izlenebilecekken, rakamın tahminleri aşması durumunda ise ülkenin para biriminde yukarı yönlü hareketler zemin bulabilir.

ABD – Tarım Dışı İstihdam Değişimi; Ağustos ayının ilk işlem gününde yayınlanacak olan ve küresel piyasalar için haftanın en önemli rakamları arasında yer alan ABD’nin tarım dışı istihdam değişimi (TDİ) verisi, Asya’dan Avrupa’ya kadar tüm dünya tarafından dikkatle izlenecek. ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikası kararlarını alırken yakından takip ettiği istihdam piyasasına ilişkin önemli bilgiler verdiği düşünülen TDİ göstergesi, son üç aydır 200 bin seviyesinin üzerinde gerçekleşiyor. Mayıs ayında ise 288 bin Amerikalının tarım endüstrisi dışındaki sektörlerde iş bulduğuna işaret ederek beklentileri aşmış ve oldukça güçlü bir görünüm ortaya koymuştu. Haziran ayında ise 230 bin olarak açıklanacağı tahmin edilen makro-ekonomik göstergenin öngörülenden yüksek açıklanması halinde Dolar’da sert, yukarı yönlü hareketler görülebilecekken, beklentinin altında kalacak datalar ise ABD’nin para biriminde düşüşlere yol açabilir.

ABD – ISM İmalat PMI; Genelde ABD’nin tarım dışı istihdam değişimi (TDİ) verisinden önce açıklanarak, dünyanın en büyük ekonomisindeki sağlığa ilişkin ipuçları veren ISM imalat PMI verisi, geride kalan ay olduğu gibi bu kez de TDİ verisinden sonra yayınlanacak. Yatırımcıların, TDİ verisine ilişkin beklentilerini şekillendirmesine yardımcı olduğu için piyasalardaki etkisi bir miktar daha fazla olabilen ISM Enstitüsü tarafından açıklanacak imalat PMI datasının, bu kez varlık fiyatlarındaki etkisinin nispeten düşük olabileceği bu paralelde ifade edilebilir. Yine de piyasa katılımcılarının gündemindeki rakamlar arasında yer alacak imalat PMI’ın 56.1 olan beklentiyi aşması halinde Dolar’da yükselişler izlenebilecekken, rakamın tahminin altında kalması ülkenin para biriminde düşüşlere ortam hazırlayabilir.

Önemli NOT: Analizler içerisinde söz edilen beklentiler ve ekonomik verilere ilişkin beklenti rakamları, 25 Temmuz 2014 tarihinde saat 17:00’da tamamlanan çalışmalar sonucu belirlenmiştir. Beklentiler analist ve ekonomistlere yapılan yeni anketler, ya da piyasa dinamiklerindeki farklılaşmalar sonucu haftanın ilerleyen günlerinde değişiklik gösterebilmektedir. Bu nedenle hafta içerisinde GCM Forex Araştırma Departmanı tarafından hazırlanan günlük analizlerde güncellenebilecek beklenti ve beklenti rakamlarını takip etmeniz önem taşımaktadır.

EUR/USD ANALİZİ

Finansal piyasalar gerek Euro gerekse ABD’den gelen önemli veriler ve açıklamalara odaklanırken bu hafta EURUSD paritesinin 2014 yılı dip noktası olarak ifade ettiğimiz 1,3480 seviyesini aşağı yönlü kırdığını ve satıcıların bir adım daha önde olduğunu görme şansımız oldu. Her ne kadar 200 haftalık basit hareketli ortalama olan 1,3425 destek noktası aşağı yönlü kırılmasa da paritenin satış baskısına devam etme isteği dikkat çekici. 1 Ağustos Tarım Dışı İstihdam, 7 Ağustos Avrupa Merkez Bankası basın açıklaması olduğu düşünüldüğünde özellikle iki haftalık süreç parite de sert hareketlerin oluşumu adına önemlidir.

Pariteyi teknik olarak değerlendirirken bu hafta iki farklı grafik üzerinden çalışmalarımızı yürüteceğiz. İlk olarak orta vadeli grafik anlamında haftalık grafik, daha sonra da kısa vadeli grafik anlamında da günlük grafikler incelenecektir.

EURUSD paritesini haftalık grafikte incelediğimizde uzun bir süredir (22 Temmuz 2013) devam eden yükseliş trendinde kanalının alt noktasının (1,3490) kırıldığını görmekteyiz. Bu bağlamda da özellikle orta vadeli olarak aşağı yönlü baskının devam etme ihtimali kuvvetlidir. Burada riskini minimize etmek isteyenler 200 haftalık basit hareketli ortalama (1,3425) altında yapacağı haftalık kapanışını takip etmelidir. Böyle bir durumda 1,3000 seviyesine doğru potansiyel bir hareket görebiliriz. Aksi takdirde parite de tepki alışı düşüncesi oluşmak isteyebilir ve bu tutum 1,36**’lı seviyelerine kadar tepki alımlarını hızlandırabilir.

“1 no’lu grafik eklenecek”

EURUSD paritesini günlük grafikte incelediğimizde ise 150 günlük üssel ve basit hareketli ortalamaların (1,3692 ve 1,3638) etkisi ile hareketlerini sürdürdüğünü görmekteyiz. Parite için belirlemiş olduğumuz seviyeler altında günlük kapanışları devam ettirmesi, aşağı yönlü baskıların kısa vadeli devam etmesi açısından önem arz etmektedir. Böyle bir durumda 1,3395 ve 1,3285 seviyeleri yeni hedef seviyeleri olarak karşımızdadır. Bu ortalamalar öncesinde 1,3575 ilk kritik bariyer olarak karşımızdadır.

Destek; 1,3395-1,3285-1,3170
Direnç; 1,3510-1,3575-1,3692

GBP/USD ANALİZİ

GBPUSD paritesi son zamanlarda İngiltere’den gelen olumsuz makro-ekonomik gelişmelerin etkisi ile birlikte uzun bir süredir beklediğimiz tepki satışlarının oluşumuna katkı sağladığını ifade edebiliriz. 1,7190 seviyesinden başlatılan satıcılı seyrin pariteyi bu hafta içerisinde 1,6965 seviyesine kadar gerilettiğini görmekteyiz. GBPUSD paritesinde son zamanlarda yaşanılan aşağı yönlü baskı düşünüldüğünde özellikle bu baskıyı süreklilik halinde düşünce psikoloji işlem stratejimize zarar verebilir. Çünkü parite uzun bir süredir yükseliş trendinde etkisini sürdürmektedir. Bu bağlamda da mevcut kısa vadeli düşüşler tepki olarak değerlendirilebilir.

Günlük grafiği incelediğimizde 21 Kasım 2013 tarihinden itibaren trend görevi gören 89 günlük üssel hareketli ortalama her fırsatta yükselişlerin devamı için önemli sinyaller vermiş ve test edilmesi sonrasındaki hareketlerle bunu kanıtlamıştır. 1,5850 seviyesinden başlayan bu süreç paritenin 1,7190 seviyesine kadar devam etmesine katkı sağlamıştır. Şuanda bu ortalama 1,6885 desteğinden geçtiğine göre paritenin 1,6885 seviyesi üzerinde kaldığı müddetçe 12 Kasım 2013 tarihinden beri devam eden yükseliş trendini korumak isteyeceğini ifade edebiliriz. Böyle bir durumda yeniden 1,7190 seviyesi hedeflenmek istenebilir.

GBPUSD paritesinde alımlar için 89 günlük üssel hareketli ortalama beklenmeli mi?

Tepki hareketleri incelendiğinde mevcut tepki satışlarının 89 günlük üssel hareketli ortalamaya çok yakın hatta test ettikten sonra sonlandığını geçmiş hareketlerden görebiliyoruz. Bu bağlamda istatistiki olarak 89 günlük üssel hareketli ortalama yani 1,6885 desteğinin test edilebilme potansiyelinin olduğunu ifade edebiliriz. Ancak burada bilinmesi gerekilen en önemli husus ise yatırım psikolojisi anlamında para yönetimi gerçekleştiren tüm katılımcıların (bireysel + kurumsal) bu seviyeyi bekleyip beklememesidir. Eğer yükseliş trendi korunacaksa 89 günlük üssel hareketli ortalama test edilmeden de dönüş gerçekleştirilebilir. Bu bağlamda da özellikle 1,6965 – 1,6885 aralığı olası dönüşler için sermayeye uygun işlem stratejileri oluşturulabilir.

NOT: Yukarıdaki beklentiler 12 Kasım 2013 tarihinden itibaren devam eden yükseliş trendinin devamlılığına göre oluşturulan stratejidir. Yükseliş trendinin olası sonlanması ve yerini düşüşlere bırakabilmesi için art arda iki gün günlük kapanışın 89 günlük basit hareketli ortalama altında gerçekleşmesi gerekmektedir. Aynı zamanda bu kapanışlar alım stratejileri gerçekleştirenler için “Zararı Durdur” olarak da belirlenebilir

Destek; 1,6885-1,6780-1,6690
Direnç; 1,7060-1,7118-1,7190

USD/TRY ANALİZİ

· 1 Ağustos – ABD’den Tarım Dışı İstihdam verisinin açıklanması,

· 7 Ağustos – Avrupa Merkez Bankası Faiz Kararı ve Başkan Draghi’nin konuşması

· 8 Ağustos – Kredi Dereceledirme Kuruluşunun (Moody’s) Türkiye değerlendirmesi,

· 10 Ağustos – Cumhurbaşkanlığı seçimi 1. Tur,

· 21 Ağustos – FED Başkanı Janet Yellen’in Jackson Hole’de gerçekleştireceği konuşma,

· 24 Ağustos - Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. Tur,

· 27 Ağustos – PPK toplantısı ve Faiz Kararı

Yukarıda, Ağustos ayı içerisinde yurtiçi piyasaların dikkat etmesi gereken kritik makro-ekonomik veriler paylaşılmıştır. Bu veriler, yurt içi işlemcilerde özellikle USDTRY, BİST-100 gibi en fazla takip edilen finansal varlıklar üzerinde sert hareketlerin oluşumuna katkı sağlayabilir. Bu bağlamda da Ağustos ayına 1 hafta kala piyasalarda spekülatif hareketlerin yoğun olması sürpriz olmamalıdır. USDTRY’de işlemlerini sürdüren Forex katılımcıları 28-31 Temmuz haftası bu tür spekülasyonlara maruz kalmaması adına işlem stratejilerinde daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir.

USDTRY kurunun son hareketlerini incelediğimizde özellikle Türk Lirasının değer kazanmayı sürdürmesi kurdaki satıcılı seyrin devam etmesi açısından önem arz etmektedir. Ancak unutulmaması gereken husus ise USDTRY kurunun 31 Mart 2014 tarihinden beri 2,1530 ile 2,0615 seviyeleri arasında bant hareketi gerçekleştirmesidir. Bu bağlamda da özellikle bundan sonraki süreçte 2,0615 destek noktası dikkatle takip edilmelidir. Orta ve Uzun vadeli yükselişler devam edecek mi sorusunun cevabını 2,0615 seviyesine göre belirleyebiliriz. 2,0615 – 2,1530 arasındaki bant hareketinde bandın üst ya da alt noktaları hesabı için 2,1142 ve 2,0860 seviyeleri kontrol noktaları olarak belirlenmiştir. 2,0615 hedefi için kurun 2,0860 desteğini aşağı yönlü kırması, 2,1530 seviyesi hedefi içinse 2,1142 direncinin geçilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Destek: 2,0860 - 2,0745 - 2,0615

Direnç: 2,1025 - 2,1142 - 2,1300

USD/JPY ANALİZİ

Hafta boyunca jeopolitik risklerin geri plana atılmasıyla birlikte Yen’in değer kaybına uğradığını gördük. Dolar endeksindeki yükselişin ikinci haftaya taşınması ve borsalardaki pozitif havanın bilançolarla da desteklenmesiyle birlikte, USD/JPY paritesinde alımların ön plana çıktığı bir hafta karşımıza çıktı. Önümüzdeki hafta hem ABD, hem Japonya tarafında önemli veriler bulunmakla birlikte, buna ek olarak Yen üzerinde değerlemelerde etkili olan jeopolitik gelişmelerin de takibini sürdürmekte fayda var.

Teknik olarak incelediğimizde, kırmızı renkle belirttiğimiz formasyon ve bunun yanında pariteyi 1,5 yıldır destekleyen 55 haftalık basit (simple) hareketli ortalamanın güncelliğini koruduğunu görmekteyiz. Hareketlerin kanalın alt noktasında yoğunlaşmış olmasına rağmen, paritenin 100,75 – 101,20 bandını her test edişinde bu bölgeden yukarı yönlü uzaklaşma isteği dikkat çekiyor. Buna bağlı olarak, 101,20 seviyesi üzerinde yukarı yönlü baskıların ağırlık kazanması beklenebilir. Yükselişlerde 102,30 seviyesinin geçilmesi, kanal üst noktası olarak değerlendirebileceğimiz 102,80 seviyesinin hedeflenmesine neden olabilir. Yükselişlerden kalıcılık bekleyebilmek için, 102,80 üzerindeki fiyatlamaları görmekte fayda var.

Paritede kanalın üst bölgesinde oluşabilecek sınırlamalar düşüş yönlü beklentiler için takip edilmelidir. Kanalın geçilememesi, satışların tekrar ön plana çıkmasına ve kanalın alt bandının denenmesine neden olabilir. Düşüş beklentilerinde ivme görebilmek için, bandın alt noktası olan 100,75’in kırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.

Destek: 101,20 – 100,75 – 99,95
Direnç: 102,35 – 102,80 – 104,10

EUR/JPY ANALİZİ

Piyasalarda geride bıraktığımız haftada oluşan ılımlı havanın, genel anlamda borsa endekslerinde etkili olduğunu gördük. Haftayı EUR/JPY paritesi açısından değerlendirdiğimizde, güvenli liman olarak görülen Yen’in değer kaybına rağmen, Euro’nun da benzer etkilerle değer kaybetmesi sonucu paritede yatay hareketlerin ağırlık kazandığını söyleyebiliriz. Önümüzdeki hafta ise jeopolitik risklerin yanı sıra, verilerin Dolar endeksi üzerindeki etkileri takip edilebilir. Çünkü Dolar endeksindeki hareketlerle birlikte muadil para birimi Euro üzerindeki fiyatlamaların etkili olduğunu görmekteyiz.

Teknik olarak değerlendirdiğimizde, geride bıraktığımız haftada yaklaşık 6 ayın dip noktasına kadar gerileme yaşandığını görüyoruz. Yükseliş kanalı içerisinde oluşan düşüş trendi (kımızı) etkisini sürdürdü. Trendin sınırı olan 140,07 aynı zamanda Bollinger orta bandı üzerinde bulunuyor ve bu seviyenin altında düşüş baskılarının ön planda olması beklenebilir. Düşüş baskıları, mavi renkle belirttiğimiz bandın alt noktası olan 136,21 seviyesinin kırılmasıyla destek kazanabilir ve kanal alt noktası olan 134,00 seviyesinin hedeflenebilmesi için gerekli ivme oluşabilir. Daha kalıcı düşüş beklentileri için kanalın kırılması gerekmektedir.

Paritede yukarı yönlü beklenti oluşturabilmek için ilk etapta destek konumundaki 136,21 seviyesinin düşüş baskılarına tepkisi takip edilmelidir. Bu seviyenin kırılamaması, alımların tekrar hakim olmasına katkı sağlayabilir. Olası alımlar, bandın üst noktası olan 137,00 üzerinde kalıcılık sağlandığı taktirde netlik kazanabilir. Bu şartla birlikte 140,07 seviyesi hedeflenebilir. 140,07’nin geçilmesi ise daha kalıcı yükseliş beklentileri için temel oluşturabilir.

Destek: 137,01 – 135,45 – 134,50
Direnç: 137,70 – 138,75 – 140,07

HAM PETROL ANALİZİ

Ham petrol fiyatında son iki haftadır (özellikle 21 – 25 Temmuz haftası) jeopolitik risklerin geri planda kaldığı, daha çok ABD stok verileriyle birlikte fiyatlamaların sertleştiği bir süreci takip ettik. Çarşamba günü açıklanan ham petrol stokları yine sert bir düşüş yaşandığını gösterdi ve fiyatın bu gelişmeyle yükseldiğini gördük. Ancak ABD petrol üretiminin arttığına dair spekülasyonlarla birlikte aşağı yönlü baskıların ön plana çıktığını ve kazancın neredeyse tamamının geri verildiğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki hafta, 2 haftadır sürprizleriyle fiyat üzerinde sert etki oluşturan ABD ham petrol stok verileri ve jeopolitik gelişmelerin takibine devam edilecek.

Teknik olarak incelediğimizde, son iki haftadır test edilen 104,35 seviyesinin aşılamaması dikkat çekiyor. Kahverengi ile belirttiğimiz yükseliş trendinin sınırı olan 104,35’in altında, kısa vadeli tepki satışlarının ön plana çıkması beklenebilir. Düşüşlerde 100,40 seviyesinin kırılması, İchimoku bulutunun sınırını oluşturan 99,00 seviyesinin hedeflenmesinde etkili olabilir. Ancak düşüş beklentilerinde, özellikle kırmızı renkle belirttiğimiz yükseliş trendinin sınırı olan 95,74 kırılana kadar, tepki satışlarından fazla güç beklememek gerekmektedir.

İchimoku bulut sınırının oluşturduğu 99,00 seviyesi, Mart 2014’ten bu yana fiyatın düşüşlerini sınırlandırıcı etkiye sahip. Bu seviyenin kırılamaması, yükseliş baskılarının devreye girmesinde etkili olabilir. Yükselişlerde kalıcılık, 104,35 seviyesinin geçilmesiyle oluşabilir. Bu şartla birlikte 110,67’lere kadar yükseliş potansiyelinin oluşması mümkündür. Ancak küresel anlamda artan üretim miktarı nedeniyle, gündemin takibi her iki yöndeki beklentiler için de kritik önem taşımaktadır.

Destek: 100,40 – 99,00 – 97,00
Direnç: 104,35 – 106,45 – 107,66

ALTIN ANALİZİ

Finansal piyasalar, FED’in para politikaları üzerindeki stratejileri ile ilgilenirken özellikle son zamanlarda askeri operasyon adı altında yaşanılan gerilimlerin gündemde olması ile ilginin bu bölgeye kaymasına neden oldu. Ukrayna – Rusya, İsrail – Gazze gibi ülkelerin arasında yaşanılan askeri gerilimlerden beslenen emtia fiyatlarında özellikle Altın fiyatı son zamanların en hareketli dönemini yaşamaktadır. Mevcut gerilimlerden beslenen ve bu destek ile 1345 seviyesini test eden kıymetli maden, bazı kritik bölgeler altında satıcılı seyrini devam ettirmeye çalışmaktadır. Buna ilaveten ABD 10 yıllık hazine tahvil faiz oranlarının ve S&P500 endeksindeki yükselişler Altın fiyatı üzerinde önemli negatif etkiler bırakmaktadır. Özellikle de endekse olan talebin Altın üzerindeki negatif etkisi gözlerden kaçmamaktadır. Genel görünüme baktığımızda da Kısa vadeli Alıcılar ile Orta vadeli Satıcıların kıyasıya mücadele içerisinde olduğunu, mevcut gündemin de bu çekişmeyi daha da heyecanlı bir gösteriye dönüştürdüğünü ifade edebiliriz.

Kıymetli madenlerden Altın’ın bundan sonraki seyrini incelediğimizde makro-ekonomik anlamda dikkat etmemiz gereken hususların başında;

· Jeopolitik risklerin devam edip etmemesi,

· FED’in para politikaları üzerindeki stratejilerinde değişikliğe gidip gitmemesi,

· ABD 10 yıllık hazine tahvil faiz oranının yükselişlerine devam edip etmemesi,

· S&P500 endeksinin yeni rekora doğru adım atıp atmaması

gibi faktörler yer alabilir. Özellikle de FED’in parasal genişleme miktarını sonlandırması ve daha sonra faiz artırımı konusunda nasıl bir tutum içerisinde olacağı özellikle yılsonu beklentilerini şekillendirmemiz açısından önemlidir.

Teknik olarak Altın fiyatını incelediğimizde bazı kritik seviyeler altında orta ve uzun vadeli ayı piyasasının devam ettiğini net bir şekilde söyleyebiliriz.

Haftalık grafikte 100 haftalık üssel hareketli ortalama olan 1381, 200 haftalık üssel hareketli ortalama olan 1375 ve son olarak da kırmızı renkle belirtmiş olduğumuz orta vadeli kanalın üst noktası olan 1355 direnci Altın fiyatının aşağı yönlü baskısına maruz kalması için destek olan önemli seviyeler olarak belirlenmiştir. Altın fiyatı eğer bu bariyer altında kalmayı sürdürürse 1265 ve 1240 gibi seviyeleri orta vadeli olarak hedeflemek isteyebilir. Uzun vadeli olarak 1180 destek noktası hala daha gündemimizde ve yukarıda belirlemiş olduğumuz seviyeler altında kaldığı müddetçe gündemde kalmaya devam edebilir.

“2 no’lu grafik eklenecek”

Kısa vadeli olarak baktığımızda ise 1285 destek noktası mevcut kısa vadeli alıcıların son kalesi olarak söyleyebiliriz. Gerek 200 günlük basit hareketli ortalama gerekse ichimoku indikatöründe bulutun üst noktası olarak kaydedilen bu seviye kırılmadığı müddetçe alıcıların hala daha umudu olacaktır. Ancak unutmamak gerekir ki Altın fiyatı kritik bölge olarak yukarıda ifade ettiğimiz bölümden dönüş gerçekleştirerek düşüş baskısı için önemli sinyaller verdi. Bu bağlamda da özellikle Ortadoğu da yaşanılan gerilimler yeniden gündemde yer verilmediği müddetçe Altın fiyatının 1285 desteğini aşağı yönlü kırması sürpriz olmayabilir.

Destek: 1285-1265-1240
Direnç: 1305-1325-1345

DAX30 ANALİZ

3 Haziran 2012 tarihinden itibaren yükseliş trendinde hareketlerine devam eden ve her fırsatta yaşanılacak olası geri çekilmelerin uzun vadeli olarak alış fırsatı olması gerektiği hususundaki ifadelerimizi sizlerle paylaşmış olduğumuz Dax30 endeksi, son haftaların tepe noktası olarak gözlemlemiş olduğumuz 10055 direncini geçemeyerek tepki satışlarına maruz kaldığını ve bu tutumun endeks fiyatını 9598 seviyesine kadar gerilettiğini söyleyebiliriz. Haftanın son işlem gününde de şu sıralar 9752 seviyesine yakın seyrini sürdürmektedir.

40 haftalık basit hareketli ortalama, endeks için uzun bir süredir trend göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır ve şuan ki güncel seviyesi 9510 olarak belirlenmiştir. Yani uzun vadeli olarak 9510 destek noktası üzerinde kaldığı müddetçe Dax30 endeksi son haftaların zirve noktası olan 10055 seviyesine yeniden yaklaşmak isteyebilir

Kısa vadeli olarak Dax30 endeksini incelediğimizde 10055 bariyeri altında tepki satışlarına devam ettiğini görmekteyiz. Ancak burada bilinmesi gereken hususların en başında ise mevcut tepki satışlarının yükseliş trendinde kanalın içerisinde yer alıyor olmasıdır. Bu bağlamda da trend değişmediği müddetçe bizim dostumuz olmaya devam edecektir. Bu da 9510 seviyesine doğru gerçekleşecek olası dönüşlerde (9510 seviyesi üzerinde kaldığı müddetçe) alış fırsatı olarak değerlendirilebilir. Böyle bir durumda son zamanların tepe noktası olarak gözlemlemiş olduğumuz 10055 direncini yeniden hedeflemek isteyebilir.

Destek: 9598-9510-9425
Direnç: 9820-9920-10055

S&P500 ANALİZ

11 Kasım 2012 tarihinden itibaren yükseliş trendinde hareketlerine devam eden ve yaşanılacak olası geri çekilmelerin uzun vadeli alış fırsatı olması gerektiği hususundaki ifadelerimizi sizlerle paylaşmış olduğumuz S&P500 endeksi, bu hafta kritik 1980 direncini geçerek yükselişlerini 1985,25 seviyesine kadar devam ettirdi ve şu sıralar 1977,50 seviyesinde hareketlerine devam etmektedir.

34 haftalık basit hareketli ortalama, endeks için uzun bir süredir trend göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır ve şuan ki güncel seviyesi 1868 olarak belirlenmiştir. Yani uzun vadeli olarak 1868 destek noktası üzerinde yeni rekor seviyelerinin test edilme potansiyelinin güçlü olduğunu ifade edebiliriz.

Kısa vadeli olarak S&P500 endeksini incelediğimizde de Temmuz ayının dip noktası olarak kaydettiğimiz 1945 seviyesinin önem arz ettiğini, endeksin bu destek noktası üzerinde kalmayı sürdürmesi ile 1990 - 2002 bölgesine yaklaşarak yeni rekor seviyeleri test etmek isteyeceğini ifade edebiliriz.

NOT: Uzun bir süredir, endeks ile ilgili kısa vadeli yaşanılacak olası düşüşlerin orta ve uzun vadeli alış fırsatı olarak değerlendirilmesi şeklindeki analizlerimizi sizlerle paylaşmaktayız. Bu tutumumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Yükseliş trendi aktif bir şekilde devam ettiği müddetçe endeks için pozitif beklentimiz devam edecektir.

Destek: 1958-1945-1920
Direnç: 1985-1990-2002

GCM Forex Haftalık Bülteni Hazırlayanlar:

Başanalist: Kudret AYYILDIR - “EURUSD, GBPUSD, USDTRY, Altın, Dax30 ve S&P500 Analizi”
Analist: Sermet DOGAN – “Makro-Ekonomik Gelişmeler”
Yardımcı Analist: Umut TUNCER - ” USDJPY, EURJPY ve Ham Petrol Analizi”

NOT: Bu analizler GCM Forex’den izinsiz olarak yayınlanamaz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

http://www.gcmforex.com/

Günlük piyasa analiz ve yorumları ücretsiz e-posta adresinize gelmesini istiyorsanız tıklayın ve formu doldurun.

ücretsiz üye olun

1266 kere okundu

KOBİTEK - KOBİLERİN İŞ PORTALI

© 2001-2024

KOBITEK.COM, bir TEKNOART Bilişim Hizmetleri Limited Şirketi projesidir.

2001 yılından beri KOBİlere ücretsiz bilgi kaynağı olma hedefi ile, alanında uzman yazarlar tarafından sunulan özgün bir iceriğe sahiptir.

Tüm yazıların telif hakları KOBITEK.COM'a aittir. Alıntı yapılabilir, referans verilebilir, ancak yazarın kişisel bloğu dışında başka yerde yayınlanamaz